Çiğdem AYDIN
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Özdemir Berova, yeni ders yılında Atatürk ilkelerinden uzak bir müfredat işleneceği yönündeki iddiaları kesin bir dille redetti.
Diyalog’un sorularını yanıtlayan Berova “Bazı söylemler karşısında gerçekten hayretler içerisinde kalıyorum. Atatürk İlke ve İnkılaplarımıza bağlı “Ne Mutlu Türküm” diye gururla söyleyen genç nesillerimizin yetiştirilmesine sahip çıkılmasını biz hayati görüyoruz”dedi. Berova sorularımızı şöyle yanıtladı:
Soru: Yıllardır eğitim öğretim dönemleri açılacağı zaman gündeme okulların tadilatı binaların eğitim yılına hazır olup olmadığı tartışılır. Ve akla hep şu soru gelir neden 3 aylık yaz dönemlerinde ihaleler tamamlanıp da tadil edilmez, bunun yerine 1 ay kala yapılır bu işler?
Cevap: Eleştirilerin olması güzel bir şey tabi ki ama eleştirilerin yapıcı olması yıkıcı olmaması gerekiyor. Uzun yıllar alt yapıya yatırımda gerekli yatırımları yapmaktan kaçındı bu görevi yapan arkadaşlarımız. Yatırım yapmak ve bu yatırımları da yaz ayları içerisinde tamamlamak her zaman için mümkün olmuyor. Biz de planlamayı yaparken geçen yıla bakarak plan ve projelerimizi hayata geçirmek için düğmeye bastık. Planladığımız projelerin toplam maliyetine batığımız zaman da 20 milyon TL kadar gerçekten önemli bir miktar yatırım yaptık. Bizim altyapıya yaptığımız yatırımlarda planladığımız yatırımlar var ve bu yatırımlar yaz aylarında planlanmış ve 18 Eylül günü bitecek olan yatırımlardır. Bir de daha önceden planlanan yatırımlar var 18 Eylül’de bitmeyerek eğitim yılı içerisinde tedbir alınarak devam edeceğimiz yatırımlar var tabi eğitimi aksatmadan. Bunlardan biri Gönyeli İlkokulu’dur. Buraya 10 sınıflık bir blok yapıyoruz. Geçmiş dönem içerisinde ve süreç içerisinde okul aile birliği, öğretmenleri, idarecileri ile çeşitli toplantılar yaptık ve sorduk: Yeni eğitim öğretim yılı içerisinde bu yapılanma sürecek tedbir alınacak ne dersiniz? Olmaz derseniz bir sonraki seneye erteleyebiliriz dedik, onlar bu yıl içerisinde bitirilmesini talep ettiler. Biz de ortak kararla bu yapılanmayı sürdürme kararı aldık. Bizim okulların açılacağı güne kadar açılmasını tamamlanmasını hedeflediğimiz yatırımlarımızın yüzde 98’i gerçekleşmiştir. Çok azı birkaç gün eğitim yılı içerisinde devam edecektir.”
Soru: Taşımacılık noktasında bu yıl bir sıkıntı yaşanacak mı?
Cevap: Taşımacılıkla ilgili olarak geçen hafta içerisinde Kar-İş yönetimi ile bir toplantı yaptık ve taslak protokolümüzü hazırladık. Geçtiğimiz gün Maliye Bakanlığına sunduk. Taşımacılık konusunda çok büyük bir sorun yaşanacağını sanmıyorum. Taşımacılık anlamında sadece öğrenci taşımacılığı değil toplu taşımacılık genelinde bir sıkıntımız var. Trafik birimi bu konularda çalışmalarını yürütülüyor. Okul taşımacılığında toplu taşımacılıkta kullanılan araçlar bu yıl da kullanılmaya devam edilecek. Bu kapsamda hazırladığımız protokolde bazı haklarda yeniden re-organizasyon söz konusu. Buna bağlı olarak ilk başlarda ufak tefek sorunlar çıkabilir. Değişiklikler daha çok tekniktir. Örneğin taşımacılıkta içeride bulunan köylere giriş çıkışlarda bazı sorunlar oluyordu bunu gidermek için ayrı bir düzenleme yaptık ama bu teknik bir konu. Taşımacılığa devletin ayırdığı para 30 milyon TL, okulların tadilatı için bizim bu yıl harcadığımız para 20 milyon TL. Tadilat için ayrılan bütçeden bile daha fazla. Geçen yıl 30 milyon TL ödendi. Önümüzdeki hafta Kar-İş yetkilileriyle görüşüp son noktayı koyacağız. Hatırladığım kadarıyla geçen yıldan 300 kadar taşıma aracıyla sözleşmemiz var.”
