Diyalog Gazetesi

En yakın yer bile uzak

KIBRIS

TGRT’ye konuk olan Reha Arar, Beyrut’tan, Ercan’a gelmek için 7 saat harcandığına dikkat çekti

Merit Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Reha Arar, KKTC’ye yönelik izolasyonların turizm faaliyetlerini olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekti ve bu konuda çeşitli örnekler verdi.
TGRT kanalında Sektör Analiz Programı’nın konuğu olan ve Meltem Günay’ın sorularını yanıtlayan Arar “Birleşmiş Milletler’in öncelikle Kuzey Kıbrıs’ın izolasyonlar nedeni ile uğradığı haksızlıkları görüp, problemin o bölümünü çözmesi gerekiyor” dedi.
Arar, kendisine yöneltilen soruları şöyle yanıtladı:
Meltem Günay: Kıbrıs’ı konuşacağız, Kıbrıs’ta turizmi konuşacağız. Kıbrıs gerçekten başka bir yer, çok da sevilen bir yer, “Yavru vatan” diyoruz hep Kıbrıs için. Coğrafyaya baktığımız zaman, hareketlilik yaşanıyor, bir takım olumsuzluklar yaşanıyor, tabi bunların en çok yansıdığı sektörlerden birisi başta turizm. Kıbrıs’a artı olarak bu yansıyor mu? Birçok bölge ülkesine eksi olarak yansıdığını görüyoruz bir takım huzursuzluklar, Kıbrıs’ı nasıl etkiliyor? 
Reha Arar: Kuzey Kıbrıs’da bildiğiniz gibi 1974’den beri devam eden bir olumsuzluk mevcut ve bu olumsuzluğu olumlu hale getirmek için yapılan küçük çabalar yeterli değil. Olumsuzluk günün teknoloji ve ekonomi gelişimi içerisin de belki de giderek büyüyor. Kıbrıs, bulunduğu mevkii ve vasıfları dolayısıyla Akdeniz’deki turizm pastasından ulaşım yetersizliği nedeni ile ciddi bir pay alamıyor. İnsanın en kolay gidebileceği yer, en yakınındaki yerdir, ama şu anda Kıbrıs en yakın yerden bile uzakta kalıyor. Beyrut, Kıbrıs’a yakın en büyük şehir. 1,5 milyona yakın nüfusu var ve gezecek gidecek bir arka bahçesi yok. Kıbrıs bunun için biçilmiş kaftan. Fakat, Beyrut’tan bir misafirimizin normal yollarla Ercan’a gelmesi 7 saat sürüyor. Tabi bu nedenden dolayı misafirler de değişik destinasyonlar şeçiyor.
Meltem Günay: Peki bir öngörünüz var mı? Daha doğrusu şöyle söyleyeyim, tabi ki hepimizin gönlü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ettiği yere gelmesi. Bu mücadelesinin olumlu yönde bir karşılığının olması, ama yakın yakın tarih için böyle bir ışık görüyor musunuz?
Reha Arar: Yakın tarihte böyle bir ışığı görmek istiyorum, ama ışığın işaretlerini sezmiyorum. Siz, karanlıkta bir kooridorda yürürken, kooridorun diğer kapısının altından bir ışık sezerseniz ümidiniz vardır. Yolunuzu kaybettiğiniz çok uzaklarda bile bir şehir ışığı görürken yeniden ümitlenir ve oraya doğru biraz daha hızlı yürürsünüz. Ama ben bunu şu anda göremiyorum. Her iki toplum da zaman zaman belli ataklar yapıyor, ama bu ataklar sonuca ulaşmıyor. Özellikle iş insanları, gönüllü kuruluşlar bu birlikteliğin olması için bir çaba harcıyor, ama tabiki yeterli değil. Burada Birleşmiş Milletler’in öncelikle Kuzey Kıbrıs’ın izolasyonlar nedeni ile uğradığı haksızlıkları görüp, problemin o bölümünü çözmesi gerekiyor. Ondan sonra da karşılıklı görüşmelerle sorunun çözüme daha yakınlaşmamız gerekiyor. 
