Hafta programı, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Piyade Kurmay Yüzbaşı Ömer Bulut’un dün sabah saat 08.00’de Bayrak Radyo ve Televizyonu’ndan yaptığı konuşma ile başladı.
Lefkoşa Şehitler Abidesi’ndeki anma töreni ise Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun da katılımıyla saat 09.30’da başladı.
Törende, protokol sırasına göre çelenklerin anıta sunulmasının ardından saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı ile bayraklar göndere çekildi.
Şehitleri anma törenine Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı (KTBK) Korgeneral İsmail Serdar Savaş ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanı (GKK) Tümgeneral Baki Kavun, Yüksek Mahkeme Başkanı Nevvar Nolan, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Kadri Fellahoğlu, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği yetkilileri ve üyeleri, siyasi parti temsilcileri, üniversite rektörleri ve temsilcileri, muharip dernek, diğer dernek, kurum, kuruluş ile okullardan temsilciler katıldı.
Anıt Özel Defteri imzalandı
Bazı bakan ve milletvekillerinin de hazır bulunduğu anma töreninde Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, TC Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça ile KTBK Komutanı Korgeneral İsmail Serdar Savaş anıt özel defterini imzaladı.
Eroğlu: Ada’daki Türk varlığını korudunuz
Cumhurbaşkanı Eroğlu anıt özel defterine şunları yazdı:
“Aziz Şehitlerimiz, sizler, Kıbrıs Türk halkının yaşam ve özgürlük haklarına yapılan vahşet dolu saldırılara dur demek, Kıbrıs Türk halkını, hak ettiği özgür ve bağımsız yaşama kavuşturmak için, canlarınızı seve seve feda ederek şehadet mertebesine ulaştınız.
50 yıl önce böyle bir günde, Kıbrıs Türklerini top yekun yok etmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak amacıyla ada genelinde başlatılan Rum saldırılarına, Türk Mukavemet Teşkilatı çatısı altında dur diyerek, adadaki Türk varlığını korudunuz.
Sizin fedakârlıklarınız ve cesaretiniz sayesinde, bu topraklar vatan olmuştur. Bugün özgürce ve bağımsız yaşadığımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde sizler de huzur içinde yatıyorsunuz.
Bugünlere ulaşmamızı sağlayan bu efsanevi mücadelede başta gazilerimizi şükranla, siz aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, manevi huzurunuzda saygıyla eğiliyoruz.”
Akça: Kıbrıs destanının şanlı Mücahitleri
TC Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça ise anıt özel defterine şunları yazdı:
“Kahraman Kıbrıs Türk halkının varlık, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi adına çekinmeden canlarını vererek, mukaddes şehadet mertebesine eriştiniz. Eşsiz kahramanlıklarınız, Yüce Türk Ulusu’nun şanlı tarihindeki müstesna yerini daima muhafaza edecektir. Kıbrıs Türkü’nün insanca yaşama hakkı için verdiği kutsal mücadelenin başarıyla sonuçlanması için döktüğünüz kanın her damlası özgürlük mücadelesinin ve inancının köklerine güç vermeye devam edecektir. Yeni nesiller, sizleri daima minnet ve şükranla hatırlayacaktır.
Hür ve insanca yaşamak için canı pahasına yurdunu, topraklarını koruyan Büyük Türk Ulusu’nun kahraman evlatları ve Kıbrıs destanının şanlı Mücahitlerini bir kez daha minnet ve rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygı ile eğiliyoruz.”
Savaş: Aziz bedenleri
cennet bahçesinde
KTBK Komutanı Korgeneral İsmail Serdar Savaş ise Anıt Özel Defteri’ne şunları yazdı:
“Kıbrıs Türk Halkı’nın özgürlüğüne kavuşturmak için vatan, bayrak ve bağımsızlık uğruna canlarınızı hiçe sayarak, ölüme koşan sizler, makamların en yücesi olan şehitlik mertebesine eriştiniz.
Kıbrıs’ta yıllardır devam eden Türk’ün milli varlığını sürdürmek için; vatan, millet, istiklal, hürriyet, insanlık ve barış ülküsü uğruna canlarınızı feda ettiğinizin bilinci ve idraki içerisindeyiz.
Evladını bu mukaddes topraklara adamış aziz analar, oğlunuzun adının taş üzerinde, bedeninin toprakta kaldığını zannetmeyin, şehitlerimizin kutsal isimleri kalplerimizde, aziz bedenleri ise cennet bahçesindedir.
Yüce Türk Milleti ve Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri mensubu olarak bizler, uğruna canınızı verdiğiniz vatan topaklarını, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, kanımızın son damlasına kadar koruyacak ve tertemiz kanlarınızla renk Deneme Bonusu Veren Siteler verip özgür kıldığınız şanlı bayrağımızı daima dalgalandırmaya devam edeceğiz.”
