Diyalog Gazetesi

Doktor hep hatırlanacak

KIBRIS

Özgürlük ve Varoluş Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük, ölümünün 30’uncu yıldönümünde tören ve etkinliklerle anılacak

Kıbrıs Türk halkının Özgürlük ve Varoluş Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük, ölümünün 30’uncu yıldönümünde bugün tören ve etkinliklerle anılacak.

Lefkoşa’da Anıttepe’deki kabrinde ve Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılacak anma törenleri yanında bazı okullarda da anma etkinlikleri düzenlenecek.

Dr. Fazıl Küçük’ün törenlerde giydiği kıyafetlerden bazıları da ilk kez hem Anıttepe’de, hem de Dr. Fazıl Küçük Konut Müzesi’nde sergilenecek.

Özgürlük ve Varoluş Mücadelesi lideri Dr. Küçük’ün Anıttepe’deki anıt mezarındaki anma töreni saat 10.20’de protokol sırasına göre Anıt’a çelenklerin sunumuyla başlayacak.

Milli Günleri Kutlama Merkez Komitesi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, saygı marşı eşliğinde saygı duruşunu, İstiklal Marşı ile bayrakların göndere çekilişi ve yarıya indirilişi izleyecek. Anıt Özel Defteri’nin imzalanmasıyla devam edecek törende, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu konuşma yapacak.

Tören anıt mezardaki Dr. Fazıl Küçük Fotoğraf Sergisi’nin gezilmesiyle tamamlanacak. Sergide, Dr. Küçük’ün resmi törenlerde giydiği fraklar ve bazı kıyafetleri de yer alacak.

Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük için ikinci tören saat 11.15’te Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılacak.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayacak anma töreninde, Dr. Küçük’ün oğlu Mehmet Küçük konuşma yapacak.

Etkinlik, Bülent Ecevit Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan Oratoryo ile tamamlanacak.

 

Yayınlanan mesajlar

Kıbrıs Türk halkının Özgürlük ve Varoluş Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük, ölümünün 30’uncu yıldönümü nedeniyle Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Emekli Subaylar Derneği, KKTC Karadeniz Kültür Derneği, Demokrat Parti Ulusal Güçler ve Atatürkçü Yaşam Derneği birer mesaj yayınladı.

 

Dr. Fazıl Küçük'ün yaşam öyküsü

Dr. Fazıl Küçük, 14 Mart 1906 tarihinde Lefkoşa kazasına bağlı Ortaköy'de dünyaya geldi.

Dr. Fazıl Küçük, ilk öğrenimi ile orta öğreniminin bir kısmını Lefkoşa'da yaptı. Orta öğreniminin geriye kalan kısmını İstanbul'da Özel İstiklal Lisesi'nden mezun olduktan sonra (15 Ağustos 1926) İstanbul Dar-ül Fünun Tıp Fakültesinin birinci sınıfını başarı ile tamamladı. 12 Haziran 1929 tarihinde okul ile ilişkisini kesip, önce Fransa ve daha sonra İsviçre'ye giderek Lozan Üniversitesi'nde tıp öğrenimini tamamladı. Lozan kliniklerinde ihtisas görerek Dahiliye Mütehassısı oldu. 1937 yılı Mayıs ayında Ada'ya dönerek Lefkoşa'da serbest hekim olarak çalışmaya başladı. Halkçı bir kişil­iği olan Dr. Küçük'ün bu davranışı, mesleğinde de kendini göstermişti.

Dr. Fazıl Küçük'ün, aktif siyasi hayata atılması, her ne kadar adaya döndüğü 1937 yılında başlarsa da, siyasi faaliyetleri daha ge­rilere, 193l'e kadar uzanıyor. Dr. Fazıl Küçük, daha bir üniversite öğrencisi iken, Türk Maarifinin İngiliz müdürler tarafından yönetilmesinde ısrar eden Kavanin Meclisi'nin Türk üyelerine karşı çetin bir mücadeleye girmişti.

