Diyalog Gazetesi

Dünya Çevre Günü’nde yangın uçağı ve helikopter acizliğimiz 

KIBRIS

Dün birçok gazetemizde yine Alevkayası ve civarında olan yangının haberleri vardı. "Güney'den gelen yangın helikopterleri ve uçağı müdahale etti" diye manşet yazılar çıktı.
Dünya Çevre Günü’nde böyle bir acizlik örneğinin hiç yaşanmamasını dilerdim. Kuzey Kıbrıs için büyük anlamlar taşıyan bu mahrumiyet karşısında ülke olarak hala daha Singapur benzeri açılımlar, Kapalı Maraş ile ilgili masallar aldı başını gidiyor. Ayranımız yok içmeye ama popülizm hat safhada anlaşılan. 

Birçok kez turizm makalelerimde Maraş ile ilgili düşüncelerimi yazdım. BM parametreleri dışına çıkıldığı anda Kuzey Kıbrıs’ı ülke olarak büyük bir yalnızlıkla karşı karşıya bırakılır. Zaten öyleyiz de, Rum lobisinin uluslararası camiada eline müthiş bir yaygara ile koz vereceğimizden kimse şüphe duymasın. Konumuz ne Kapalı Maraş, ne de Singapur veya Las Vegas. Gelin Kuzey Kıbrıs'a.

Son günlerde meydana gelen orman yangınları sonrası bazı devlet makamları, siyasi rant elde etmek için yanlış ve eksik bilgilerle kamuoyunu yanlış yönlendirmeye başladı. Neden bizde yangın söndürme helikopteri ve uçağı yok, bunlar hem konuşlanma, hem de kiralama unsurlarının çok maliyetli olduğu üzerinde duruldu. Açıkça belirteyim, hiçbir maliyet eğer ki devlet iseniz bunun acizliği veya mağduriyeti karşısında yüksek değildir, olmamalı. Hatta rastgele buluştuğum bir milletvekili büyüğüm şaka ile karışık "İsmet Hocam, Rumlar bize bedava veriyor zaten ne gerek var" diye de takıldı.
Güleyim mi ağlayım mı, bilemedim doğrusu. Çevre ile ilgili her şey Turizm Bakanlığı bünyesine bağlı olduğuna göre ve adımız da Turizm ve Çevre Bakanlığı ise, evet bugün turizm konumuzu çevreye ayıracağız.


Akdeniz coğrafyasında durum nasıl?

Türkiye gibi Akdeniz'e kıyısı olan ve sıcak havaların da etkisiyle sık sık orman yangınlarıyla karşı karşıya kalan diğer ülkelerde durum nasıl? Şimdi Euronews'da çıkan bilgilere bir özet göz atalım.

Yunanistan
Yunanistan bölgenin en geniş yangın söndürme uçak filolarından birine sahip. Her ne kadar filonun yaşlı olması zaman zaman eleştiri konusu olsa da 13 Canadair CL-215 ile 7 Canadair CL-415'den oluşan 20 uçaklık bir filo faal olarak kullanılıyor. Yunanistan'ın elinde ayrıca 18 adet Polonya yapımı Pezetel tipi yangın söndürme uçağı bulunuyor. Ancak 1983'ten bu yana kullanılan küçük uçaklar özellikle yeni model Canadair CL-415'lerin gelmesinin ardından genellikle devriye/kontrol görevleri için uçuyor.

Fransa
Fransa Sivil Savunma bünyesinde yer alan yangın söndürme uçaklarının sayısı 26. Bunlardan 11'i CL-415, 10'u Tracker, 3'ü Beechcraft ve 2'si de Dash. Filonun en eski uçakları olan ve geçmiş yıllarda yangın söndürme çalışmaları sırasında düşerek bir pilotun ölümüne neden olan Tracker'lar yerini 2020'de Dash model uçaklara bırakacak. Fransa 6 adet Dash alacağını duyurdu. Yeni nesil yangın söndürme uçağı olarak tanıtılan Dash, 10 ton sutaşıma kapasitesine sahip. Beechcraft model uçaklar ise daha çok devriye görevleri için kullanılıyor. Fransa senatosunun internet sitesinde yer alan bilgilere göre 26 uçak için 90 pilot görev yapıyor.

İspanya
Akdeniz ikliminin de etkisiyle sık sık orman yangınlarıyla mücadele eden İspanya'nın elinde 17 uçaktan oluşan bir Canadair filosu bulunuyor (14 CL-215 ve 3 CL-415). İspanya'da yangın söndürme uçakları hava kuvvetlerinin bünyesinde görev yapıyor.

İtalya
İtalya'nın yangın söndürme filosunda 16 CL-415 ile 3 CL-215'ten oluşan 19 uçaklık bir Canadair ağırlığı dikkat çekiyor.

