Durumumuz ve temenniler

Geçtiğimiz hafta ülkemizde turizm ile ilgili konular sıkça tartışıldı. Bu arada en önemli kriter olan hastalık sayılarında da artı eksi hareketlilikler oldu. Olayın vahim olmayan yönü, hafta içinde dinlediğim Turizm Bakanımız Dt. Ünal Üstel’in söylediği gibi pandemi hastanesindeki ve yoğun bakımlardaki doluluk oranlarının kontrol altında olması. 
Buraya bir noktalı virgül koyarak, gelelim Güney komşumuzdaki duruma!
Ülkeye uçuşlar ciddi anlamda açıldı, istenense aşı kartı. Hastalık konusunda nüfusa göre baktığımda bizden daha riskli vaziyetteler. Tek şansları sağlık altyapılarının güçlü olması. 
Eminim ki buna güveniyorlar. 
Kuzey Kıbrıs’a döndüğüm zaman onlardan belki de daha başarılı özel sektör hastanelerinin yüzlerce yatağının, olağanüstü bir durumda kullanılabileceği. Bu da bana bir güven veriyor. Türkiye Cumhuriyeti tarafından yaptırılacak 500 yataklı hastanenin temel atma törenini bir an önce görmek istiyorum. Tek korkum KKTC’deki bürokrasi denen çok dişli canavarın bu projeyi sudan sebeplerle geciktirmesi. Yılların tecrübeli bakanı Ünal Üstel’in bunu aksatmadan yürüteceğine inancım tam. 

Grevler başladı
Hafta içinde TIP İŞ sendikası, acil olmayan kurumlarda çalışmayı belli sürelerle durdurdu. İlerleyen süreçte de taleplerle ilgili somut adımlar atılmadığı takdirde eylem sürelerini genişleteceğini duyurdu. Nitekim Magosa hastanesi ve diğer sağlık kurumlarındaki grevler şimdiden tehlikenin sinyalini verdi. Göz bebeğimiz ve güvencimiz olan sağlık personelinin bu konuda son çare olan greve başvurmayıp daha farklı metotlarla konuyu çözüme ulaştırmalarının doğru olacağı inancındayım. 
Bir sözümde hafta içinde uyarı grevleri yapan sivil havacılık dairesi birimlerine. Şu anda ülke zaten kapanmış durumda, ekonomi neredeyse telafi edilmez zararlar içerisine girmeye aday. Dolayısı ile stratejik bir birim olan havacılık dairesi mensuplarının da sağduyulu davranmalarını diliyorum. 
Bu tip grevlerin, boykotların artması zaten ciddi bir ekonomik çöküntü içinde olan ekonomimizi biraz daha derine, diğer bir deyimle sıkıntıya sokar. 
Denetim yeterli mi?
Son 10 gün içinde rakamlarda hem bölgesel farklılaşmalar hem de artışlar var. Ama bununla birlikte akşam kapanmaları ve pazar günleri sokağa çıkma yasakları devam ediyor. Gazetelerin sayfalarına yansıyan yasakları ihlal eden kişi sayısı maalesef tek rakamlı. O saatlerde görevden dönen veya göreve giden kişilerden öğrendiğime göre ciddi sayıda araç yollarda. Dolayısıyla meclisten çıkan son yasa tasarısı gereklerine göre, tüm denetim kuruluşlarının konuya daha ciddi hassaslık göstereceklerinin kanısındayım.
Belki yazdığım reçeteyi pembe kağıda yazamadım ama ileride kara kağıda beyaz kalemle yazmak mecburiyetinde kalmamamız için bizlerin de vatandaş olarak üstümüze düşeni yapmamız ve gerektiği gibi davranmamız gerekiyor. Toplu ziyaretlerden, kalabalık sohbetlerden bir müddet zor da olsa kendimizi alıkoymamız lazım. Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Prof. Fahrettin Koca’nın sık sık kullandığı gibi Maske - Mesafe - Hijyen kelimeleriyle yazımı noktalıyorum.