Meltem Günay: Önemli bir noktaya değindiniz, sadece siyasiler bazında kalmamalı, iş adamlarına, STK’lara çeşitli görevler düşüyor. Kıbrıs’ın sesinin duyurulması, Kıbrıs’ın tanıtılması konusunda da herkese görev düşüyor aslında. İzolasyonla mücadelenin yanı sıra tanıtım anlamında da sizce neler yapılmalı?
Reha Arar: Kıbrıs’ın tanıtılmasında belli hedefler seçip, o hedeflere ulaşmak için profesyonel tanıtıma başlanılmalı. Geçtiğimiz günlerde EMITT fuarında çok daha iyi bir Kıbrıs tanıtımı yapılabilirdi. Önümüzde Age of Mice Fuarı var. Merit olarak gerek EMITT’de olduğu gibi MICE’da da yerimizi alacağız. Bizim gibi daha birçok acenta ve otel de fuarlara katılıyor, ancak bu yeterli değil. Devletin, hükümetin doğrudan bu konuya parmak tanıtım sorununu çözmesi gerekir diye düşünüyorum. Tanıtım devamlılık ister, doğru ve profesyonel eller tarafından hedefe uygun yapılması gerekir. Biz son yıllarda Kuzey Kıbrıs’da değişik segment de bir otel açtık; doğrudan doğruya çok lüks, çok konforlu ve yüksek müşteri profiline hitap eden bir otel. Bu otelin aşağı yukarı bütün misafirleri, grupla değil, tek tek acenta ile gelen veya bizim devamlı misafirlerimiz. Dünyanın her yerinden geliyorlar. Geçtiğimiz ay birçok defa özel uçaklarla geldiler. Bu bizim konforumuzun, hizmetimizin, misafirimiz ile kurduğumuz diyaloğun sonucu. Burada eksik olan, adadaki tüm yatakların, adadaki tüm reel sektöre katkı sağlayan kaliteli misafir ile dolması. Bu dediklerimi sağlayamazsak ana damarda bir sıkıntı var demektir. Bunun da en önemli sebebi Kuzey Kıbrıs’ın bir turizm ülkesi olmasıdır: Her ne kadar turizm ve milli eğitim diyorsak da ben milli eğitimi yani üniversiteleri de turizmin bir parçası olarak görüyorum.
Meltem Günay: Elbette, dünyanın birçok yerinden öğrenciler geliyor, yaşıyorlar.
Reha Arar: Evet yaşıyorlar, tatile gelenler de otelde yaşıyorlar. Birisi eğitim görüyor, diğeri tatil yapıyor, dinleniyor. Aradaki fark bu, ama kavram olarak hepsi turizm ve ne acıdır ki Kuzey ve Güney Kıbrıs’ın turizm dışında büyük bir ekonomi dalı yok. Aslında belki de bu bir şans. Çünkü, turizm kadar değişik sektörlere can veren, kan veren bir başka ekonomi dalı zor bulunur.
Meltem Günay: İzninizle tanıtım konusunu biraz daha açmak istiyorum. Az önce bir Beyrut örneği verdiniz. Lübnan’da da çok bilinen bir profiliniz var. Bunu nasıl başardınız? Tanıtım anlamında kendi bireysel çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Reha ARAR: Biz Lübnan’da çok ciddi, çok akıllı, çok planlı bir tanıtım politikasına başladık. Aslında bunun mimarı benden çok Net holding Yönetim Kurulu Başkanımız Besim Tibuk’tur. Bu tamamiyle onun fikirleri üzerine inşa edilmiştir. Bu başarılı çalışmada birçok gizli kahraman da var. Mesela Lübnanlı yöneticimiz Sayın Nabil Chouman.

