Ergün VEHBİ
20 Temmuz 1974 tarihine gelinceye dek Kıbrıs Türk halkının durumu neydi?
20 Temmuz savaşına gelinceye kadar Kıbrıslı Türklerin hangi koşullarda yaşadığına bakmak için en azından bu yıllar içinde, 1955-1974 arası yaşanan olaylara bakmak gerekir.
Rumların çoğunun, hatta bazı marjinal Türklerin söylediği gibi bir arada, kardeşçe bir elimiz yağda, bir elimiz balda mı yaşıyorduk?
EOKA 1955 yılında önce İngilizlere, sonra giderek yaygınlaşan Türklere saldırılara başladı. Bu saldırılar sonucu Kıbrıslı Türk kabuğuna çekildi, çobanlar meralara çıkamaz, çiftçi doğru dürüst ekim yapamaz, halk da rahatça seyahat edemez oldu. Sonuçta TMT kuruldu. Rum saldırılarına sınırlı da olsa cevap verilmeye başlandı. 1959-1960 anlaşmaları ile kurulan Cumhuriyet sadece Rumlara hizmet eder hale geldi. 1963 Aralık saldırılarında yüzlerce Türk köyü boşaltıldı. Kıbrıslı Türk kendi ülkesinde artık “göçmen” durumuna düştü. 1964 Ağustos’ta Erenköy’e; 1967’de Köfünye’ye saldırılar oldu.
Bu dönemde Ada’ya gizlice, onbinlerce Yunan askeri ve subayı çıktı.
Nitekim 15 Temmuz 1974’te darbe yapıldı, Makarios bile Ada’yı terketti, “Kıbrıs Helen Cumhuriyeti” ilan edildi. EOKA’cı Sampson Cumhurbaşkanı ilan edildi.
İşte bu yıllar Kıbrıs Türkü için ekonomik yıkım, korku dolu yıllar oldu, yine de bu halk direndi.
Sonuç: Barış Harekatı, Türkiye’nin sadece uçak uçurarak korkutma girişimleri yerine topyekün müdahalesi geldi: 20 Temmuz 1974 budur.
1974 sonrası neler oldu?
Kıbrıslı Türk, savaş sonrası bölünen Ada’da kendi özgür yönetimini kurdu. Önce Federe Devlet, sonra KKTC kuruldu. Yalnızca Türkiye’nin ekonomik ve siyasal desteği ile belli bir noktaya ulaşıldı. Ama uluslararası destek alınamadı. Ambargolar ve yönetimlerin becerisizlikleri sonucu gerekli ekonomik kalkınma, güçlü bir kamu yönetimi başarılamadı. Nüfusumuzu kontrol altına alamayan, kendi parasına sahip olamayan Türkiye Cumhuriyeti’nde her yeni hükümetin değişik uyumsuz ve gereksiz müdahalelerine karşı durulamadı.
Ve daha birçok önlenemeyen olumsuzluk sonucu KKTC ekonomik çöküntü, sosyal yapıda bozulma yaşanmaya başladı. Trafik perişan, hırsızlık, soygun, rüşvet yaygın... Kumar, kaçakçılık...
Şimdi ne haldeyiz?
İşte her şeyi saydık... Şimdi yaratılan hava, en azından bazı çevrelerde: Ancak barış olursa düzeliriz... Barış tek yanlı tavizlerle, ön koşullarla olmaz. Geçmişte her fırsatta, bazılarını saydığımız olumsuz davranışları Türklere reva gösterenler birdenbire ‘evliya’ olmaz.
Biz toparlanıp kendi Devletimize sahip çıkarak, birçok sorunu yeni bir ruhla çözmeliyiz. Kararlı olursak yaparız ve sonra eğer biz istersek güçlü barış, eşit koşullarda bir barış yapabiliriz.
Yarın: Özel Tahsin