Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın açıklamasını olumlu karşıladığını belirterek, Guterres Çerçevesi’ne ilişkin olarak görüşlerini açıkladı.
Tam metin:
“Kıbrıs Türk Lider Sayın Akıncı’nın, BM Genel Sekreteri’nin çerçevesinin kabul edilmesi ile ilgili geçtiğimiz günkü açıklamaları ile ilgili olarak aşağıdakileri gözlemleri ifade etmek isterim” diyen Anastasiadis, şunları kaydetti:
1. Eğer Sayın Akıncı 4 Temmuz 2017 tarihinde kesin olarak oluşturulduğu şekli ile Guterres çerçevesini kabul ediyorsa bu olumlu bir gelişmedir.
2. Sayın Akıncı’nın ayrıca öncelikle Türkiye’nin açıklığa kavuşturmaları gereken şey aşağıdakilere değinen çerçevenin hükümlerini benimseyip benimsemedikleridir:
(a) Kelimesi kelimesine: “ihtiyaç duyulan şey eskinin devamı değil, yeni bir güvenlik yönetimidir. Tek taraflı müdahale hakları ve Garanti Anlaşmasının fesh edilmesi gerekecektir. Mevcut durum, uluslararası boyut da içerecek (BM, çok uluslu güç ve dost ülkeler) ve tüm Kıbrıs’ın ve her iki toplumun kendilerini güvende hissedecekleri güçlü bir çözümün hayata geçirilmesi, izlenmesi ve denetlenmesi mekanizması ile değiştirilmelidir. Bugünkü garantör güçler kendi yükümlülüklerinin uygulanmasını uygulayacak ve denetleyecek durumda değildirler” diyen Güvenlik ve Garantiler konusunda.
(b) Yabancı askerlerle ilgili olarak kelimesi kelimesine şunlar ifade ediliyor: “Askerlerin, çözümün uygulandığı ilk günden itibaren önemli oranda azalması ve sonrasında güçlerin sayısının 1960 düzeyine indirgenmesi gerekir. Geriye kalan askerlerin tamamen çekilmesine ilişkin yeniden gözden geçirme maddesine karşı tamamen geri çekilme maddesiyle ilgili olarak, “bunun üç garantör gücün Başbakanlarının katılımıyla görüşülmesi gerekir”.
3. Bunun, tesadüfi değil, olumlu bir gelişme olduğundan söz ettim, çünkü Crans Montana’daki müzakerelerin başarısızlık nedeninin, Türkiye’nin ve Kıbrıslı Türklerin daha yukarıda ifade edilenlerle ilgili son derece zıt tezleri olduğu çok iyi bilinmektedir.
Dolayısıyla, Crans Montana’nın başarısızlığa uğramasını izleyen açıklamalara karşın, söz konusu Kıbrıs’la ilgili konferansta ileri sürülen tezlerde ısrar etmezlerse, o zaman defalarca istediğim gibi, diyaloğun derhal yeniden başlamasına ilişkin koşullar yaratılır.
4. Kıbrıs Rum tarafının 5-6 Temmuz tarihinde, Genel Sekreterin 4 Temmuz 2017 tarihli maddeleri zemininde, Guterres çerçevesinin altı maddesini de içeren, kapsamlı ve teferruatlı bir paket çerçevesinde, her bir madde ile ilgili kapsamlı önerilerini sunduğunu hatırlatmak istiyorum. Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı, ilk başta sunduğu, Guterres çerçevesi ile tamamen zıt olan ve müzakereleri çıkmaza sürükleyen önerilerde ısrar ederek, bunu yapmayı ihmal etmiştir.
5. Genel Sekreterin, müzakerelerin yeniden başlaması perspektifi konusunda nabız yoklaması için Danışman atama niyeti bildirilmiştir. Kıbrıs Rum tarafının, Genel Sekreterin önerisine derhal olumlu yanıt vermesi için, hali hazırda talimat verdim.