Aytuğ TÜRKKAN
Halkın Partisi (HP) Genel Sekreteri, iş adamı Tolga Atakan, olası bir çözümde Kıbrıs Türk iş dünyasının durumunu ortaya koydu. “Yüzde 100 hazır değiliz” diyen Atakan, hükümetin olası durumlara karşı iş dünyasıyla birlikte çalışması gerektiğini kaydetti. Tolga Atakan Diyalog TV’de yayınlanan Detay programında önemli açıklamalar yaptı. Olası çözümde Türkiye’den ithalat yapan firmaların avantajlar yaşayabileceğini söyleyen Atakan, gerekli hazırlıkların yapılmaması durumunda bunun dezavantajlı bir noktaya dönüşebileceği uyarısında da bulundu. Atakan şöyle konuştu:
“Nasıl olması gerektiğini tartışmalıyız”
Atakan, sadece iş dünyası değil, adanın kuzeyindeki devlet kurumları da dahil olmak üzere yüzde 100 çözüme hazır bir yapının bulunmadığını söyledi. İş dünyasının son gelişmeleri takip edebilen ve bir kısmını bünyelerine adapte edebilen bir yapıda olduğunu ifade eden Atakan, buna rağmen yine de çözüme yüzde 100 hazır olunmadığını kaydetti. “Neler olursa iş dünyasının yararına olur?” şeklinde tartışmalar yapılması gerektiğine vurgu yapan Atakan, ortak bir paydada buluşup anlaşma içerisinde neyin olması gerektiğinin konuşulması gerektiğini söyledi. Tüm tarafların katılacağı bir ortam oluşturmanın gerekliliğine değinen Atakan, ancak bu şekilde iş dünyası, kamu ve Kıbrıslı Türklerin kendini çözüme hazırlayabileceğini ifade etti.
“Avantajlar ve dezavantajlar olabilir”
“Olası bir çözümde Türkiye ile ithalat ne derece etkilenir?” şeklindeki soruya karşılık Atakan şöyle konuştu:
“Akıllı ve sağlıklı bir planlama yapılabilirse bunun avantajları inanılmaz boyuttadır ve ekonomiye de olumlu yansır. Ada ekonomisiyiz ve en yakın kara parçası en önemli temel taşıdır. Bu noktada Türkiye’nin ülke ekonomisi üzerinde çok ciddi bir etkisi olacaktır. Bu sağlıklı bir şekilde planlanabilirse, adanın kuzeyinde yaşayan iş insanları olarak ve Türkiyeli şirketler ile ilişkilerini sürdüren firmalar avantajlı olur. Ama dezavantaj da ortaya çıkabilir. Çünkü bizim Kuzeyde iş yapma hacmimiz ile Güneydeki iş yapma hacmi birbirinden oldukça uzak. Bizim hacmimizdeki ticari yapıların sınırların kalkması durumunda Güney ile birlikte entegre olup ortaya çıkacak geniş pazara hizmet verebilme yapılarının ortaya çıkmasında ne seviyede olduğumuzdur önemli olan. Ama bu konuda neler yapılabileceğine yönelik bakanlığın bir çalışma yaptığını, yol göstermeye çalıştığını hiç görmedim. Bu yönde bir vizyon yok. Bir nevi kendi gemisini kurtaran kaptan modunda olacağız. Bu konuyu sadece Ticaret Odası’nın uhdesinde bırakmak da doğru olmaz. Biz bir anlaşmaya nasıl delegasyonlar koymalıyız ki önümüzdeki 10 yılda ya da 20 yılda bizim ekonomimiz çok büyük bir kayıp yaşamadan daha büyük bir ekonomik yapıyla nasıl entegre olacağımızı tartışalım. AB içerisinde korumalar olmalı. Malta bu konuda büyük örnekler içeriyor. Yoğunlaştırılmış müzakereler deniyor ya sadece Cumhurbaşkanı ve heyeti değil, toplum olarak bunu yapmalıyız”. Uluslararası bayilikler konusuna da değinen Atakan, bu konuda da bayilik tutan şirketlerin bir araya gelip bir çalışma yapmasının gerekli olacağını sözlerine ekledi.