Diyalog Gazetesi

İhmalin kurbanı

KIBRIS

Güzelyurt bölgesinde narenciye alanı 75 bin dönümden 30 bine geriledi

 Suna ERDEN
Geçmiş yıllarda KKTC’nin bir numaralı ihraç ürünü olan narenciye sektörü zaman içerisinde ileriye değil geriye doğru gitti.1975 yılında 75 bin dönüm olan narenciye alanı günümüzde 30 bin dönüme kadar düşmesinin temelinde kuraklık ve yönetim ihmalleri bulunuyor.
Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, kuralık ve narenciye ile ilgili etkin politikalar olmadığı için sektörün gelişmek yerine gerilediğini belirtirken, sadece bahçe dönüm oranının değil rekoltenin de düştüğünü söyledi. Alioğlu, 1975 ile 2005 yılları arasında 120 bin ile 190 bin ton olan rekoltenin günümüzde 80 bin tonlara kadar düştüğünü ifade etti. Alioğlu, Diyalog’a yaptığı açıklamada sektörün gerilemesindeki nedenleri anlattı. 

Alan giderek daraldı
Narenciye Üreticileri Birliği tarafından hazırlanan istatistiki verilere göre;1975 yılında 75 bin dönüm olan narenciye bahçeleri, 1980 yılına geldiğinde 59 bin dönüme düştü. 1985 yılında bahçe oranı 55 bin dönüme gerilerken, 1990 yılında da yine azalarak 54 bin dönüme düştü. 1995 yılında ise 52 bin dönüm olan bahçe oranı, 2000 yılına geldiğinde 44 bin dönüme düştü. 2005 yılında 43-44 bin arasında olan dönüm oranı, 2010 yılında 40 bin dönüme geriledi. Bu oran 2015 yılında 35 bin dönüme düşerken, 2018 yılında ise mevcut dönüm oranı 30 bin olarak belirlendi.

Belimiz bükülmedi adeta kırıldı
Sektördeki gerilemenin nedenlerini açıklayan Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, kuralık ve narenciye ile ilgili etkin politikalar olmadığı için sektörün gelişmek yerine gerilediğini söyledi. Alioğlu, bu yıl yaşanan kuralık ve elektriğe yapılan zamların üreticinin belini kırdığını ifade etti. 
Narenciye üretiminde su tüketiminin elzem olduğunu, şu anda aktif olan 750 kuyu bulunduğunu kaydeden Alioğlu, bu kuyulardan su çekebilmek için elektrik kullanıldığını ifade etti. Alioğlu, “Sular giderek tuzlandı. Üretici daha derinlerden su çekmek zorunda kaldı ve daha fazla elektrik harcadı. Ve daha fazla fatura ödedi” şeklinde konuştu. 
“Kuralık en çok bizi vurdu” diyen Alioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Tarım sigortasında narenciyenin yeri yoktur. Ancak kuralık en çok bizi vurdu. Üstüne elektriğe yapılan zamlarda girdi maliyetlerinin iyice yükselmesine neden oldu. Elektriğe yapılan yüzde 30’luk son zamla belimiz bükülmedi adeta kırıldı.”
Alioğlu, önümüzdeki Eylül ayında elektriğe yüzde 15 oranında bir zam daha yapılacağını öğrendiklerini ifade ederek, “O zaman üretim tamamen bitecek. Tarım ile uğraşan tüm sektörler çok kötü etkilenecek” dedi. 

Üreticinin üzerinde ölü toprağı var
Alioğlu, 1975 yılında 75 bin dönüm olan narenciye bahçesi oranının günümüzde 30 bin dönüme düştüğünü, 1975 ile 2005 yılları arasında 120 bin ile 190 bin ton olan rekolte oranının da günümüzde 80 bin tonlara kadar gerilediğini ifade etti. Alioğlu, bunun nedenlerini ise şöyle açıkladı: 
“Tarım konusunda bir sistemin olmayışı. Üreticinin kendi başına bırakılması… Düşük kredi gibi destekleyici şeyler olmaması. Yetkililerin sektöre yeterince önem vermemesi ve etkin bir politika üretememesi… Kuralık ve girdi maliyetlerinin gün geçtikçe artması. Üreticinin ürettiğinin karşılığını alamaması gibi etkenlerden dolayı sektör geriledi.”
Tüm dünyada tarım ile ilgili büyük destek programları olduğunu, üreticinin göç etmemesi ve toprağında kalması için ciddi teşvikler verildiğini kaydeden Alioğlu, “Bizim ülkemizde üretici kendi kaderine terk edildi” dedi.
Alioğlu, “Üreticinin üzerinde ölü toprağı vardır. Bu şartlar böyle devam ederse eylemi yollarda devam ettiririz” şeklinde konuştu.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.