Diyalog Gazetesi

Halk barış istiyor

KIBRIS

Baf’ta konferans veren Talat, faşist Elam üyelerinin protesto gösterisine aldırmadan Kıbrıslı Rumlara çözümün yararlarını ve Kıbrıslı Türklerin kararlılığını anlattı:

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 50 yıldan sonra ilk kez gittiği Baf kasabasında Kıbrıs sorunuyla ilgili bir konferans verdi. Neopolis Üniversitesi’nde salonu dolduran yaklaşık 500 kişi Talat’ı büyük bir ilgi ile dinlerken, salon dışında toplanan 50-60 kadar faşist ELAM mensubu Yunan bayrakları ile gösteri yaparak, Türkiye’ye küfür yağdırdı

Bir ara konferansın yapıldığı salona girmeye çalışan ELAM faşistlerini güvenlik güçlerinin durdurması kolay olmadı. ELAM’ın pankartlı eylemi, konferans süresince devam etti.

Talat konferansta ve öncesi düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanlığı döneminde müzakerelerde muadili olan eski Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’la çözüme söz konusu dönemde Kıbrıs Rum yönetiminde bulunan siyasi partilerin yarattığı sorunlardan dolayı ve zamanın yeterli olmamasından dolayı çözüme ulaşamadıklarını söyledi. Talat, yeni koşulların yanında Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’in sağ kesim ve kiliseye yakınlığı bulunduğundan dolayı çözüme ulaşmak için avantajlı olduğunu da belirtti.

Kısa sürede çözüm olabilir

Talat, “Kıbrıs Sorununun Çözümünün Yararları“ konulu konferansta, Kıbrıs sorununun çözümlenmesinin bölgeye getireceklerinin yanında Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlara getirilerinin “son derece önemli” olduğunu vurguladı. Talat, müzakerelere Hristofyas’la bıraktıkları yerden devam edilirse “çok kısa sürede çözüme ulaşılabileceğini” vurguladı.
Çözüm için adada “yeni koşullar” bulunduğunu ifade eden Talat: Cumhurbaşkanlığı döneminde eski Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile vardıkları mutabakatlara işaret ederek “çok iyi bir birikimin” bulunması; Doğal gazdan yaralanmanın en akılıca yolunun Kıbrıs sorununun çözümüyle mümkün olacağının kabul edilmesi; Adanın hem kuzey hem de güneyinde yaşanmakta olan ekonomik çöküntüyü ortadan kaldıracak olması; Turist sayısını 2,5 milyondan 5 milyona çıkma potansiyelinin bulunması; Yatırımcılar için güvenli bir ortam yaratılacak olması; 30 milyon Euro’luk ticari kayba neden olan Türkiye’deki limanların Kıbrıs Rum bayraklı gemilere kaplı olma durumunun ortadan kalkacak olması; Mülkiyetle ilgili mağduriyetlerin de ortadan kaldırılacak olmasından dolayı” çözüm ihtimalinin yüksek olduğunu ifade etti.
Çözümün görülmeyen faydalarının da bulunduğunu ifade eden Talat, Yunanistan’daki ekonomik krizin Güney Kıbrıs’ta yarattığı yıkım gibi “normal olmayan durumların” ortadan kalkacağı ve Kıbrıs ekonominsin daha gerçekçi hale geleceğini de kaydetti.

Birlikte iş yapılacak
Kıbrıslı Rumlar için hassas bir konu olan güvenlik konusunda ise, Kıbrıslı olmayan askeri unsurların da adadan kalkacağını belirten Talat, “Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların bir araya gelmesi birlikte iş yapması, geleceğini birlikte kararlaştırması sanırım en önemli getiri olacak” dedi. Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların birlikte sevinip birlikte üzülememelerinin anlaşılabilecek bir durum olmadığını, uluslar arası bir gelişmenin Türk tarafını sevindirirken Rum tarafını üzdüğünü veya tam tersinin yaşandığını belirten Talat, “Huy ve davranışlar birbirine çok benziyor, birbirimizden farkımız yok, bizi bölen milliyetçilik oldu” dedi.

Girne’ye dönüş soruları
Konferansa pek çok katılımcı, Girne’de mülk bırakan Girneli Kıbrıslı Rumların eski mallarına geri dönüp dönmeyecekleri sorusunu yöneltti. Temel insan hakların adanın bütününde geçerli olacağını belirten Talat, ancak mülk konusunda tarafların üzerinde anlaşacağı unsurların uygulanacağını ifade etti.
Talat, “Hangi koşullarda geri dönüleceği antlaşmada varılacak koşullarda belli olacak” dedi.
Garantiler konusunda ise kendisine Kuzey Kıbrıs’ta sürekli olarak “1963’te yaşananların tekrardan yaşanmayacağından emin misiniz” sorusunun yöneltildiğini kaydeden Talat, “Evet eminim yeni bir dünya yeni ilişkiler yaratacağız” dedi.

