Diyalog Gazetesi

‘Her gün 6 Şubat’a uyanıyoruz’

KIBRIS

Aileler, 35 canın hayatını kaybettiği otelden geriye; tarifsiz acı, çaresizlik, özlem ve ‘kahır’ kaldığını söyledi

Tuğçe Ülkü AYDIN

Gazimağusa, voleybol turnuvasına katılmak için Adıyaman’a giden Gazimağusa Türk Maarif Koleji kafilesinin acısına uyandı 6 Şubat 2023 saat 04.17’de...

Güle oynaya, heyecan ve sevinçle ülkelerini temsil etmek için Adıyaman’a giden sporcu çocuklar, öğretmenler ve aileler, Adıyaman Grand İsias Otel’de karanlığa gömüldü.

Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde, 72 cana mezar olan Adıyaman’daki Grand İsias Hotel’de konaklayan Gazimağusa Türk Maarif Koleji kafilesinden 35 Kıbrıslı Türk sporcu, öğretmen ve ailelerden oluşan “Şampiyon Melekler”, ihmaller yüzünden enkaz altında kaldı.

35 canın hayatını kaybettiği otelden geriye; tarifsiz acı, çaresizlik, özlem ve “kahır” kaldı. İki yıldır acıyı ilk günkü gibi yaşayan aileler, her gün 6 Şubat’a uyanıyor…

Aileler, adaleti sağlamak, mücadeleye devam edebilmek, çocuklarının ve eşlerinin adını yaşatmak, en önemlisi de yaşamaya devam edebilmek için Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği çatısı altında toplanarak, birbirine kenetlendi.

Adıyaman Grand İsias Otel’de eşlerini, evlatlarını kaybeden aileler, büyük acının ikinci yıl dönümünde TAK’a konuştu.

Sabancı: Mustafa benim hayattaki en değerli varlığımdı

Depremde oğlu Mustafa Sabancı’yı kaybeden Çiğdem Sabancı, çocukları Adıyaman’a 3 Şubat’ta gönderdiklerini hatırlatarak, “3 Şubat’ta çocuklarımızı Adıyaman’a göndereli iki yıl oldu. Bizim için 2 yıl gibi değil, sanki dün gibi. Her gün 6 Şubat’a uyanıyoruz.” dedi.

Ailelerin hep bir arada olduklarını ve olmaya devam edeceklerini söyleyen Sabancı, çocukların adaletini sağlamak için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

“Deprem kader değil…

Sabancı, şöyle konuştu:

“Deprem kader değil. Davadan olası kast kararı çıksaydı, bir sonraki İsias veya Kartalkaya olayı yaşanmayacaktı. Bizim çocuklarımız geri gelmeyecek. Bizim mücadelemiz bir daha bu tür olaylar yaşanmaması için. Türkiye bu yüzden uyanmalı. En büyük amacımız çocuklarımızın anısını yaşatmak, yaşatmaya devam etmek... Mustafa benim hayattaki en değerli varlığımdı, onu öyle bir ülkeye gönderdiğim için çok üzgünüm ve onu çok seviyorum.”

Akın: Tüm Kıbrıs’ın kara Şubatı

“Ocak ayında Kıbrıs’taki şampiyonlukla başlayan kara Şubat yeniden geldi. Bizim her günümüz artık 6 Şubat.” diyen Doruk ve Alp Akın’ın annesi Ayşe Güler Akın da, “Kara şubat Gazimağusa’nın, hatta tüm Kıbrıs’ın kara şubatı. Bu gerçek artık hep bu şekilde olmaya devam edecek.” şeklinde konuştu.

Aileler olarak birbirine kenetlendiklerini, artık kalan ömürlerinde çocuklarının anılarını yaşatmaya çalışacaklarını vurgulayan Akın, “Artık bununla yaşayacağız. Hepimiz için çok zor. Çocuklarımızın sevinci hüzne dönüştü. İki oğlum ve tüm Şampiyon Melekler artık bizimle değiller. Onları anmaya, yaşatmaya devam edeceğiz. Adalet yerini bulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.” dedi.

Akın sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çok üzgünüm, nefes alamaya, güçlü şekilde durmaya devam edeceğiz. Çok güzel ailelerdik, bu aileler 6 Şubat’la en dipte kaldılar. Çocuklarımız, canlarımız en güzel yerdeler şu an, onların gücüyle biz dipten çıkmaya çalışıyoruz. Her gece, çocuklarımıza bir gün daha yaklaşıyoruz.”

Aktuğralı: Acının bitmeyen bir şekli…

Yaşadıkları acıyla artık bir aile olduklarını ifade eden Aras Aktuğralı’nın annesi Afet Aktuğralı, şunları söyledi:

“Biz bir aile olduk, o ailenin gücüyle güçlükleri aşmaya çalışıyoruz. Tek başımıza başka bir coğrafyaya gidip adalet arasak güçlü olamazdık. Tek başınıza kabir tertiplemek çok zordur. Hep birlikte hareket etmek bize güç veriyor. Her gün uyanır uyanmaz başka bir şey hatırlıyoruz. Bazen anneler kendi çocuğunu rüyasında görmek için dua eder, ama başka birinin çocuğunu görür. Sadece kendi çocuklarımızı düşünmüyoruz, her birini düşünüyoruz. Bugün eşim uyanır uyanmaz yarın Kağan Selim’in doğum günü olduğunu hatırladı mesela... Biz her gün aynı duyguları hep birlikte yaşıyoruz. Acının bitmeyen bir şekli…”

Ekiz: Çocuklar görev vermiş gibi…

Oğlu Aykan Ekiz’i kaybeden anne Meltem Ekiz de, “Sanki çocuklarımız onların gücünü, başarılarını yaşatmamız için bize görev vermiş gibi hissediyorum” dedi.

