BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, Kıbrıs’ın çevresindeki Hidrokarbon kaynaklarının Kıbrıs müzakereleriyle ilişkili olduğunu ve bu ilişkinin kesilemeyeceğini söyledi. Eide, sismik araştırma gemisi Barbaros’un Kıbrıs açıklarında yaptığı araştırmaların da yapbozun sadece bir parçası olduğunu ve başka parçalar da bulunduğunu ifade etti.
Eide, Güney Kıbrıs’ta İngilizce yayımlanan Cyprus Weekly’ye telefonla verdiği mülakatta, şimdi bir çıkmazda bulunulduğunu ancak içinde bulunulan krizin, Kıbrıs sorunun çözümü için ileriye gitmenin önemini gösterdiğini vurguladı.
BM diplomatı, Hidrokarbonların hangi yönde Kıbrıs sorunuyla ilişkilendirileceğinin iki tarafın meselesi olduğunu ancak bu ilişkinin kesilemeyeceğini savundu. Eide, “Bana göre herkesin çözüme ulaşmak için çabalarını katlaması bir argümandır, güçlü bir argüman” dedi.
“Tarafların isteğine bağlı”
Bir soru üzerine, Türkiye’nin niyet ve taahhütleriyle ilgili konuşamayacağını ancak şu an için kesin olanın sismik araştırma gemisi Barbaros’un Kıbrıs sularından uzaklaşmaya başlaması olduğunu söyleyen Eide, sağlam bir çözümün “inanılmaz faydaları” olacağını, “bölünmüşlük” göz önüne alındığında “petrol ve gaza dayalı” bir ekonomi öngörme olasılığının güçlü olmadığını kaydetti.
Hidrokarbonlar konusunda alternatif bir önerisinin bulunmadığını ancak konunun geleceğin değil bugünün krizi olduğunu ifade eden Eide, “Kısa dönemdeki krizlerden ziyade çözümün uzun vadeli faydalarına odaklanmak gerekir” dedi. Eide, “Barbaros’un varlığı yapbozun sadece küçük bir parçasıdır. Yapboz çeşitli parçalardan oluşuyor. Kısa dönem hedefi olarak, müzakerelere geri dönmek için bu yapbozu çözmeye çalışıyorum.”
Müzakerelerin başlamasının tarafların isteğine bağlı bulunduğunu ve “tarih söyleyemese de”, yakın zamanda bunun gerçekleşebileceğine inandığını ifade eden Eide, “Tabii ki tüm işi Kıbrıs’ta yapamam, buna dahil olan başka oyuncular da var” dedi. Eide, Kıbrıs’a geleceği tarih konusunda taahhütte bulunamayacağını ancak Ocak ayında bunun ihtimal dahilinde olduğunu, 26 Ocak’ta BM Güvenlik Konseyi’ne rapor sunacağını, ardından bir çok liderin iştirak edeceği Davos zirvesinde konuyla ilgili ikili temaslar gerçekleştireceğini ifade etti.