Yakında Ürdün

Lübnan’ı ve Beyrut’u detaylı bir şekilde inceledik. Bu şehirlerde çeşitli kampanyalar ve tanıtım atakları yaptık. Geçtiğimiz hafta 180 kişiyi Kıbrıs yemekleri, Kıbrıs kültürü ve Kıbrıs’tan görseller temalı bir akşam yemeğinde buluşturduk. Ertesi akşam Kıbrıs’tan 54 televizyon ve basın mensubu ile bir araya gelerek Kıbrıs yemekleri tadım etkinliği yaptık. Bu değişik kesimlerle yaptığımız tam 17. birliktelik oldu. Ürdün’de de şimdi aynı faaliyetleri yapıyoruz. İnşallah, Ürdün’den de çok yakında bu sesleri duyacağız. 
Meltem Günay: Yeni ülkelerde eklenecek mi?
Reha ARAR: Şu an Singapur ile ilgili çok üst segmentte, çok farklı bir faaliyetimiz var. Ayrıca Mart ayının ikinci yarısında Bahreyn’de bir faaliyetimiz olacak. Bu şekilde değişik ülkeler seçip o ülkelerde tanıtım yapıyoruz. Ben, Beyurt’da bir işlem için notere gittim. Merit Royal dediğim zaman görevli ayağa kalktı ve “sizi tanıyorum” dedi. Alt kattaki komşusu bizim otelimize gelmiş, “bütün apartman sizi tanıyor” dedi.
Meltem Günay: Ama öyledir, başka bir ülkeye veya bir yere gittiğinizde fısıltı gazetesi devreye girer, tavsiye çok önemlidir.
Reha ARAR: En güzel reklam o, bir ilana baktığında veya bir televizyon reklamı izlediğinizde bilgiyi edilgen olarak ediniyorsunuz. Fakat bir yakınınızın söylemi sizi direk etkiliyor. “Ben gittim, kaldım. Yemekleri o kadar güzeldi ki, odaları o kadar genişti ki, o kadar konforluydu ki…” bunlar sizin için denenmiş referanslardır.
Meltem Günay: Kıbrıs denildiği zaman akla bir takım talih oyunlarının oynandığı bir yer geliyor. Aslında gezildiği zaman tarihiyle, doğasıyla keyifli zaman geçirilen bir yer, birçok tesisi çok kaliteli. Bu algıyı değiştirebilmek de önemli.
Reha ARAR: Algıyı değiştirebilmek mi yoksa algıyı kabul edip yanındaki güzellikleri de tatmak mı? Las Vegas size neyi hatırlatır?
Meltem Günay: Aynı şekilde talih oyunlarını hatırlatır.
Reha ARAR: Bugün dünyanın en büyük fuarları, katılımcıların eğlenebilecekleri Las Vegas’ta yapılıyor. Talih oyunları ile ilgili değil bu seçim. Bugün dünyanın en büyük şovları, en büyük komedilerle, en büyük sanatçılarla Las Vegas’da. Dolayısıyla insanlar isterlerse talih oyunları salonlarına girerler, istemezlerse girmezler.
Meltem Günay: Bunu bir avantaja çevirebiliriz diyorsunuz.
Reha ARAR: Bugün Las Vegas kadar dünya mutfaklarının çeşitliliğini temsil eden başka bir yer yok. Fransızlar’ın 3 yıldızlı Michelin lokantalarından tutun, Çin’in en ucundaki değişik mutfakların olduğu bir şehir Las Vegas. Bunların yanında talih oyunları da var, bu insanlar bundan utanmıyor.
Meltem Günay: Belki Kıbrıs’ta da yarın öbür gün böyle bir oluşum olur.
Reha ARAR: Kıbrıs’ın tarihi zenginlikleri, kültürünün zaman içindeki göçlerden aldığı değişik pay çok geniş. Bunların hepsini birleştirdiğimiz zaman bir turistin aradığı, özellikle de Türkiyeli bir turistin sabah telefonunu açtığı zaman ‘size nasıl yardımcı olabilirim?’ sesi bence çok değişik bir ses. Cuma günü, “Cuma namazımı nerede kılacağım” korkunuz olmadan, Türkçe vaazı da dinleyerek gidebilirsiniz. Bugün nerede başka bu imkana sahipsiniz dünyada…

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.