Bülent DİZDARLI (2) Sosyal Devlet olma yolunda ilginç çalışmaları var. Örneğin 2500 kişinin çalıştığı bir mekânda sadece engelliler istihdam ediliyor. Yöneticileri bile engelli olan bu yerlerde insanlar engellerine göre, taş, inci, değerli taş, gümüş, nakış işlerinde çalışıyor ve ülke ekonomisine katkı sağlarken gelecek korkusundan da uzak kalıyorlar. Buradaki yöneticiler dahi engelli vatandaşlardan seçilmiş. Ne yalan söyleyeyim burayı gezerken aklıma Kaner ailesi tarafından yapılıp devletin gerekli katkıyı sağlayamaması nedeniyle bir türlü açılamayan yaşam evi gelmedi değil. İnsan da bunu düşününce binlerce kilometre uzakta da olsa ülkesi için hayıflanıyor.
Biz kendi dertlerimizi bırakarak yine Vietnam’a dönelim. Tarımda tam bir Sosyalizm uygulanırken sanayileşme ve turizmde liberalizme doğru bir kayma olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Birçok bilindik marka ucuz iş gücünden faydalanmak için fabrikalarını buraya taşımış. Özellikle spor ayakkabıları ve malzemeleri bu konuda başı çekiyor. Kauçuk ve el işi ürünler en çok ihraç ettikleri oluyor. Asgari ücretin en fazla 300 -350 USD olan ülkede obezite oranının yüzde 2.1 ile dünyanın en düşük seviyesinde olması asgari ücret kaynaklı olabilir. Tabii sağlıklı unsuz, az yağlı mutfaklarının da bunda etkisi vardır.
Öte yandan ülke akarsuların iyi değerlendirilmesi sayesinde bir elektrik ülkesine dönüşmüş. Kendilerine yeten elektriği üretmekle kalmayıp Laos ve Kamboçya’nın da elektrik ihtiyacının büyük kısmını sağlıyorlar.
Turizm
Ülke yılda 10 milyon turist ağırlıyor. Vietnam Hava Yolları filosu bölgenin en geniş uçak ağına sahiptir. Ho Chi Minh Hanoi ve bilhassa Ha Long şehirlerinde otel inşaatları hızla sürüyor. Ha Long Bay bölgesi tam bir doğa harikası. Körfez içerisindeki irili ufaklı 2000 ada UNESCO tarafından doğal yedi harikadan biri olarak onaylanınca turizm hareketlenmesi had safhaya ulaşmış. Çevreye inanılmaz oteller yapıldı ve yapılıyor.
Bu arada hemen belirteyim ciddi kurallar ve cezalarla dengede tutmaya çalışıyorlar. Örneğin; Ha Long Bay’de plastik şişe taşımak ve atmak büyük suç. Aynı şekilde herhangi bir otelde, odanızda dahi olsanız ve sigara içerseniz 400 dolar gibi bir para cezası vermek durumundasınız. Bütün güler yüzlülük ve samimiyetlerine karşın bu konularda asla taviz vermiyorlar.
Turizmin hızla geliştiğini gezerken görüyor ve ülkenin 10 yıl içinde gelişmeden dolayı bayağı değişeceğini tahmin edebiliyorsunuz.
Vetnam’ı ziyaret için en uygun zamanın Eylül ekim kasım aralık ocak ve şubat ayları olduğu söyleniyor. Diğer zamanlar, nem sıcaklığın etkisini fazlasıyla hissettirirken, muson yağmurlarına yakalanmanızı kaçınılmaz kılıyor. Tabi bu durumları sevenler de bir hayli fazla…
Vietnam’da nereler görülmeli
Reunification Palace: Saygon (Ho Chi Minh) in highlightlarından biridir. Aslında Güney Vietnam’ın bağımsızlığını simgelesin diye yapılan bu Başkanlık Sarayı, 30 Nisan 1975 de ünlü Tank baskınıyla bu kez de düşüşün ve en ardından birleşmenin sembolüne dönüşmüştür.
Notre Dame Katedrali: Yanlış okumadınız. Fransızlar Saygon’u işgal edip sömürge yaptıklarında Hristiyanlık misyonunu yaymak için Paris’teki Notre Dame Katedralinin birebir aynını buraya inşa etmişlerdir. Ancak buna karşın Ülkedeki Hristiyan sayısı yüzde 2 civarını geçmemektedir.
Posta Binası: Saygon’da ki bu bina da Fransız koloni döneminden kalmadır. Mimarisi o dönemi yansıtmaktadır ve iyi korunmaktadır.
Savaş Müzesi :Amerikalılarla verilen savaşta edinilen savaş ganimetleri ve silahlar yanı sıra o dönemi anlatan fotoğraflar ve belgeler sergilenmektedir. Bu da Ho Chi Minh’ de yani Saygon’dadır.
Ben Thanh: Saygon’un en büyük pazarıdır. Yerel halka yönelik olmasına karşın turistlerin de ilgisini çekmektedir.. Meyveden ete, etten pirince her türlü gıda yanı sıra değişik yerel ürünler pazarlanmaktadır.
Cu Chi Tünelleri:Yapımı 1940 yılına kadar dayanan bu tünelleri gördükten sonra Vietnamlıların önce Fransız kolonicilere sonra da Amerika Birleşik Devletlerini nasıl olup da ülkelerinden çıkarabilecek kadar sert bir direniş gösterdiklerini anlıyorsunuz. Saygon’un biraz dışında orman içinde yer alan bu yer altı yaşam alanları sayesinde gerilla savaşının en başarılı örnekleri burada verilmiştir.
Mekong Deltası ve Thoi Son Adası: Saygon’un güneyinde bulunan bol sulu , meyve üretiminin çok yapıldığı turistik bir alandır. Zaten Thoi son Adasına meyve deposu da denmektedir. Kanallarda özel kayıklarla gezmeyi ve Mekong nehrinden çıkan Mayi Mayi isimli balığı tatmayı sakın ihmal etmeyin.
Yarın: Maymun adası