Çiğdem AYDIN
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, dün Diyalog TV’de katıldığı Güne Merhaba Programında, Ada’daki doğalgaz kaynaklarıyla ilgili Rum Yönetimi’nin girişimlerini eleştirdi. Rum tarafının doğalgaz aramalarını ertelemesinin daha doğru olacağını vurgulayan Talat, “Öncelikle doğalgaz aramalarını sözlü bir mutabakatla ertelemek lazım. Şirketler buna hazırdır. Onlar sermayedir kavga olmayan bir yerde para kazanmak ister” dedi. Rumların sondaja başladığı takdirde gerginlik olabileceği uyarısında bulunan Talat, “Evet gerginlik olur. Rumlar sondaj yapacağını söylüyor, Türkiye de müdahalede bulunacağını söylüyor, ama nasıl bir müdahale bilmiyorum” yorumunda bulundu.
Kıbrıs sorunu konusunda sürdürülen müzakerelerin, Güney Kıbrıs’taki seçimler nedeniyle aksayabileceğini dile getiren Talat, “2017 yılını doğru değerlendirip, kavga olmadan süreci 2018 yılına sarkıtmanın yolunu bulmak gerekiyor” dedi.
Talat’ın, Diyalog muhabirinin sorularına verdiği yanıtlar şe şekilde oldu:
Soru: Kıbrıs konusunda müzakere süreci sürdürülemiyor. Yaşanan gelişmelerle ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
Cevap: Kıbrıs sorununda sürdürülemeyen görüşmeler doğru bir tanımdır. 2016 yılı sonuna kadar olursa olurdu başka bahara kalırdı ve maalesef öyle oldu. 2016 yılı geçilince zaten 2017 bir yıllık bir süre bu süre de seçimin etkisi altında geçecek bir süre, Güneydeki seçimin etkisi bir süredir devam ediyor. Ete kemiğe bürünmesi ELAM’ın Enosis Plebistinin okullarda anılması istemi üzerine meclisteki siyasi partilerin göz yumması ve gelimeler seçimin etkisinin başladığını gösteriyordu. Tabi bunların öncesinde de bazı olaylar vardı. Anastadiaidis’in dönüşümlü başkanlığı kabul etmemesi, Kıbrıslı Türklerin kurumlarda etkin katılımının kabul edilmemesi gibi hususlar son derece önemli hususlar. Daha sonra Türk –Yunan eşitliğini sağlayacak olan 4 özgürlüğün kabul edilmemesi ile ilgili geçmişte mutabakata varmış olduğumuz halde ve Yunanistan’ın da kabul etmiş olduğu konuyu yeniden özellikle Avrupa’nın gündemine taşıyarak, Avrupa’nın Türkiye’nin karşıtlığını kullanarak süreci sıkıntıya sokma gibi bir yol izlemesi Rum tarafının hep seçimi düşünmesi nedeniyle olmuştur.
Süreci kavga olmadan 2018’e sarkıtmanın yolunu bulmak gerekiyor
Kıbrıslı Türklerin kararlara etkin katılımı bir BM parametresidir. Bu konuda BM Güvenlik Konseyi kararı var. Kıbrıslı Türklerin katılmadığı bir kararın geçerli olmayacağı kararlara etkin katılımın şart olduğu bir BM Parametresidir. Bunu tartışmaya yeniden açmanın anlamı nedir? Seçimlerdir. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda çözüm şimdi olmaz. 2017 yılını doğru değerlendirip çatışma olmadan, gerginlik olmadan, kavga olmadan süreci 2018 yılına sarkıtmanın yolunu bulmak gerekiyor.
Doğalgaz aramalarını ertelemek lazım
Ne yazık ki doğalgaz aramaları, buna karşı bizim tarafın tepkileri, Türkiye’nin ayrıca buna ek tepkisi bizimle iş birliği içindeki tepkisi. Sonuçta iki toplum arasındaki ilişkileri gerecek. Bunu önlemek lazım. Öncelikle doğalgaz aramalarını sözlü bir mutabakatla ertelemek lazım. Şirketler buna hazırdır. Çünkü şirketler gerginlik olan bir yerde kazı çalışması yapmak istemez. Onlar sermayedir kavga olmayan bir yerde para kazanmak ister. Onlarla da konuşarak kazıları 2018 yılına aktarıp seçimden sonra müzakere sürecine bir şans daha vermek gerektiğini düşünüyorum.
