Ömer KADİROĞLU
Kuzey Kıbrıs’ın son dönemdeki siyasi ve ekonomik durumunun ‘İçler acısı’ olduğunu söyleyen iş insanları, bu tablonun ortaya çıkmasındaki en büyük nedeni de ‘İstikrarsızlık’ olarak görüyor. Çok sık değişen hükümetler nedeniyle halkın güveninin azaldığını belirten iş insanları, ülkede ciddi bir siyaset boşluğu olduğunu savunuyor ve yeni bir oluşumun tüm kesimlerden büyük destek göreceğine inanıyor.
Ülkedeki kaos nedeniyle artık kimsenin gelecek için plan yapamadığını söyleyen iş insanları, “1974 sonrasında bu adanın yarısında biz yaparız olur modeli ürettik ve buna inandık. Herkes yarın ne olacak endişesi içerisindedir” görüşünü dile getiriyor. Aydınlık yarınlar için siyaset ve hukukun çatışmaması gerektiğini belirten iş insanları, “Kurtuluşumuz tüketen değil üreten bir toplum modelinden geçiyor” diyor. Diyalog’a konuşan iş insanları şunları söyledi:
Ne dediler…?
Ali İhsan Çevik
“İşlerimiz bu dönemlerde zayıfladı çünkü hem ay sonu hem de okulların açılması nedeniyle ağırlık kırtasiye alışverişlerine veriliyor. KKTC’nin bugünkü siyasi yapısını biraz umutsuz gibi görüyoruz. Mevcut siyasilerin çok da iş yapamadığını görüyoruz ve bugün yeni bir oluşum ortaya atılsa eminim ki ciddi bir rağbet görür. Mevcut siyasilere halkın çok güvenmediğini düşünüyorum ve bu nedenle de ülkede siyasi bir boşluk var. Ülkenin ekonomik durumunda ise ciddi anlamda bir gerileme yaşanıyor. Halkın alım gücünün düşmesi, elektrik ve akaryakıt fiyatları ile temel ihtiyaçların fiyatları bütçeleri zorluyor. Yakıt ihalesinin iptali bir nebze de olsa siyasete güven arttırır gibi oldu. KKTC’nin geleceğinden umutlu olmamız gerekiyor çünkü bu topraklarda yaşıyoruz ve bu topraklarda yatırımlar yapıyoruz. Umudumuzu yitirmek istemiyoruz ve iyi şeyler olmasını diliyoruz. Ancak iyiye doğru gelişim siyasi düzelmesi ile olacaktır.”
Derya Alp
“İşlerimizi her şeye rağmen çok fazla çaba harcayarak iyi durumda tutmaya çalışıyoruz. Sanırım bugün KKTC’nin ekonomik ve siyasi durumunu değerlendirebilmek pek de mümkün değildir. İçler acısı bir durumdayız. 1974 sonrasında bu adanın yarısında çok ilginç şeyler yaşandı. ‘Biz yaparız ve olur’ modeli ürettik ve buna inandık. ‘Biz yaparız ve olur’ diye diye bu hale geldik ve yürümeyen gitmeyen saçma sapan bir düzen yarattık. Bence her şey artık durma noktasına geldi. Nereye varacağımızı ben göremiyorum ve eminim ki kimse göremiyor. Daha da diplere düşmeyi temenni ediyorum çünkü bu adada başka türlü aklımız başımıza gelmeyecek. Bu ülkenin kalkınması ve iyi yönetilmesi için ciddi bir seferberlik ilan edilmesi ve bir yerden başlanması gerekiyor. Şu anda bu yasalarla bu şartlarda pek de mümkün görünmüyor. Hükümete güvenim yoktur, bu ülkeyi iyi yönetecek kişilere ihtiyaç olduğunu söylemek mümkündür. Çalışkan, dürüst ve aklı başında insanlara ihtiyacımız vardır. Mevcut siyasilerin ne sağcısı ne de solcusu ile bu işler yürümüyor. İktidara gelen her parti kendi inandıkları doğruları bir tarafa bırakıp, bizim dünyanın neresinde olduğumuzu görmeleri gerekiyor.
