Kıbrıs Türk tarafının müzakere masasındaki iyi niyetini istismar etmeye çalışan Rum lideri Nikos Anastasiadis’in, Güvenlik ve Garantilerle ilgili olarak 2 Eylül’de sunduğu yazılı öneri Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından kabul edilmedi. Sessizliğini bozan Akıncı, “Rumların kendi tezlerini içeren güvenlik ve garantiler konusundaki yazılı önerisi, Kıbrıs Türk halkının güvenlik endişelerini gidermez”dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum liderin müzakerelerin ardından yaptığı açıklamaları sürdürerek bu mutabakata uygun davranmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:
“26 Eylül’deki üçlü zirve de 14 Eylül’deki ortak açıklamayla duyurulacak hususlardan biriydi. Ancak Rum Lider bunu da mutabakata rağmen, tek taraflı olarak açıkladı. Rum tarafının bu tutumunun doğru olmadığını kamuoyu ile paylaşmak durumundayım. Bu tür davranışlarla, doğal olarak gelen sorular karşısında Kıbrıs Türk tarafı da açıklama yapma durumunda kalıyor. Mutabakatlara uygun davranılması, müzakere sürecinin sağlıklı ilerlemesi ve 2016 yılında çözüm hedefinin gerçekleşmesi için önemlidir.”
Kasulidis:Sorun yüzde 98 çözüldü
Bu arada Rum Dışişleri Bakanı Yuannis Kasulidis, liderlerin yürüttüğü müzakerelerde, Kıbrıs sorununun yüzde 95 ile yüzde 98 oranında çözüldüğünü iddia etti.
NTV’nin haberine göre; Londra'da yayınlanan Arap Eşark El Avsat gazetesine demeç veren Kasulidis, “Mustafa Akıncı ve Nikos Anastasiadis bu yıl çözüm hedefiyle müzakere ediyor. Çözüm 2017’ye kalırsa riske girer” dedi.
Mülkiyet, Yönetim ve Güç Paylaşımı, Ekonomi, AB gibi başlıklarda uzlaşı sağlandığı iddia edilirken, geriye kalan Toprak ile Güvenlik ve Garantilerin, Türkiye’nin de yer alacağı 5’li konferansta görüşüleceği belirtildi.
Liderler 14 Eylül’deki son görüşmenin ardından ortak bir açıklama yaparak gelinen noktayı kamuoyuna duyuracak.
Birleşmiş Milletler (BM ) çalışmaları için New York’a gidecek olan liderler, 26 Eylül’de Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un başkanlığında bir Kıbrıs zirvesi gerçekleştirecek.
Buradaki amaç garantör ülkelerin de yer alacağı 5’li konferansın tarihini ve yerini belirlemek olacak. 5’li konferansta sorunun en önemli başlıklarından biri olan harita yani “toprak” konusuyla doğrudan garantör ülkeler Türkiye-Yunanistan ve İngiltere’yi ilgilendiren Güvenlik ve garantiler karara bağlanacak. Ortaya çıkacak anlaşma metni eşzamanlı iki halkın referandumuna sunulacak.
Anastasiadis’in açıklaması
Bu arada Rum lideri Anastasiadis, dünkü görüşme sonrası cumhurbaşkanlığı sarayında yaptığı açıklamada BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun'un gözetiminde yapılacak New York görüşmesinin muhtemelen 26 Eylül tarihinde gerçekleştirileceğini söyledi.
Bu görüşmenin yapılması kararının kesin olup olmadığı sorusuna Anastasiadis “hayır ama bu yönde çalışmalar yapılıyor. Kesinlikle ayın 25'inden sonra, muhtemelen ayın 26'sında olacak. Tartışılan tarih şimdilik budur, gizlenecek bir şey yok” dedi.
Anastasiadis, dünkü görüşmede, Kıbrıs başlıklarının, Ekonomi ve AB konularının ele alındığını belirtirken “iki başlıkta bir ilerleme kaydedildi mi” sorusuna, “keşke o kadar kolay olsaydı. Bunlar tartışılan en zor konulardır” yanıtını verdi.
Bu başlıkların neden kapatılmadığı ve ortada büyük görüş ayrılıkları olup olmadığı sorusuna Anastasiades, ortada henüz, ortak bir görüşe varılıp kapatılması gereken açık konular bulunduğu cevabını verdi.
Toprak ve garantiler konularında iki taraf önerilerde bulunacaklar mı sorusunu Anastasiadis “sorunların tartışılmasından söz ediyoruz, yazılı önerilerden değil” sözleriyle yanıtladı ve şunları kaydetti:
“Toprak ve garantiler konusunda söylemek istediklerimi söyledim. Ama bu demek değildir ki diğer taraf bunları kabul etmek zorundadır. Bu diyalog daha geniş çapta devam edecek, görüş alış verişi yaparak nasıl anlaşacağımıza karar vereceğiz. Bir taraf için güvence olan bir şey, diğer taraf için tehlike oluşturmaz.”
Bu turdaki müzakere sonuçlarının Kıbrıs sorunun çözümüne yaklaşıldığı anlamına gelebilecek mi sorusuna Anastasiadis “müzakerelerin sonuna bağlı olacak. Her şey kararlara bağlı. Her iki tarafında en nihayet bir çözüm bulunmasına ne kadar istekli olduğuna bağlıdır. Çözüm bulma koşullarının yaratılması çok önemlidir” yanıtını verdi.