Dr. Fazıl Küçük, bütün siyasi hayatı boyunca, gayretlerini Türk okulları ile Evkaf İdaresi'nin Türk halkına devredilmesi için, Sömürge Hükümeti'ni ikna etmek üzerinde topladı ve gerektiğinde onlarla açık mücadeleye girdi.

1931 yılında Rumların isyanı ardından ara verilen belediye seçimleri 21 Mart 1943'te tekrar yapıldığı zaman, Dr. Fazıl Küçük muhaliflerine karşı büyük bir zafer kazandı. Altı yıl Lefkoşa Belediye Meclis Üyesi olarak görev yaptı.

18 Nisan 1943'te oluşturulan Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu (KATAK)'nun kurucuları arasındaydı. Daha sonra KATAK'tan ayrılarak, 23 Nisan 1944'te Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi'ni (KMTHP) kurdu. Parti programındaki ana hedeflerden biri de adanın Yunanistan'a ilhakını (ENOSİS) önlemekti. Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi, 23 Ekim 1949 tarihinde KATAK ile birleşerek Kıbrıs Milli Türk Birliği Partisi adı altında yeniden yapılanmıştır.

Dr. Fazıl Küçük, 1 Nisan 1955 tarihinde EOKA'nm Kıbrıs'ta kanlı terör eylemlerini başlatmasının ardından, Kıbrıs Türk halkının EOKA'ya karşı direnmesi için Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği (KTMB) adlı örgütü kurdu. Bu konuda, Rumlar tarafından tehdit edildi (Halkın Sesi Gazetesi sayı: 3744- 5 Temmuz 1955). Ardından örgütü sessizce dağıtırken, 1955 yılı Eylül ayında gizlice VOLKAN teşkilatını kurdu.

Dr. Fazıl Küçük, Zürih'te Türk ve Yunan Dışişleri Bakanları arasında varılan anlaşma üzerine, 17 Şubat 1959'da Londra'da yapılan konferansta Kıbrıs Türk halkını temsil etti ve iki gün sonra varılan anlaşmayı halkı adına imzaladı.

Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmalarına göre Cumhurbaşkanı Rum olurken, Cumhurbaşkanı Muavini ise Türk olacaktı. Kıbrıs Türk Halkı, O'nu bir kurtarıcı olarak gördüğünden 3 Aralık 1959'da rakipsiz olarak Kıbrıs'ın ilk Cumhurbaşkanı Muavini seçti.

Rumların 21 Aralık 1963 tarihinde başlattıkları saldırıların ardın­dan oluşturulan Genel Komite'nin başkanlığını yaptı. 27 Aralık 1967 tarihinde kurulan Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi'nde başkanlığa geti­rildi.

Dr. Fazıl Küçük, 18 Şubat 1973 tarihinde Cumhurbaşkan Muavinliği'nden ayrılarak, yerini Rauf R. Denktaş'a bıraktı. Ancak gazetesindeki mücadeleyi sürdürerek, Halkın Sesi'ni Kıbrıs Türkü'nün davasına bayrak yapmaya devam etti. Siyaset hayatını sürdürdü. Halkın haklı taleplerini savunmaktan geri kalmadı. Dr. Küçük, 1980'li yılların başında yakalandığı hastalık günlerinde de yazılarını aralıklarla sürdürüyordu.

Dr. Küçük, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasını büyük bir sevinçle yaşadı. Ölümünden önce verdiği son demeçte de, hastalığının geçtiğini söylüyor ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasını görmesi ile hayata yeniden kavuş­tuğunu vurguluyordu.

Dr. Fazıl Küçük, 15 Ocak 1984 tarihinde tutulduğu hastalıktan kurtulamayarak tedavide bulunduğu Londra'da, 78 yaşında hayata gözlerini yumdu. Naaşı Lefkoşa yakınlarındaki Hamitköy'de yeralan ve o güne kadar Mumcu Tepesi olarak bilinen yere gömüldü. "Anıt Mezar"ın yer aldığı bu tepeye o günden sonra Anıt Tepe adı verildi.