Bünyamin Yüksekbaş
“Zorunlu alışverişlerin dışında piyasada durgunluk vardır. KKTC’nin bugünkü ekonomik yapısı için çok da olumlu bir şey söyleyemeyiz. Üretmeyip tüketen bir toplum olduk ve ekonomik önlemler noktasında pek de başarılı değiliz. Buna acil önlem alınmaması halinde daha büyük sıkıntılar yaşanacaktır. Siyasi yönden ülkemiz insanlarında büyük bir güvensizlik vardır. Herkes ‘yarın ne olacak’ endişesi içerisindedir. Bugünkü siyasi muhataplarınızı yarın göremiyorsunuz ve işlerinizi yürütemiyorsunuz. Ucu açık kararlar ve ucu açık maddeler içeren ihaleler nedeniyle halkın güvenini kaybettiler. Yeterli bilgi ve deneyime sahip olmayan kişilerin bazı yerleri meşgul etmesinden kaynaklı güvensizlik yaşanıyor. Ülkeye katma değer katacak fikir dahi üretemiyorlar. KKTC’nin geleceği ile ilgili endişelerim elbette ki vardır. Özellikle de gelecek nesiller için ciddi endişe yaşıyoruz. Gençlerin önünü açacak çalışmalar yapılmıyor. Gençlerimiz bu ülkede aldıkları eğitimin karşılığı olan ilgi ve desteği göremeyince de beyin göçü başlıyor. Birkaç yıl içerisinde ülke nüfusunda sadece çok yaşlılar ve çok gençler kalacak. Orta yaş insanlarımız bu ülkeden temelli olarak göç ediyorlar.”
Mustafa Yüksekbaş
“ KKTC’nin hem ekonomik hem de siyasi yapısı maalesef pek de iç açıcı bir durumda değildir. Siyasi olarak hem güvensizlik hem de istikrarsızlık vardır. Kimin nerede görev yapacağı veya hangi koltuğa oturacağı öncelikli gündem maddeleridir. Bundan başka bir çalışmaları yoktur. KKTC’nin geleceği ile ilgili endişeyi herkes yaşıyor ancak hiç bir şey için geç değildir. Gençlere güvenerek önlerini açalım. Bu ülkede tekrardan bir beyin göçü yaşanıyor ancak hem siyasi hem de ekonomik anlamda maalesef Kıbrıs’ı kaybediyoruz. El birliği ile bu ülkeyi düzeltmenin yolunu bulmalıyız.”
İsmail Bükülmez
“ KKTC’nin bugün içerisinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durumu hiç de iyi değil. Halk artık siyasi karmaşa ve siyasi belirsizlik yaşamak istemiyor. Hukuk sistemi ile siyaset sisteminin çatışmasını istemiyoruz. Halkın önünü ve ülkenin önünü açmalarını bekliyoruz. Ekonomik yönden yakıt ve elektrik giderleri halkın belini büküyor. İşverenlerin artık ihtiyat sandığı ve sigorta yatırımlarını yapamadığını görüyoruz. Günlük yaşamdaki giderlerimizi düşürürsek daha iyi bir ortam yaratılmış olacaktır. Dominant, söylediğini yapan ve sözünden dönmeyen bir lider bekliyoruz. Özel sektör sabah 8.00 akşam 17.00-18.00 saatleri arasında çalışıyor ve kamu personeli de bu şekilde çalışırsa gelirlerinin artacağını düşünüyorum. KKTC’nin geleceği ile ilgili endişem vardır. Ülkede düzensizlik ve karmaşa bir yaşam şekli olarak benimsenmiştir. Kendi içimizde yaşadığımız çelişkiler var ve bu çelişkiler de ülkemizin geleceği ile ilgili kaygılarımızı arttırıyor. Çok farklı bir lider bu ülkenin başına gelmediği sürece, ben ülkenin düzelip daha iyi bir yerlere geleceğine inanmıyorum.”
Meriç Erülkü
“ KKTC’nin şu anki ekonomik ve siyasi durumunu çok da iyi değerlendirmek mümkün değildir. KKTC son zamanlarda büyük bir suç çetesine dönüştü. Son üç yıldır gördüğüm durum budur. Ciddi anlamda hemen hemen her konuda bir çete türedi ve bunu sadece ben değil bu ülkenin başbakanı ve başbakan yardımcısı da söylüyor. Artık hukuk devleti olmama noktasına hızlı bir şekilde gidiyoruz. Ciddi anlamda vahim bir dönemden geçiyoruz. Hükümetlerin icraatlarının da artık mahkemelik olması hem ülkedeki normal işleyişi hem de herhangi bir adım atılması konusunda engel olsa da ısrarla hukuka aykırı bir şekilde çalışmalar yapmaya devam ediyor. Bu akıl tutulmasından başka bir şey değildir. Çok acil bir şekilde hukuk devleti olduğumuzun farkına varmalı ve ona göre adımlar atılmalıdır. Aksi halde bu devletin varlığını sürdürdüğünü göremeyebiliriz. Ülkenin geleceği ile ilgili endişelerimiz vardır. Her geçen gün çok farklı olaylar öğreniyoruz ve hayretler içinde kalıyoruz.”