3’ncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının bir çözüm için çaba göstermesi gerektiğini ama öncelikle Türkiye ile sağlıklı bir diyalog ve işbirliğiyle kendi güvenliğini, hak ve hukukunu gözetmesinin şart olduğunu söyledi.
Eroğlu, dün yayınladığı açıklamada, 2’nci Cumhurbaşkanı, Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ın, Kıbrıs Türkü’nün olası bir anlaşmayla ilgili referandumda “hayır” demesi durumunda yaşanacaklara ilişkin sözlerini eleştirdi.
Derviş Eroğlu, ortada nasıl bir antlaşma olacağına ilişkin net bilgiler yokken, referandumda “hayır” demesi halinde Kıbrıs Türkü’ne uygulanan izolasyon ve ambargoların daha de derinleşeceğini söyleyip, halkın “evet” demeye mecbur olduğu sonucunun çıkarılmasının yanlış bir tutum olduğunu söyledi.
“Karanlığa kurşun sıkmak…”
Talat’ın Güzelyurt’ta yaptığı konuşmanın kimi bölümlerini hayret ve üzüntüyle öğrendiğini kaydeden Eroğlu, “Daha ortada fol yok, yumurta yokken, karanlığa kurşun sıkarcasına olası bir referandumda Kıbrıs Türk halkının ‘ evet’ demesi için yönlendirmeye çalışan, bu amaçla yurdumuzu dolaşmaya çıkan Sayın Talat’ın Kıbrıs Türklerinin ‘ hayır’ demesi ile Rumların ‘ hayır’ demesinin aynı olmadığını söylemesi doğru bir değerlendirme değildir” dedi.
Eroğlu, Talat’ın yaklaşımının, “Kıbrıs Türkü’nün önüne kendisi için kötü bir antlaşma konulsa dahi ‘evet” demesi gerektiği sonucunu doğurduğunu” ve bunun doğru ve gerçekçi bir mantık olarak nitelenmesinin mümkün olmadığını kaydetti.
3. Cumhurbaşkanı Eroğlu, “50 yılı aşkın bir süredir abluka, izolasyon ve kısıtlamalar altında gerçek bir varoluş mücadelesi veren Kıbrıs Türk halkına korku salmak, geleceği ile ilgili kararlarını hür iradeleriyle değil de zaten uygulanan haksız baskıların daha da artacağı korkusu altında vermesini sağlamaya çalışmak, bunu doğru bir yaklaşımmış gibi ileri sürmek demokrasi ile de bağdaşmaz” dedi.
“Dereyi görmeden paçaları sıvamak”
Eroğlu, kalıcı, yaşayabilir, adada var olan güven ortamını bozmayacak bir antlaşma için çaba gösterilmesi gerektiğini ancak Kıbrıs Türk halkının önceliğinin Türkiye ile sağlıklı bir diyalog ve işbirliğiyle kendi güvenliğini, hak ve hukukunu gözetmek olması gerektiğini söyledi.
Derviş Eroğlu, şöyle devam etti:
“Sayın Talat’ın henüz ortada nasıl bir antlaşma olacağına ilişkin net bilgiler olmamasına rağmen Kıbrıs Türk Halkı’nın yapılacak bir referendumda ‘evet’ demeye mecbur olduğunu söylemesi dereyi görmeden paçaları sıvamak demektir ve yanlış bir politikadır. Daha düne kadar Rum yetkililerin söylediklerine dikkati çekenleri ‘ uzlaşı istemeyen bu nedenle halka korku veren’ kişiler olarak suçlayanların, Kıbrıslı Türklerin olası bir referandumda hayır demesinin ambargoları daha da derinleştireceğini iddiayla halkımıza korku vermeye çalışması ise sadece traji komik olmakla kalmayıp düpedüz bir çelişkidir.”