Diyalog Gazetesi

‘Enosis’le savaştık’

KIBRIS

Kurucu mecliste görev yapan Esat Varoğlu ile Eşber Serakıncı Kıbrıslı Türklerin yaşadığı acıları anlattı

Özlem ÇİMENDAL
Siyasetin önemli isimleri Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 48 yılında yaşanan zor günleri Diyalog’a anlatıyor. Savaş yıllarında tanık olan ve 15 Kasım 1983’te KKTC’nin ilanının ardından kurucu mecliste milletvekili olarak yer alan Esat Varoğlu ve Eşber Serakıncı Kıbrıs Türk halkının Enosis’e karşı mücadele verdiğini ifade etti. Esat Varoğlu ve Eşber Serakıncı Türkiye’nin Barış Harekâtı ile Kıbrıs Türk halkını özgürlüğe kavuşturduğunu dile getirdi. 

Esat Varoğlu: Türkler Yönetimden Dışlandı
Kurucu Meclis Milletvekili Esat Varoğlu, 1963 yılında Makarios yönetiminde Türklere yönelik sistematik saldırıların başladığını söyledi. Varoğlu, Türk tarafının yönetimden de dışlandığını ifade etti. Türk tarafının hükümetten soyutlanmasının ardından Geçici Türk Yönetimi’nin kurulduğunu ifade eden Varoğlu, bu mücadele ve savunmanın 1974’e kadar sürdüğünü dile getirdi.
İlerleyen süreçte ise Rumların Yunanistan’daki askeri Cunta’nın teşvikiyle buradaki EOKA ile birlikte askeri darbe yaptırdığını kaydeden Varoğlu, “Makarios yönetimini devirdiler” şeklinde konuştu.
“Ben o sıralarda Beyarmudu’nda öğretmen olarak görev yapıyordum” diyen Varoğlu, Burhan Nalbantoğlu’nun da Kuzey’de mahsur kalan insanların yiyecek temini için tanklar eşliğinde kamyonlarla yiyecek getirdiğinden bahsetti. 
Beyarmudu’nda duraklayan Nalbantoğlu’ndan kendisini mahsur kaldığı yerden Lefkoşa’ya götürmesini istediğini söyleyen Varoğlu, amacının da görevli olduğu Baf’taki köyüne dönebilmek olduğunu dile getirdi.
Varoğlu, “Lefkoşa’ya geldim ancak kurulan barikatlar ve yapılan aramalar nedeniyle Baf’a gidemedim” dedi. Baf’a dönme girişimi sonuçsuz kalan Varoğlu, Lefkoşa Sancaktarlığı’na katıldığının altını çizerek, 22. bölükteki görevinin ardından takım komutanlığı mertebesine getirildiğini kaydetti. 

Enosis’e karşı mücadele...
Öte yandan Rumlar’ın Enosis yolunda gerçekleştirmiş oldukları darbeye yönelik bir mücadelenin söz konusu olduğunu ifade eden Varoğlu, aşırı milliyetçi Nikos Sampson’un da cumhurbaşkanlığına getirildiğini söyledi. Bu süreçte Yunan askerlerinin Güney’deki hâkimiyetini artırdığını ifade eden Varoğlu, “Bize saldırmaları ve Enosis’i gerçekleştirme ihtimallerine karşın biz de kendi önlemlerimizi aldık” şeklinde konuştu.

“Olmayan bir federasyonun kanadı olmak ne kadar uzun sürerdi?”
Dönemin Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit’in öncülüğünde 1974 yılında iyice gerilen Kıbrıs Adası’na tek taraflı müdahale gerçekleştirilerek Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapıldığını söyleyen Varoğlu, yönetimin adının da konularak Kıbrıs Türk yönetimi olduğunu dile getirdi ve 1975’e de Kıbrıs Türk Federe Devleti adının konulduğunu dile getirdi.