Soru: Saatler konusunda eğitim öğretim yılında çocuklar karanlıkta okula gitmesin şeklinde eleştiriler var. Bu konuda bakanlığın tavrı nedir?
Cevap: Ders saatlerini ve akademik takvimi belirlerken okul başlama saatlerini iş başlangıç tarihine göre (18 Eylül) orta ve lise eğitiminde sabah 07.55\13.05, ilköğretim için ise 08.00\12.40 olarak saptadık. Ama o tablonun altına da not düştük ve dedik ki yıl içerisinde bu giriş ve çıkış saatlerinde bir düzenleme yapılabilir buna bağlı olarak da sendikalarla yasal zorunluluktan görüşeceğiz. 27 Ekim’de saatler değişiyor bunun bize iz düşümü 30 Ekim Pazartesi’ne denk geliyor. O gün de okulların ikinci sömestr arasında okul saatlerimizin belirlenmesi konusunda ileriye almak için sendikaların fikirlerini de alacağız. Bizim zamanlama çizelgemizde yarım saatlik bir düzenleme öngörüyoruz. Yani ders zili 08.30 olabilir. İlkokullarda mesafeler uzun olmadığı için orada da 15 dakikalık bir oynama yapabiliriz. Okul saatlerini güneşin görünürlüğüne göre ayarlayabiliriz ama bu konunun hükümetin kararı ile alakası yok saatler değişmeyecek.”
Soru: Son günlerde milli eğitimin temel ilkesi olan Atatürk ilkelerinden uzak bir müfredat işleneceği endişesi dile getiriliyor var mı öyle bir baskı? Var ise tepki koymak adına görevden istifa eder misiniz?
Cevap: Öyle bir baskı kesinlikle yok. Ben hayretler içerisinde kalıyorum bazı söylemlere. Atatürk İlke ve İnkılaplarımıza bağlı “Ne Mutlu Türküm” diye gururla söyleyen genç nesillerimizin yetiştirilmesine sahip çıkılması olumlu bir adımdır ve bu adımı eğitim açısından biz hayati görüyoruz. KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı olarak biz, bizim bakanlığı ele aldığımız dönem içerisinde çok önemli bir uygulamayı da hayata geçirdik. 8. sınıfın sonuna kadar olan (Orta 3) temel eğitim müfredatları KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığının kontrolü ve denetiminde bizim öğretmenlerimiz tarafından hazırlanmaktadır ve bunu uygulayacağız, DAÜ ile protokolümüz vardır. Kıbrıs Türk toplumu Atatürkçü bir toplumdur, Türk’e ve Türkçülüğe hassas ve duyarlı bir toplumdur ki son zamanlarda bazı dış kesimlerin de provokasyonu ile bundan uzaklaştırılmak konusunda sistematik bir saldırı da olsa bu konuyla ilgili olarak gelen her türlü hassasiyet bizim de hassasiyetimizdir. TDP’nin ya da sendikaların da Türkçülük noktasında olması bizi sevindirir. Bir diğer husus da lise eğitim ve öğretimde Anadolu’nun eğitim müfredatında bire bir aynı değil ama sistematik olarak birbirine bağlantılı uyumlu bir şekilde yapacağız. Bu da üniversite girişlerinde ve yerleştirmelerde yapılan sınavlarında gençlerimiz sıkıntı yaşamasın. Bu noktada Şener Elcil’in şikâyeti üzerine, Vakıf Anaokulu raporuna da değinmek istiyorum Ombudsman’ın hazırladığı raporu okurken sanki yıllardır bu uygulama yoktu da şimdi varmış gibi yazılmış uygulama 2006 yılından bu yana aynıdır ve yasal olmayan bir durum varsa da biz bununla ilgili çalışma başlattık. Bizleri eleştirenlere şunu sormak istiyorum: Rum tarafında Eğitim Bakanlığı anaokulları sorumluluğundan çıkardı ve kiliselere devretti. Biz de aynısını yapsaydık neler olurdu sorusuna da cevap versinler.”