Çiğdem AYDIN
Mustafa Hacıahmetoğlu, Kıbrıs Türk siyasetinin unutulmaz isimlerinden biridir. Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde milletvekili seçilen ve 1960’lı yıllarda başlayan siyaset yaşamını 1994’te sonlandıran Hacıahmetoğlu, birinci sıradan seçim kazandığı halde parlamento dışı bırakıldı. Hacıahmetoğlu, aradan 21 yıl geçtiği halde kendisine yapılan haksızlıkları unutamıyor.
Mustafa Hacıahmetoğlu, 1976 yılından itibaren önce UBP, sonra DP’den girdiği her seçimi ada çapında en yüksek oyu alarak kazandı. Buna karşın, hiçbir zaman bakan yapılmadı. Esas mesleği çiftçilik olduğu için Tarım Bakanlığı’na aday gösterildi ama bunu engelleyenler oldu.
Hacıahmetoğlu bir dönem Kooperatif Merkez Bankası’nın Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptı.
Özel yaşamında da tarihe geçen olaylar yaşadı Hacıahmetoğlu. 1961 yılında, İngiliz Havayolları (BA) ile Ankara’dan, Kıbrıs’a gelirken uçak kazası geçirdi. Toplam 34 kişinin bulunduğu uçaktaki yolculardan 27’si hayatını kaybetti... Kurtulanlardan biri de Mustafa Hacıahmetoğlu idi... Hacıahmetoğlu bu durumu “Allah’ın takdiri’ olarak görüyor.
Hava koşulları kötüydü
Yaşadıklarını Diyalog’a anlatan Mustafa Hacıahmetoğlu şöyle dedi:
“Uçağımız Ankara’dan havalandıktan kısa bir süre sonra yere çakıldı. Hava koşulları çok kötüydü. Uçak alev almış ve yolcuların çoğu olay yerinde yanarak hayatını kaybetmişti. Mürettebatı ile birlikte toplam 34 kişiydik. Kaza sonucunda 27 kişi hayatını kaybetti. Benim de ellerim yandı.
Bir anda korkunç birm patlama sesi duyduğumu hatırlıyorum. Bunun dışında hiçbir şey bilmiyorum. Gözümü açtığımda hastanedeydim... O an Allahıma şükrettim... Hayatımı bağışladığı için “şükürler olsun Allahım” dedim
Uçmaktan vazgeçmedi
Hacıahmetoğlu “bu kazadan sonra bir daha uçağa binmediniz mi?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“İlk yıllarda evet ama sonrasında uçmaya devam ettim. Özellikle siyaset döneminde dış gezilere katıldım. İnsanın alnında ne yazarsa o olur. Ben buna inandığım için uçmaktan hiç korkmadım.”
Soru: Peki sizinle uçanlar, eskiyi hatırlayıp da, korkmadılar mı?..
Yanıt:Partli arkadaşlar bazen bunun şakasını yapıyorlardı. Bir yolculuk sırasında uçak sallanınca arkadaşlardan biri “Hacı dayı bizi de götürüyorsun” diyerek espri yaptı. Ben de ona “dua et ki benimle uçuyorsun” dedim.
Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra ne yaptınız?
Yanıt: Benim mesleğim çiftçiliktir. Hep tarlada uğraştım. Milletvekili olduğum dönemlerde de tarladan ve köylülerimden kopmadım. Halk beni onun için seviyor. Girdiğim her seçimde yüzde 50’yi aşan oylar aldım. Hala rekorumu kıran yoktur. Tam 34 yıl süreyle milletvekilliği yaptım. Uğradığım haksızlık sonucunda 1994’te siyaseti bıraktım. Halen tarlada uğraşıyorum.
Soru: Çozuklarınız, torunlarınız var mı?
Yanıt: 6 çocuk vardır 2 erkek 4 kız hepsi evlendiler. 11 tane torunum vardır.
Soru: Son zamanlarda ciddi bir sağlık sorunu yaşadınız mı?.
Yanıt: Tek derdim dişler... 3-4 yıldır dişlerimi çekerim. Koydurdum ama uymadılar bir türlü . Ağzımdan düşerler. Yaptıracağım tekrar.
Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?. Arayıp, soran oluyor mu?..
Yanıt: Dostlarım hiç eksilmedi. Herkes beni seviyor.Çünkü halkın vekili oldum her zaman. Bunun ne anlama geldiğini anlayan anlar. Bu yüzden etrafımda kimse eksilmedi benim.
