Pelin YÜKSELAY
Türk parasının, yabancı paralar karşısında değer kaybetmesi sonrasında çeşitli kurum ve kuruluşlardan tepkiler yükselirken, KKTC hükümetinin herhangi bir önlem almaması dikkat çekiyor. Diyalog muhabiri; alınabilecek önlemler konusunda hükümete ışık tutmak amacıyla, parlamento dışındaki 5 siyasiye; “Siz başbakan olsaydınız, dövizdeki artışa karşı nasıl önlem alırdınız” diye sordu.
Uzun yıllar Maliye Bakanlığı yapan Salih Coşar, Türkiye’de seçimler nedeniyle dövizin daha da yükseleceği uyarısında bulunarak, “Bu sorunu çözmenin tek yolu Türkiye’den yardım almaktır” dedi.
Eski Meclis başkanlarından Ertuğrul Hasipoğlu döviz kurunun sabitlenmesini önerirken, BKP Genel Sekreteri İzzet İzcan dövizle borçlanmanın yasaklanmasını istedi. YKP Parti Melisi Üyesi Alpay Durduran, ayrı bir para politikasının saptanması gerektiğini belirtirken, SDP lideri Tözün Tunalı, “Başbakan olsaydım, devletin dövize endeksli tahsilatlarını ilk andan TL’ye çevirirdim” dedi.
İşte siyasilerin görüşleri:
Coşar: Dövizdeki artış sürecek
“Maalesef, cebimizdeki para yılbaşından bu yana azalıyor. Dolar 3 liraya yaklaştı, Sterlin 4 lirayı geçmiş vaziyette. KKTC’de inşaat, özel okul, araç-ev satın alma tüm bunlar döviz kurlarına endekslidir. Borçlarımız da hali ile döviz üzerinden oluyor. İnsanlar borçlanacakları zaman dövizin faizi düşük olduğu için döviz üzerinden borçlanıyorlar. Borçlanırken de dövizin artacağı ne yazık ki hiçbir zaman düşünülemiyor. Son birkaç yıldır Türkiye’de döviz süratli büyümüyordu. Bu yılsa, yılbaşından itibaren büyümeye başladı. Bu durumu tek bir şekilde düzeltebiliriz. O da anavatan Türkiye’den yardım alarak. Bunun başka hiçbir yolu yoktur. Biz Türkiye ile para birliği yapıyoruz, dolayısıyla Türkiye’den yardım istenerek, ithalatta dövizi aşağıya çekebiliriz. Bunun dışında başka bir önlem alınamaz. Ben Başbakan olsaydım bir an önce, anavatan Türkiye yetkilileri ile temasa geçer, bu önlemi alırdım. Dövizin yükselmesi yarın durmayacak. Türkiye’de seçimler 1 Kasım’da dolayısıyla döviz yükselmeye devam edecek. Bu yüzden bir an önce Türkiye yetkililerinden yardım istenmeli.
Hasipoğlu: Kuru sabitlemek gerekir
“Dövizdeki hızlı yükselişi hepimiz heyecanla izliyoruz. Bana göre bu konuda yapılabilecek tek ve en doğru şey döviz kurunu sabitlemektir. Başka hiçbir önlem alınamaz. Dövizle borcu olanlar için en acil alınması gereken önlem budur.”