Eşber Serakıncı: Türk tarafı kabul etmediği için kıyamet koptu
1983 KKTC Kurucu Meclis Milletvekili Eşber Serakıncı, bir diğer önemli olayın da Türklerin imhasını amaçlayan Akritas planının hayata sokulması olduğuna vurgu yaparak, Makarios’un Anayasa’da 13 maddelik bir değişikliğe gittiğini dile getirdi. “Bu değişikliği Türk tarafı kabul etmediği için kıyamet koptu” diyen Serakıncı, kıyametin sözde kalmadığını 1963 yılında Türklere yönelik silahlı eylemlere dönüştüğünü kaydetti.
21 Aralık 1963’te Lefkoşa Tahtakale bölgesinde ilk kıvılcım yakıldığını söyleyen Serakıncı, iki Kıbrıslı Türk’ün vurulması ile birlikte fiilen 1960 öncesine de dönülmüş olduğunu ifade etti. Serakıncı, ilk saldırıların ardından saldırıların da şiddetlenerek devam ettiğini ifade etti.
Kıbrıslı Türklerin durumunun her geçen gün daha kötüye gittiğinden de bahseden Serakıncı, “O zamanlar ben ve yaşıtlarım, Türkiye’de tahsilde olduğumuz için, Kıbrıs’a gelmeye karar verdik. 1964’te gençlerin büyük çoğunluğu Erenköy’e çıktılar. Erenköy çarpışmalarının tarihte dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Serakıncı, büyük mücadelelerin yaşandığını kaydetti. Verilen kayıpların yanı sıra dengesiz de bir güç olması nedeniyle zorlanmaların olduğuna işaret eden Serakıncı, Türkiye’nin de ilk defa fiili müdahalede bulunduğunu vurguladı.
“Benim olduğum tepede bizim mevcudumuz 45 kişiyken, taarruz eden Yunan askeri bir taburdu, bir tabur da yedekte bekliyordu. 45 kişiye 2 bin kişilik bir durum söz konusuydu” ifadelerini kullanan Serakıncı, Türkiye’den gelen uçakların Erenköy’ü bombaladığını dile getirdi.
Serakıncı, amaçlananın Türkleri Erenköy’den denize dökmek olduğuna vurgu yaparak, Türkiye’nin müdahalesi ile katliamın önlendiğine değindi.
Köylere saldırı ve Türkiye’nin müdahalesi
1964’ten sonra Kıbrıs’ta 1967 olaylarının yer ettiğine işaret eden Serakıncı, Grivas’ın öncülüğünde Yunan askerlerinin Geçitkale (Köfünye) ve Boğaziçi (Aytottoro)’ne saldırdığını söyledi. “24-30 kişi öldü. Bu insanların içerisinde 90’ına yaklaşmış bir yaşlı Kıbrıslı Türkü de ateşe verdiler” diyen Serakıncı, Türkiye’nin devreye girerek, “Çekilmezseniz tekrardan müdahale edeceğim” şeklinde nota verdiğini kaydetti. 
Türkiye’nin uyarısı sonrasında saldırıların durduğunu ifade eden Serakıncı, Grivas ve Yunan askerlerinin Yunanistan’a geri gönderildiğinin altını çizdi. Serakıncı, “Gittiler ancak bir müddet sonra arka kapıdan geri geldiler” dedi. KKTC’nin ilan tarihinin 15 Kasım olmasının özel bir anlamı olduğunu da anlatan Serakıncı, “Köfünye’de şehit olanların anısına Denktaş tarafından seçilmiş özel bir tarihti” şeklinde konuştu.
1967 olaylarından sonra Rumların bir müddet geriye çekildiğini dile getiren Serakıncı, bunun çok uzun sürmediğini ifade etti. “Türk köylerine tekrar saldırmaya başladılar” ifadesini kullanan Serakıncı, yolları keserek, Kıbrıslı Türkleri topladıklarını söyledi ve şunu kaydetti: “Kıbrıs’ta kanlı mücadeleler tekrar başlamış oldu.”

Makarios Enosis yolundan şaştı...
Enosis amacıyla yola çıkan Makarios’un Yunanlıların tavırlarını gördükçe bu düşüncesinden vazgeçerek, “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yaşatabilir miyim? düşüncesinin peşine düştüğünün altını çizen Serakıncı, “O zamanlar Yunanistan’da askeri idare, Cunta vardı. Onlarla ters düşmeye başladı. 15 Temmuz 1974’te Cunta Kıbrıs’a darbe yaptı. Makarios Saray’ından kaçtı. Radyolarından anonslar yapmaya başladılar: ‘Makarios öldü, yönetim bizim elimize geçti’” dedi.
EOKA’cı Nikos Samson’un cumhurbaşkanlığına getirildiğini vurgulayan Serakıncı, bir gün Sapmson’ın davaya ihanet ettiği için bir Rum’u kendisinin önünde öldürmesine de şahit olmuş. 15-20 Temmuz 1974 tarihleri arasında Rumların Türklere bulundukları yerden çıkmaları için bir günlük müsaade tanıdığının altını çizen Serakıncı, yollara kurulan barikatlarda sıkı denetim ve yoklamaların da aralıksız sürdüğünü ifade etti.
Serakıncı, “Birçok arkadaşımızı da böyle götürdüler ve kurşuna dizdiler” açıklamasında bulundu. Türkiye’nin durumu yakından takip etiğinin altını çizen Serakıncı, 20 Temmuz 1974’te de Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirdiğinden bahsetti.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.