Soru: Görüşmelerden bir sonuç çıkmayacağı anlaşılmıştır. En çok çözüme inanmış Eide bile inancını yitirmiştir. Akıncı bile yaptığı açıklamalarından, kendisinin de inancını yitirdiği anlaşılıyor. Peki, sizin çözüm inancınız hala devam ediyor mu? Bu başarısızlığın sebebi sadece Rum zihniyeti mi?
Cevap: Sadece Rumlardır demek çok doğru olmaz, mutlaka bizim de hatalarımız olmuştur. Bana göre bizim en büyük sorunumuz ve kaybımız Derviş Eroğlu dönemi olmuştur. O dönem müzakereleri rayından çıkarmış, olduğu yere çakmış hatta birçok alanda da gerilemeler yaratmıştır. En büyük kaybımız o beş yıl olmuştur.
Eroğlu hata yapmadı, sabote etti
Eroğlu hata yapmadı, sabote etti. Eroğlu 5 ay boyunca çapraz oy olsun mu olmasın mı tartışması yaptı hem de Genel Sekreter’e kaldığımız yerden devam edeceğim demesine rağmen. Bunlar hep zaman kaybı yarattı. Rum tarafı da zaman kaybı yaratma yanlısıdır. Kendi iç siyasetlerinde Rumlar bize göre daha bağımsızdır. Örneğin Yunanistan’a olan bağları bizim Türkiye’ye olan bağlarımız oranla daha azdır. Bizde Türkiye’nin tavrı önemlidir. Müzakerelerde onlarda da kendi iç siyasetleri önemlidir.
Federal çözüm istemeyen kazanırsa 5 yıl daha kaybedilir
Şimdi Güneyde seçim var ve bu seçimi kimin kazanacağı da belli değil. Maazallah bu küçük partilerden Kıbrıs’ta federal bir çözümü istemeyen çözüme karşı olan partilerden birisinin lideri bu seçimi kazanırsa, bir 5 yıl da Rum tarafı yüzünden kaybedilir ve çözüm de artık imkânsızlaşır. Anastasiadis’in performansı çok kötü oldu bu süreçte, bu nedenle yapılacak seçimlerde bana söylenen Anastadiaidis kazanabilir ama başka bir aday da kazanabilir ve bu iyi bir şey olmayabilir.
Soru: CTP milletvekili Biray Hamzaoğulları mecliste konuşurken 40 yılda her tarafın döküldüğünü ve çöktüğünü söyledi. Katılıyor musunuz? Sizce bu çöküntüyü ortadan kim kaldıracak? Şimdiki partiler başaramadı? Ne yapılmalı?
Çok ciddi bir çöküntü var
Cevap: Gerçekten çok ciddi bir çöküntü var. Uluslararası hukukun dışında olmamız, Kıbrıs sorununun devam ediyor olması, insanlarımızın geleceğini görememesi, vatanına yeterince sahip çıkamaması, bu toprak benimdir deyip onu temiz, yeşil, kirletilmemiş tutmaya çalışmaması, tüm bunlar bu ülkenin dökülür hale gelmesine yol açıyor. Boğaz Piknik Alanı temizlendi bir hafta sonra aynı haline döndü, bunu yapan partiler değil. Partiler ne yapabilir tedbir alabilir mi?
Soru: Akıncı Temmuz Ayında sıcak gelişmelerden söz ediyor. Rumlar yeni sondaja başlarsa Türkiye müdahale eder mi, ederse ne olur?
Cevap: “Gerginlik olur zaten bunu daha önce söylemiştim. Görüntü iyi değil. Rumlar sondaj yapacağını söylüyor, Türkiye de müdahalede bulunacağını söylüyor, ama nasıl bir müdahale bilmiyorum. Ama bir müdahale olacak. Bu askeri olabilir, sondaj platformu kurup kazabilir bütün bunlar ciddi gerginlik yaratır ve bu gerginlikler de Kıbrıs sorununu doğrudan etkiler. O yüzden tavsiyem, sondaj yapacak olan şirketler çözüm olmazsa bu işi yapamayız deyip kenarda durabilirler.