Türkiye’de durum nasıl?
Yangın söndürme helikopterlerinin maliyeti ne olursa olsun satın alınmalı ancak Türkiye`de maliyet söz konusu olduğu için Türkiye satın alma yerine Rusya’dan kiralama yoluna gitmiş. Türkiye’de 1986’dan bu yana kullanılan tüm yangın söndürme helikopterleri kiralık helikopterler... Türkiye’de toplam 22 milyon hektar ormanlık alan için 26 kiralık yangın söndürme helikopteri kullanılıyor. Bu helikopterlerin bir adedinin, pilotu, teknik personeli ve yakıtı ile birlikte sadece 1 saatlik kirası ortalama 8.000 Dolar. Yaptığım birkaç günlük araştırma neticesinde bazı bilgilere de ulaşmak çok zor olmadı.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türkiye'nin elinde orman yangınlarıyla mücadele edecek bir uçak filosunun bulunmadığını söyledi. Ayrıca Türk Hava Kurumu'nun elindeki Canadair CL-215 model 6 uçaktan üçünün faal olmadığı belirtildi. Daha yakın zamanda Türk Hava Kurumu (THK) ile ilgili Sn. Bakan Pakdemirli'nin haklı serzenişlerini yazılı ve görsel basından takip etmiştik. Devlet eliyle kiralanan bu uçakların en az üç misli fazlası ile geçmişte devlete bu uçakların kullanımına yani kirasına verildiğini belirtmişti.

Maliyetler ne kadar?

Benim de Turizm Bakanlığı müsteşarlığı yaptığım dönemde, aylık bir helikopterin adada konuşlanma masrafının (pilot, ekipman ve diğer filo gereksinmeleri hariç) 4 milyon civarı olduğunu biliyordum (şimdiki Dolar kuru ile 6 milyon) ve bu çok yüksek bir maliyet olarak hesap edilmişti.

Böylesine yüksek maliyetli bir operasyona girmek yerine, hali hazırda Antalya'da konuşlanan bir yangın söndürme helikopterinin adaya müdahalesinin daha hesaplı olacağı kanısına varılmıştı. Ben tabii ki yine söylediğim gibi o dönemde de maliyeti ne olursa olsun devlet olarak bizim mutlaka böyle bir envantere sahip olmamız gerektiğini raporlamıştım. 
Maliyetler konusunda devam edecek olursak; tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yangın söndürme uçağı ve helikopter kiralanmasında, önceden belirlenen garanti uçuş saati uygulamaları yapılmaktadır. Önceki yıllarda olduğu gibi THK dâhil diğer tüm yüklenicilerle yapılan yangın söndürme uçağı ve helikopter kiralanması hizmet alım sözleşmelerinde de bu usul aynı şekilde yer almaktadır.

Yaptığım araştırmalar neticesinde 2019 yılında 1 yıl süre ile 5 adet günümüz şartlarına uygun teknolojiye sahip yangın söndürme uçağı kiralanması için ihaleye çıkılmış, bu ihaleye Türk Hava Kurumu dâhil hiçbir katılım olmamıştır. Bunun üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı farklı bir tarihte pazarlık usulü ile tekrar ihaleye çıkmıştır. Bu ihaleye sadece Türk Hava Kurumu teklif vermiştir. Türk Hava Kurumu Gökçen Havacılık Tic. A.Ş 2019 yılı yapılan ihalede 1 saatlik ücret olarak 71.500 TL teklif sunmuştur. Türk Hava Kurumu'nun bir adet yangın söndürme uçağı için teklif ettiği birim fiyat, aynı yıl ihale edilen helikopterin birim fiyatının 3 katından daha fazla olup, piyasa fiyatının da çok üzerinde olduğu tespit edildi. Yani, yangın mahalline 1 saat sürede 2 defa su atabilen uçak, 9 ton suyun kullanılması için 71.500 TL maliyet oluşmaktadır. Söz konusu rakamlar çok yüksek olduğu için özellikle Türkiye bu açığı kökten çözmek için Sn. Bakan Pakdemirli’nin de bizzat pilot olduğundan bazı girişimleri olduğunu biliyoruz. Özellikle; Rus yapımı Beriev BE 200 anfibi (deniz ve karada inip kalkabilen) uçakları için sıcak temasını sürdürmektedir. Kendisi bu uçakları kullanmış ve olumlu rapor vermiştir. Benzer uçaklardan 4, 5 tane alınması için ihaleye çıkılacağı ve ihaleye Rus şirketinin de katılacağını biliyoruz.

Bu uçak yangın söndürme, afet bölgelerine acil yardım ulaştırma, suda arama kurtarma çalışmaları, ambulans ve yük taşıma gibi maksatlar için geliştirildi. Teknik uçuş mevzuatları Türkiye sivil havacılığına adapte edildiği ve teknik sorunların da aşıldığı da öğrendiğim bilgiler arasında.

Bu arada unutmadan belirteyim bu uçakların (Beriev BE 200) tanesi 35 milyon USD, helikopterlerin fiyatı ise 10-12 milyon USD arasında değişiyor. Komşumuz GKRY kullandığı uçak 15 milyon USD, helikopterleri ise 12 milyon USD.

Türkiye’mize açık çağrı

2021 yılı Kuzey Kıbrıs bütçesi içerisine bu helikopterlerin veya uçağın alınması için bütçe konulsun. İhale bitmedi ise; bizi de dâhil etsinler. Çıktı ise yeni ihale Türkiye'de açılsın ve Kuzey Kıbrıs Devlet olmanın vecibelerini yerine getirerek bu uçak ve helikopterleri tedarik etsin. Dünya Çevre Günü’nde yaşanan bu yangın beni bu satırları yazmaya mecbur kıldı. Bu mahrumiyete derhal bir son verilmesi gerekli.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.