Başbakan Yardımcısı Ekonomi Turizm Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, Ercan Havalimanı’nın özelleştirilmesinde yanlış gördüğü konunun üzerine giderek gerekli düzeltmeleri yapabilmek adına üstüne düşeni yaptığını; hükümetteki güçleri oranında ne gerekirse ortaya konulduğunu belirterek, önceki günkü temel atma törenine protokol gereği katıldığını belirtti.
Denktaş, Ercan Havaalanı ile ilgili “kamuoyuna açıklama borcu” başlıklı basın açıklaması yayımlayarak, Ercan’daki törene protokol gereği katıldığını ancak bu durumun bazı basın organları tarafından yanlış yorumlandığını kaydetti.
Ercan’da terminal binasının ve yeni pistin yapılabilmesi için 20 bin civarında ağacın söküleceğini; eğer planlama baştan doğru yapılmış olsaydı veya şirketle varılan mutabakattaki şekliyle plan değiştirilmiş olsaydı bu sayının çok daha aşağılara indirilmiş olacağını vurguladı.
Serdar Denktaş, hükümetteki güçleri oranında ne gerekirse ortaya koyduklarını ancak yanlışları düzeltebilecek kadar yetkinin ellerinde olmadığını belirterek, “Suç her ne kadar bana ve partime ait olmasa da özür dilerim” dedi.
Denktaş açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Başbakan Meclis’teki nisap sorunu nedeniyle törene katılamamıştır. Ne ilginçtir ki bu nedenle şimdi bazı ‘sol’ yazarlar benim bir protokol gereğini yerine getirmemiş olmamdan hareketle bu konuda uzun süredir ortaya koyduğum muhalefetin doğru olmadığını ima etmeye çalışıyorlar.”
“İlk günden beri karşıyım…”
Havaalanının özelleştirme kararının verildiği günden itibaren, bu olayın karşısında durduğunu ve şartname hazırlık sürecinden başlayarak dört ay öncesine kadar muhalefetini devam ettirdiğini hatırlatan Denktaş şöyle devam etti:
“Seçim sonrası oluşan koalisyon hükümetinin ortağı olarak da hükümet programına yapılan tartışmalar sonrasında ‘sözleşmenin revize edileceği’ hükmünü koydurabilmiştik.
Hükümet programının bu hükmü gereği hükümete geldiğimiz 2013 Eylül ayından beridir de bu konuda uğraşlarımızı sürdürmüş ve neticede sözleşme içerisinde gördüğümüz yanlışlıkların büyük çoğunluğunu giderecek bir mutabakat noktasına ilgili şirket yetkilileri ve ilgili tüm devlet birimlerinin temsilcilerinin de bulunduğu bir ortamda varabilmiştik.
Bu mutabakat proje değişikliği yanında işletme esasları ile ilgili bölümleri de kapsamaktaydı.
Savcılığın o gün verdiği görüş doğrultusunda hükümet olarak bir karar alıp ihaleye katılan tüm şirketleri de davet ederek son mutabakatın anlatılması ve itiraz olup olmayacağının anlaşılması aşamasına gelinmişti.
Ne yazıktır ki, tüm bu süreç boyunca gerekli değişikliği yapabilmemiz için destek vermeyen, sadece ‘hade yap bakalım da görelim’ tavrıyla kalem oynatanlar, temel atma töreniyle birlikte yine bana saldırmaya başlamıştır.”