Sağır Ahmet’i kurtardım diye suçladılar
Soru:Siyasi yaşamınızda sizi derinden üzen neler yaşadınız?
Yanıt: Her zaman olduğu gibi1993 yılında en çok oy alan vekil bendim. Seçimlerde birinci çıktım. Ama vekilliğimi iptal ettiler.
Soru: Peki nasıl oldu bu olay?
Yanıt: Bizim köylü bir sağır Ahmet vardı. Birgün koydu eşşeğin arkasına ganimet eşyaları götürürken yolda yakalandı, soktular içeri. Gece oğlu geldi ‘Hacı dayı ne yapalım babamı soktular içeri yardımcı ol bize’ dedi. Kalktım gece gittim polise sorduk öğrendik. Gittim avukatlara konuştum bana ‘sen milletvekilisin suçu al üstüne istersen bu adamı çıkarsınlar senin dokunulmazlığın var sana bir şey olmaz” dediler. Ben de gittim ve eşyaları bana getirdiğini söyledim. Onu çıkardılar ama dönemin savcısı 12 şilin ceza kesti bana.
Benim kurduğum partimde de Denktaş bir daha vekil seçilsem dahi meclise giremeyim diye kural koydurdu. Tabi istemem şimdi söyleyim ama 94’te karşımda vekillliğe aday olan başka önemli isimler da vardı. Onlar çok paralı, iş adamlarıydı. Daha çok şey var ama istemem dönen oyunları anlatayım. Usandım artık. Tüm seçimlerde birinci sıradan seçilen adamım ben.
Soru: Peki milletvekilliğiniz düşürüldü mü yani?
Yanıt: Evet öyle yaptılar. Çok üzüldüm tabii. Beni sevenler de üzüldü, köylülerim ağladı.
Sonra gel zaman git zaman geldi İrsen Küçük. Dediler ki sana zamanında haksızlık yapıldı bir yasa çıkaracağız “itibarı iade edeceğiz” dediler. Bu konuda bir de yasa önerisi hazırladılar. Ama istemem. İtibarları kendilerine kalsın. Beni herkes tanır herkes sever başka da bir şey söylemem.
Batırdılar bu devleti
Soru:Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz?. Yanlışlar nedir?.
Yanıt: Benim zamanımda vekiller vatandaşın işleriyle ilgilenirdi. Şimdi yok. Biraraya gelip toplumun sorunlarını çözmek isteyen yoktur. Hep kişisel menfaatlerin peşinde koşarlar. Müşavir ordusu çok yanlış. Biz bir devlet kurduk bütün organlarıyla çalışan 1983’te. Hataları ve eksikleri yok muydu? Vardı tabi ama bizim kurduğumuz bu devletin üstüne bir taş koymadılar. Hataları ve eksikleri düzeltmediler, kötüyü daha kötü yaptılar, yanlışı daha yanlış, eksiği daha da eksik. Seçim sistemi artık tek bölge olmalıdır. Bir zaman Mehmet Bayram bakan olduğunda Mağusa ağıllarına kadar asfalt döktüydü. Bölgeci olduğunda o bölge senin ne yaptığını da yapmadığınıı da bilir. Ama sen herkesin vekili, herkesin bakanısın. Kendi bölgene işlemeyecen sadece. İstihdamlar da ihtiyaca göre olması luzumdur artık.Hatır gönülü bırakın da batırdınız bu devleti.
Rumlar anlaşma istemez
Soru:Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?..
Yanıt: Rum anlaşma istemez. Bizimle onlar anlaşmaz. İster Amerika istesin ister İngiltere isterse Türkiye istesin onlar bizi istemez. Toprakları paylaşmaz onlar bizimle.
Soru:Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?. Değilse ne yapmalı?..
Yanıt: Kıbrıs Türkü hazırdır ama Rumlar değildir. Onlar bizimle hiçbir şey paylaşmaz. Hep kendileri ister herşeyi. Onun için bizim hazır olmamız birşey değiştirmez.
Soru:Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak?
Yanıt: Toprak en büyük sorundur. Bir miktar hudut anlaşması olabilir. Ama 80 bin kişiyi yerinden etme olmaz.
Soru:Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?..
Yanıt: Bu saaten sonra ne yapacağım. Hiçbir şey yaşaycam.
Yarın: Hasan Hasipoğlu