İzcan: Dövizle borçlanmak yasaklanmalı
“İlk yapılacak iş, bu ülkede dövizle borçlanmayı yasaklamaktır. Ya bu ülke istikrarlı para birimine geçecek ve insanların geliri de gideri de dövize endekslenecek veya dövizle borçlanmalar yasaklanacak. Belirli zamanlarda TL’de büyük devalüasyonlar yaşanmaktadır. Yılbaşından bugüne kadar TL, yüzde 30 civarında değer yitirmiştir bu insanların alım gücünün yüzde 30 azaldığını, döviz borçlarında yüzde 30 arttığını gösterir. O nedenle esas sorgulanması gereken KKTC’deki mali yapıdır. Ancak bütün bu şartlara göre bugün yapılması gereken işler vardır. Birincisi devletin hayatı ucuzlatması, vergi ve fonlarında indirime gitmesi, borcu olan yatırımcıların borçlarının ertelenmesi ve bu enflasyondan oluşan ekstra borç yükünün bir kısmının devlet tarafından karşılanmasıdır. O nedenle devleti yönetenler hükümet olarak elleri bağlı “TL üzerinde söz hakkımız yok o yüzden hiç şey yapamayız” diyemezler. İnsanlara “döviz borçlanmayın” demek sorunları çömüyor. Ülkede dövize bağlı borçlanmanın yasaklanması, en erken zamanda mali sistemin istikrarlı para birimi Euro’ya endekslenmesi lazım. Bunun yanında devletin vatandaştan olan alacaklarının ertelenmesi gerekmektedir. Devlet kendi kontrolündeki maddelere zam yapmaktan vazgeçmelidir ve insanların alım gücünü, maaşlarını asgari ücreti yükseltmesi lazımdır. Bunların hiç biri yapılmıyor. Bu yapılmadığı sürece iflaslar, mahkemedeki alacak verecek davaları, borçlar ve toplum içindeki sosyal bunalımlar boşanmalardan intiharlara kadar trajediler artarak devam edecektir yapılacak çok iş var ancak ortada hükümet yok.”
Durduran:TL döviz olmalı
“Şu anda bütün alınan kararlar ve uygulamalar dövizin serbestçe dalgalanmasına dayanmaktadır. Onun için öyle palyatif tedbirlerle bir çare bulunamaz. Devlet’in battığı da aşikâr olduğuna göre, çok az zümreye destek verilebilir. Onun için temelden değişiklik gereklidir. Kıbrıs’ın ekonomisi Türkiye’ye benzemez. Onun için TL politikası Kıbrıs’ta işe yaramaz. En kısa zamanda Türk Lirasının tek milli para olmaktan çıkarılması lazımdır. Yoksa Türkiye’nin her hangi bir ilçesi gibi kaderi kabul edip, bütün göç etmelere razı olup merkezlerden uzak küçük bir ilçenin akıbetini benimsemek gerekir. Bence bu durumu kabul etmek olanaklı değildir. Bu yüzden sancılı bir erime sürecini yaşıyoruz. Kıbrıs sorununda hiçbir gelişme yok. Kıbrıs sorununda hızlı bir çözüm de beklenmediğine göre bir an önce radikal tedbirler almak gerekir. TL döviz olarak muamele görmeli ve yerel bir para birimi, ayrı bir para olarak saptanıp ayrı bir para politikası uygulanmalıdır.”
Tunalı:Patlama yaşanacak
“Ben Başbakan olsaydım, dövizin çıktığı aynı günün akşamı tüm Bakanlar Kurulu’nu toplar, devletin yürüttüğü tüm döviz kurlarının işlemlerini TL’ye çevirirdim. Örneğin Tapu Dairesi ve Kalkınma Bankası’nın işlemleri gibi. Bunun yanında üniversite okuyan öğrencilerin harçlarının ödenmesi ile ilgili olarak sabit kur kararı aldırırdım. Esas önemli olan ise sözleşmelerde bütün işlemleri Türk Lirası’na çevirirdim. Aynı zamanda tüm bankalardaki işlemlerin yeniden gözden geçirilmesini sağlar, Bankalar Birliği’ni acil toplantıya çağırırdım. Temel gıda maddelerinde dövizle ithal edilen tüm ürünleri devlet yetkisini kullanarak artış sağlamazdım. Dövizin yükselmesi sonrasında ülkemizde çok yakın bir zamanda bir patlama olacağına inanıyorum. Müteahhitler de bu konuda ilk tepkiyi ortaya koydu. Acilen bir şeyler yapılmalı.”