 

Dr. Küçük Müzesi

Özgürlük Mücadelemizin Lideri Dr. Fazıl Küçük'ün 1939 yılın­dan itibaren klinik ve konut olarak kullandığı Girne Caddesi, No.l72'deki iki katlı yapı, bir yıllık düzenleme çalışmaları tamamla­narak 14 Mart 1997 tarihinde müze olarak halkın ziyaretine açılmıştır. Eşi Süheyla Küçük tarafından açılışı yapılan müze, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ilk özel müze olma özelliğini taşımak­tadır.

Ölümünün 13. yılında açılan müze tamamen Dr. Fazıl Küçük Ailesi'nin katkıları ile oluşturulmuştur.

Dr.Fazıl Küçük'ün evinin müze olarak açılmasında şunlar amaçlanmıştır:

1) Dr. Fazıl Küçük'ün uzun yıllar yaşadığı mekanı canlı tutmak.

2) Müzenin sunduğu olanaklar çerçevesinde liderimizin adını yaşatarak, mücadelesini geniş kitlelere yansıtmak.

3) 14 Mart 1942 tarihinden günümüze basın yoluyla toplumsal mücadeleyi yürüten ve Dr. Fazıl Küçük'ün sahibi ve başyazarı olduğu Halkın Sesi gazetesi binasının da müzenin yanında yeralması.

Kıbrıs Türk Halkının Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük'ün uzun yıllar içinde yaşadığı ve siyasal mücadelesini sürdürdüğü bu konut;

· Rumların Enosis emellerine ve Kıbrıs Türklerini ikinci sınıf vatan­daş görüp birçok haklarını ellerinden alan İngilizlere karşı, Kıbrıs Türklerinin kader birliği yapıp örgütlendiği yerdir.

· 1958 yılında Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T.) kurulana kadar, Türk halkının direniş karargahı olarak kullanılmıştır.

· T.M.T.'nin kurulduğu 1958 yılından sonra da siyasi liderliğin karargâhı idi.

· Aynı zamanda varoluş mücadelesinde Türk halkının birlik ve dayanışmasını sağlayan Merhum Liderimiz Dr. Küçük'ün ailesi ile birlikte ikamet ettiği yer olma özelliğini taşımaktadır.

· Birçok önemli siyasi toplantı ve yabancılarla görüşmelerin gerçek­leştirildiği, tarihi ve yaşamsal kararların alındığı yerdir.

· 1942 yılından ölümüne kadar, Türk halkının dili, gözü, savunucusu olan Halkın Sesi gazetesinin idare yeri olmuştur.

· Dr. Küçük tarafından halkın şikayetlerinin, sorunlarının dinlenip çözüm arandığı yerdir.

· Merhum Liderimiz tarafından klinik olarak da kullanılıyordu.

· Merhum Liderimizin 78 yıllık yaşamının büyük bir bölümünün geçtiği binadır.

KKTC Meclisi 15 Aralık 1997 tarihinde 47/1997 Sayılı Dr. Fazıl Küçük (Anısını Yaşatma) Yasası'nı oybirliği ile kabul etmiş ve Dr. Fazıl Küçük Müzesi ile Hamitköy'de bulunan kabrinin düzenlen­mesini yasaya bağlamıştır. Bu yasa ile Anıttepe ile Girne Caddesi'nde bulunan müzenin genişletilmesi ve idaresinin yürütülmesi İçişleri Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Dr. Fazıl Küçük Komitesi'ne verilmiştir.

Müze Bölümleri

· Çalışma odası

Dr. Fazıl Küçük'ün ölüm tarihi olan 15 Ocak 1984'e kadar kul­landığı çalışma odasındaki kitapları ile tüm eşyaları sergilenmekte­dir.

· Klinik ve eczane bölümü

Hasta muayene odası ile hasta bekleme odasında da, yine orjinal olarak korunan eşyalar sergilenmektedir.

