2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talât bugün için üzerinde anlaşılan tek metnin ortak metin olduğunu, bu kanaatin doğmasının da Rum tarafının başarısı sayılabileceğini söyledi.
Ofisinden verilen bilgiye göre, katıldığı bir televizyon programında zamanın süratle akıp gittiğini anlatan Talât, bunun Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun istediği şey olduğunu, fakat süreci hızlandıracak tarafın Türk tarafı olması gerektiğini savundu.
Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş döneminde çözüme açıkça karşı çıkıldığını, şimdi ise üstü kapalı karşı çıkıldığını iddia eden Talât, artık dünyaya anladıkları dille değil, “kuş diliyle” konuşulduğunu ileri sürdü.
Kıbrıs Türkünün lehine olan kararların da aleyhe dönmeye başladığını savunan Talât, dünyaya çözüm istendiğinin ve bunun için her olanağı kullanmaya hazır olunduğunun anlatılması gerektiğini söyledi.
Talât, kendi döneminde bütün Dışişleri Bakanlarının Türkiye ziyaretlerinde yer aldığını, ancak Avrupa ziyaretlerinde Dışişleri Bakanlarının tanınmaması nedeniyle bulunmadıklarını anlattı.
Talât, Türkiye’de Dışişleri Bakanlarının tanındığını hatırlatarak, Eroğlu’nun buna dikkat etmediğini söyledi.
Eroğlu’nun, Dışişleri Bakanının görüşmelerdeki hususları dünyaya tanıtmakla görevli olduğunu söylediğini hatırlatan Talât, “Eroğlu’na göre Dışişleri Bakanları hık deyicidir” iddiasında bulundu.
“Durumdan mutlu olanlar var”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun “gerekirse konunun Anavatanla ve halkla değerlendirileceği” şeklindeki son açıklamalarının sorulması üzerine Talât, 2010 yılından beri hiçbir şey yapılmadığını belirterek, Eroğlu’nun niyetinin görüşmelerden kaçmak olduğunu savundu.
Talât, Türk tarafının suçlanmadan çözüm sürecinin bitmesinin istendiğini kaydetti ve “Bugünkü durumdan mutlu olanlar var” dedi.
Türkiye’nin rolü
Bir başka soru üzerine Talât, Rumların Türkiye’yi muhatap alma çabalarının ezeli hedefleri olduğunu, meseleyi “işgal” sorunu olarak gördüklerini, ancak Türkiye’nin gücüne karşı bir şey yapamayacaklarını bildikleri için meseleyi çözümle halletmek istediklerini ifade etti.
Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Kıbrıs sorunundaki süreci etkileyip etkilemeyeceğinin sorulması üzerine Talât, görüşmelerin zaten çöktüğünü, seçimlere üç dört ay kala görüşmelerin tamamen durabileceğini, ancak önemli olanın seçimden sonrası olduğunu ifade ederek vatandaşlardan çözüm isteyen ile istemeyen arasında kıyaslama yapmalarını diledi.