Türk öğretmenler barıştan yana
Kıbrıs’ta bir çözümün devamlılığı için barış kültürünün geliştirilmesinin de önemli olduğunu ifade eden Talat, Kıbrıs Türk tarafında barış eğitiminde olumlu gelişmeler yaşandığını, öğretmenlerin yüzde 90 çözümden yana olduğunu, müfredatta ise pek çok düzeltmeler yapıldığını kaydetti. Barış eğitiminin yanında siyasal işbirliğinin de önemli olduğunu kaydeden Talat, “Çözümün devamlılığı için siyasi yaşantıda da bazı paralellikler kurulması gerektiğine inanmamız lazım” dedi.
Yeni oluşumda Kıbrıslı Türk başkan adaylarının güney Kıbrıs’taki seçmenden Güney Kıbrıs’tan başkan adaylarının da Kıbrıslı Türk seçmenden oy istemesinin şart olması gerektiğini kaydeden Talat, “Ortak siyasi partiler, işbirliği yapan siyasi partiler barış kültürü için önemli rol oynayacak” dedi.
Türkiye’nin çözüm sürecindeki etkisi ile ilgili soruya karşılık ise Talat, Türkiye’nin 2000 yılında beri çözüm istediğini ve bu yönde çalıştığını ifade etti. Çözüme tüm güçlerin istekleri dikkate alınarak varılabileceğini vurgulayan Talat, “Şövenist yaklaşımlarla dışlamaya kalkarsak çözümü başaramayız” dedi.

Halk çözüm istiyor
Kuzey Kıbrıs’ta hükümet ortağı Demokrat Parti-Ulusal Güçler ile ana muhalefet Ulusal Birlik Partisi’nin çözüme “kuşkulu” yaklaştığını savunan Talat, “Halk ile siyasi partilerin duruşu bir birinden çok farklı. Halk çözümden yana… Çözüm noktasına gelirsek her iki taraftan olumlu sonuç çıkacağını düşünüyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun çözüm isteyip istemediği sorusuna karşılık Talat, “Eroğlu halkın temsilcisi ve Kıbrıs Türk halkı çözüm istiyor. Bu isteğe uymak durumundadır. Kişisel duruşu bu noktada önemsiz” dedi.
Çözüm anahtarının Ankara’da olduğu görüşüne katılmadığını da belirten Talat, dış güçlerin çözüm zeminin oluşumunda ve bozulmasında rol oynayabileceğini ancak çözüm anahtarının iki toplum liderinde olduğunu da vurguladı.
Bir gazetecinin düzenlenen anketlerde Talat’ın popülerliğinin artmakta olduğunu belirtmesi üzerine Talat, “Hesap ve planım yok. Popülerliğimin yükselmiş olması Kıbrıs Türkünün çözüm isteğindendir. Düşünce ve siyasetimin Kıbrıs Türkü tarafından daha fazla benimsendiği için anket böyle çıktı. Benim için önemli olan hayatımın misyonu ‘Kıbrıs sorununun çözümüdür’” dedi.

Anastasiadis avantajlı
Bir soru üzerinde son üç Kıbrıs Rum liderini değerlendiren Talat, merhum Kıbrıs Rum Lideri Tassos Papadopulos hakkında “zor bir kişi temas zordu hatta imkânsızdı” dedi. Hristofyas ile ilgili olarak ise “Çözüm istediğinden yüzde yüz emindim. Sorun ortaklarından kaynaklanıyordu. Daha hızlı hareket etmemizi engelleyen en büyük faktördü” dedi.
Talat, Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiades hakkında ise “Avantajları var. Sağ ve kiliseye daha yakın. O da çözüm hedefine ilerlenmesini kolaylaştırıyor” dedi.

Mülkiyet en zor olanı
Müzakerelerde en zor konunun mülkiyet olacağını belirten Talat, “Bıraktığımız yerden devam edilecek olursa mülkiyettir ancak, üzerinde anlaşılan konular yeniden gündeme getirilirse egemenlik ve güç paylaşımı gibi konular da sorun olabilir. En çetrefilli konu mülkiyet olacak” dedi.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.