DİSİ Avrupa Milletvekili ve Avrupa Halk Partisi üyesi Eleni Theoharus, Rum tarafında patlak veren skandallar, toplum ve kurumlardaki büyük çürüme yüzünden devletlerinin içten yıkılmakta olduğunu söyledi.
Theoharus Simerini’ye verdiği demeçte; Rum Maliye Bakanı’nın da devlet kurumlarının tam bir çöküş içerisinde olduğunu ortaya koyduğuna işaret ederek, halkın içteki skandallar ve çürümüşlükle meşgul olduğunu, perde gerisinde Kıbrıs sorununda kulisler yapılıyor olmasından korktuğunu söyledi.
Yalnız Türkiye’nin değil Rum tarafının davranışının da Kıbrıs sorununda uluslararası unsurun tavrını belirleyeceğine vurgu yapan Theoharus, özetle şunları ifade etti:
“Hükümetin de itiraf ettiği kötü ortam, Lefkoşa’nın iyi niyetinin hem Amerikalılar hem de İngilizler tarafından ‘çantada keklik’ olduğumuz şeklinde algılanılmasından kaynaklanıyor. Çünkü korkularımız bizi belirsizliklere ve organizesi kötü tepkilere sürüklüyor. 40 yıl önce namlu şakağımıza dayalı olarak kabul ettiğimiz boyunduruk ve korkunç uzlaşı anlamına gelen ‘iki bölgeli, iki toplumlu federasyon’ gibi büyülü sözlere yapışıp kaldık.
Türkiye iki bölgeli, iki toplumlu federasyonu kendi egemenliği altında iki eşit devlet olarak yorumladığını birçok kez söylerken, bizim tarafta herkes, o anda işine gelen yorumu yaptı. Dolayısıyla sorun sadece Navtex’ler değildir. Navtex’ler buz dağının yalnızca görünen kısmıdır çünkü Türkler Kıbrıs MEB’indeki araştırmaların sonlandırılmasını, doğal gazın değerlendirilmesi konusunun müzakere masasına konulmasını istediler. Türkler bunu ne kadar başardılar emin değilim ancak TOTAL de ENI de araştırmalarını farklı bahanelerle ‘dondurdu’, doğal gaz sıvılaştırma terminali inşaatı çıkmaz ayın son çarşambasına bırakıldı ve Mısır’a boru hattı döşenmesi konusu açık bırakıldı. Mısır’la işbirliğinin ilerlemesini diliyorum. Ancak boru hattının müzakereler uğruna feda edilebileceğinden çok korkuyorum. Öte yandan er ya da geç, doğal gazın müzakere masasına konulması için bir ‘uzlaşı’ formülü daha bulunacak ki halen ilk adımları da atıldı.
Öncelik maraş
Türkiye hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmedi, yeni yükümlülükleri niye getirsin? Bu konunun uluslararası toplumun önüne konulması gerek. Türkiye çözüm yönünde adım atmalı. BM Güvenlik Konseyi kararları ve Denktaş-Kiprianu Doruk Anlaşmaları’nın öngördüğü gibi Maraş’ı derhal iade etmeli. Kıbrıs Cumhuriyeti de Maraş iade edildikten sonra, Ada’nın giriş-çıkış noktalarını açıp kapatma yetkisine sahip egemen devlet olarak Avrupa Komisyonu’na, (Mağusa) limanını kendi himayesinde, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların müşterek ticari kullanımı için açmasına onay versin. Türkiye bu öneriyi kabul etmeden müzakerelere dönersek, kayıtsız şartsız tamamen (Türkiye’nin) boyunduruğu altına gireceğiz.”