“Onurlu mücadele asla unutulmayacak”
Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Piyade Kurmay Yüzbaşı Ömer Bulut törende günün anlam ve önemine dair bir konuşma yaptı.
Bulut konuşmasında, barış ve huzur içinde yaşanılan bugünlere gelinmesinde canlarını feda eden şehitlerin rolüne dikkat çekerek, şehitleri rahmetle andı.
Kıbrıslı Türklerin vatanları uğruna verdikleri onurlu mücadelenin asla unutulmayacağını dile getiren Ömer Bulut, o günlere şahit olan çınarların yavaş yavaş aramızdan ayrıldığını belirtti, Kıbrıs Türk tarihin genç nesillere aktarılmasının önemine değindi. Kıbrıs’ta 20 Temmuz 1974’te kadar geçen süreyi “karanlık yıllar” olarak niteleyen Bulut, 1950’li yıllardan 1960’lı yıllara kadar Kıbrıslı Türklerin yaşadığı zorlukları anımsattı, tarihle ilgili bilgi verdi.
Ömer Bulut, Rumların, Enosis’i gerçekleştirmek için Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasında yaptıkları değişiklikle Türk toplumuna verilen ortaklık hakkı ile anavatan Türkiye’ye verilen garantörlük hakkının ortadan kaldırıldığını, ardından da Kıbrıslı Türkleri 24 saat içinde yok etmeyi öngören Akritas Planı’nı hazırladığını söyledi
Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü
21 Aralık 1963’te Kıbrıs Türk halkının topluca yok edilmesini öngören Akritas Planının ikinci safhasının uygulamaya konulduğunu anımsatan Bulut, adanın dört biryanında gerçekleşen saldırıları anlattı.
Ömer Bulut, 11 yıl süren baskı, zulüm ve katliamların 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile sona erdiğini belirtti, “Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünün 1960 anlaşmalarında vurgulandığı gibi kaçınılmaz ve şart olduğunu bir defa daha ifade etmekte fayda görüyorum” dedi.
“Rumların yalanlarına müsade edilmemelidir”
Konuşmasında toplumlararası görüşmelere de değinen Ömer Bulut şöyle devam etti:
“Tarihin her sayfasında yayılmacı bir politika benimseyen ve bunu bir parçası olan Kıbrıs adasında bu politikanın önünde engel olarak gördükleri Kıbrıs Türklerini katletmekten çekinmeyen Kıbrıslı Rumlar, bugün Kıbrıs’ın işgal altında olduğu söylemlerini toplumlararası görüşmelerde pervasızca gündeme getirerek dünya kamuoyunu etkilemeye çalışmaktadır.
Kendi vatanında insanlık dışı uygulamalara, baskı ve zulme maruz kalan Kıbrıs Türk halkı toplumun her kesimi ile bu sinsi gayretlere karşı mücadelesine yılmadan devam etmeli, Rumların iç ve dünya kamuoyuna yalan yanlış bilgilerle yönlendirmesine müsaade edilmemelidir.”
“Onurlu ve yaşayabilir bir çözüm için... ”
Onurlu ve yaşanabilir bir çözüm için gayret göstermenin herkesin öncelikli görevi olduğunu vurgulayan Bulut, “Türkiye Cumhuriyetinin adaya yaptığı Barış Harekatı ile yalnız Türklerin değil, Rumların da can ve mal güvenliğini tesis edilmiştir. Türk askeri 39 yıldır süren barışı korumak için buradadır” dedi.
“Hiç kimse hoşgörümüzün
sonsuz olduğunu sanmasın...”
Her Kıbrıslı Türkün ailesinde ya bir şehit, ya bir kayıp, ya da bir gazi olduğunu ifade eden Ömer Bulut sözlerine şöyle devam etti:
“Bu halk dünyanın gözü önünde barış elini uzatıp ‘geçmişi unutmaya hazırız’ diyebilmiştir ama karşımızda bu halk kadar hoşgörülü e barış içinde yaşamaya hazır bir toplum göremiyoruz. Hiç kimse Kıbrıs Türk halkının hoşgörüsünün sonsuz olduğunu sanmasın. Tarihi, geçmişi kahramanlıklarla dolu bu halk yer geldiğinde aynı mücadeleyi fazlasıyla vermeye hazırdır.”
Ömer Bulut, vatanın atalardan miras, çocuklara emanet olduğunu vurgulayarak, “Bu vatanın bölünmez bütünlüğü, milletimizin huzur ve güvenliği, Cumhuriyetimiz ve bayrağımız için canımızı feda etmeye yemin etmiş kişiler olarak bizler ne toprağımızdan ne de bayrağımızdan vazgeçmeyiz” dedi.