Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Sekreteri Suphi Hüdaoğlu, ülkede sosyal devlet anlayışı ile adaletten uzak bir düzen kurulduğunu, bazı kesimlerin çıkar sağladığı bu düzenin toplumun büyük çoğunluğunu mağdur ettiğini savundu.
Hüdaoğlu ülkede adaletin gerçek anlamda sağlanması ve yerleştirilmesinin elzem bir gereklilik olduğunu vurguladı.
Yazılı açıklamasında yapanın yanına kar kalmayacağı, hesap sormanın kabullenildiği bir düzen kurulması gerektiğini kaydeden Hüdaoğlu, bunun için hem siyasi anlayışların değişmesi, hem de yargıda kangrenleşmeye doğru giden sorunların çözümlenmesi gerektiğini ifade etti.
Yolsuzluk dosyaları ne oldu?
Adli Yılın açılış töreninde, Yüksek Mahkeme Başkanı, Başsavcı ve Barolar Birliği Başkanı’nın yaptığı açıklamaların ders alınacak nitelikte olduğunu belirten Hüdaoğlu, özellikle hükümetlerin yolsuzluk dosyalarını yargıya intikal ettirmemesinin mevcut düzenin çarpıklığının önemli bir unsuru olduğunu vurguladı.
Hüdaoğlu, Güney Kıbrıs’ta bakan ve Belediye Başkanları’nın yolsuzluklarla ilgili on yıllara varan hapis cezaları aldıklarını da örnek gösterdi.
“Adaletin dağıtımında sıkıntı var…”
Yüksek Mahkeme Başkanı’nın da dediği gibi Mahkemelerin adaletin iade edildiği yerler olduğunu, adaleti sağlayacak olanın ise yürütüme yani hükümetler olduğunu belirten Hüdaoğlu, adaletin sağlanması ve eşit dağıtılması konusunda çok ciddi sıkıntılar olduğunu vurguladı.
Kuzey Kıbrıs’ta Hükümet ve devletin vatandaşlarına eşit davranmadığı, siyasi duruşa göre birilerine çıkar sağlandığı, toplumun kamplara bölündüğü bir sistem olduğunu, bunun da özellikle devlet kurumları ile siyasilere yönelik ciddi güvensizlik oluşmasına neden olduğu görüşünü ifade eden Hüdaoğlu, “Hükümet topluma adil davranır ve adaletsizlik yapmazsa, daha girişimci, eşitlikçi ve rekabetçi bir yapıya kavuşuruz” dedi.
“Bankalar kornuyor…”
Ülkede bankaları koruyan ancak toplumun büyük çoğunluğunun ciddi mağduriyet yaşamasına neden olan bir sistem kurulduğunu belirten Hüdaoğlu, “Bankalar batmasın diye kurulan sistem, toplumun, esnafın, üreticilerin batmasına neden oluyor” dedi.
Başbakan Ömer Kalyoncu’nun döviz krizine yönelik ‘elimizden bir şey gelmez’ anlayışının, bu konuda da geçerli olduğunu, sistemi düzeltmeye ve mağduriyeti gidermeye yönelik adım atılmamasının da bunun somut göstergesi olduğunu savundu.