Arkar: Heyecanlı ve gururluydu çocuklarımız…

“Her gün başka bir olay aklımıza geliyor ve başka başka duygular, acılar yaşıyoruz.” diyen Fahri Arkar’ın annesi Şeniz Arkar, şöyle konuştu:

“Ben yolcu etmeye gidemeyeceğim için o gün havalimanına götürmek için Fahri’yi Esra (Özberkman) almıştı. O gün Fahri abisini aldı diye Sahil’in yüzündeki heyecan gözümün önünden hiç gitmedi. Gidecekleri için heyecanlı ve gururluydu çocuklarımız.”

Topukçuğlu: Mert’i gönderirken sarılamadık bile

Mert Niyazi Topukçuoğlu’nun annesi Sena Bundak Topukçuğlu da, şöyle devam etti:

“Mert’i gönderirken sarılamadık bile. Anne gidiyorum geleceğim zaten, gelince sarılırız dedi. Çünkü çok heyecanlıydılar. Otobüsün camından el salladık birbirimize. Eşimle 1 Şubat’ta görüşmüşlerdi en son. Eşim onu teşhiste öpebildi…”

Yeniçeri: İnsan çocuğuna veda edebilir mi?

Depremde kızı Ecem ve eşi Bedriye Yeniçeri’yi kaybeden Ahmet Can Yeniçeri, duygularını şöyle ifade etti:

“İnsan çocuğuna veda edebilir mi?.. Aslında biz 3 Şubat’ta kaybetmişiz onları ama 6’sında yüzleştik gerçekle... En kötüsünü yaşadık adaletsizlik, bir çaresizlik….”

Karasel: Sanki bize veda etmiş gibi gitti

Eşi Ali Karasel’i kaybeden Fatoş Karasel, eşiyle gitmeden önce tekrar tekrar vedalaştıklarını söyleyerek, “Sanki bize veda etmiş gibi gitti.” dedi.

Dağlı: Sizler benim ailem oldunuz

Depremde iki kızı ve eşini kaybeden Ozan Dağlı da, eşi ve çocuklarını Adıyaman’a nasıl uğurladığını anlattı. Dağlı, “Ben sıradan hepsine sarılıp öptüm. Nazife gitmeden bir kez daha çağırıp öptü beni. Ayrılış mutsuzluğunu, acısı hissettim giderken...”

Depremden sonra özellikle kendisinin tutunacak bir dalının kalmadığını söyleyen Dağlı, “Ama sizler benim ailem oldunuz, yalnız yapamazdım...” dedi.

İş: Çok üzgünüm, çok öfkeli ve kırgınım...

Depremde oğlu Kağan Selim İş’i kaybeden Serap İş de, “Çok üzgünüm, çok öfkeli ve kırgınım. Adalet için mücadeleye devam edeceğim. Cehalet sonucu yapılan katil bir bina bizi evlatlarımızdan kopardı. Çocuklarımızın ahlaksızlığın kurbanı olmalarına müsaade etmeyeceğim.” ifadelerini kullandı.

Adalet mücadelesi ve ortak acının aileleri bir arada tuttuğuna işaret eden İş, mücadeleyi dernek çatısı altında sürdürmek zorunda olduklarını, başka türlü yaşayabileceklerini düşünmediğini dile getirdi.

Karakaya: Güçlü olmaya mecburuz

Depremde kızı Selin’i kaybeden Ruşen Yücesoylu Karakaya “Kim ne derse desin bizler amacımızdan asla vazgeçmeyeceğiz.” dedi.

Güçlü olmaya, mücadele etmeye mecbur olduklarını vurgulayan Ruşen Yücesoylu Karakaya ise, Grand İsias ve Grand Kartalkaya'da yapılan usulsüzlüklerle bir sürü masum çocuk ve insanın hayatını kaybettiğini söyledi.

Karakaya, kamu görevlileri iddianamesinin Şubat ortası gibi yazılacağını çünkü savcının tüm ifadeleri alma işleminin tamamlandığını belirterek, şöyle devam etti:

"Adıyaman'da kamu görevlileri için açılacak ceza davasına da yine hep birlikte tek yürek olarak katılacağız. İstinaf mahkemesinin otel sahipleri, mimar ve mühendislerine verilen bilinçli taksir kararını onaylamaması gerek. Yargılamanın istinaf mahkemelerinde tekrar yapılması ve suçluların müebbet hapis ile cezalandırılmaları gerek.”

Gerekçeli kararın ise avukatlara 7 Şubat’ta tebliğ edildiğini ifade eden Karakaya, avukatların istinaf için 26 Şubat’a kadar başvuruda bulunması gerektiğini söyledi.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.