· Halkın Sesi gazetesine ait çeşitli matbaa malzemeleri ile gazetenin yayınlanma izinleri, İngiliz döneminde alınmış kapanma kararları ile gazetenin geçmiş sayıları sergilenmektedir.

· Ayrıca birçok vitrinde, kendisine Almanya ve Hindistan başta olmak üzere ve Kıbrıs'ta önemli kişiler tarafından armağan edilen çeşitli hediyeler, Dr. Fazıl Küçük hakkında yazılmış kitaplar, bel­geler, fotoğraflar ve diğer eşyalar sergilenmektedir.

 

Dr. Küçük’ün sözleri

 

Bizler gelecek nesillere, şimdiye kadar bize emanet edilmeyen en yüksek eseri bırakmak istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki beşer fanidir, bırakılan eserler bakidir.

Dr. Fazıl Küçük

 

Biz eminiz ki muvaffakiyet ancak insanın herşeyinden feda ederek, aç kalarak didinmesi uğraşması ile kabildir.

Dr. Fazıl Küçük

 

 

Bu davayı kazanmak artık bizim için bir onur meselesi olmuştur. Büyük Türk

Milletinin kanını taşıyan biz yüzbin Türk ne bugün ne de yarın atıldığımız ve ant içtiğimiz bu zorlu uğraştan gerileyecek değiliz.

Dr. Fazıl Küçük

 

Biz benliğimizi kurtarmak hakkımızı almak için ortaya atılıyoruz. Eğer birleşir, tek bir kale haline gelİrsek o zaman gelişmemiz, uğraşmamızla isteklerimizi elde edebileceğiz.

Dr. Fazıl Küçük

 

Biz İlhamı Şam'dan değil Atatürk'ün büyük inkılâbını yarattığı anavatan Türkiye’den aliyoruz. Şam’dan, Suriye'den veya Mısır'dan İlham alan bİrkaç kİşİ türk İnkilabinin seyrİnİ değİştİremez. Dünya ahvalinden ibret alalım. Bizlerden esirgemen haklarımızın geri alınmasına hep beraber, el birliği kafa birliği ile atılalım. Bilmeliyiz kİ haklar verilmez; ancak büyük bir gayret, çalışma ve yorulmak bilmez bir mücadele ile elde edilir.

Dr. Fazıl Küçük

 

Türkiye için hayatı olduğu kadar şeref ve haysiyet meselesi olan Kıbrıs davası Türkiyesiz hiçbir zaman halledilemez ve edilmeyecektir.

Dr. Fazıl Küçük

 

Mücadele başlarken cemaat değil aşiret idik. Aşiretlikten cemaat statüsünü kazandıktan sonradır kİ bize kıymet vermeye başladılar.

Dr. Fazıl Küçük

 

Eminim ki iyi niyetle işe başladığımız gün mutlak surette zafer bizimdir.

Dr. Fazıl Küçük

 

Hangi anlaşma yapılırsa yapılsın Kıbrıs’ta barışın devamlı olabilmesi, özgürlüğün bekçisi Türk ordusu'nun buradan ayrılmamasına bağlıdır.

Dr. Fazıl Küçük

 

Bugün her Türk çocuğunun gönlünde, Atatürk sevgisi mukaddes bir iman halinde yaşamaktadır.

Dr. Fazıl Küçük

 

Bu dava, memleket davası, gençlik davasıdır. Bizi kurtaracak milli bir mücadeledir.

Dr. Fazıl Küçük

Memleket bize, kendisine borçlu olduğumuz vazifeleri ödememizi emrediyor.

Dr. Fazıl Küçük

 

Biliyorum ki aşacağımız çok sarp ve çetin engeller vardır. Unutmayınız ki bizim neslimiz aşılmaz zannedilen yollarda yürüyerek gayesine varan bir mİllettir.

Dr. Fazıl Küçük

Kıbrıs’ın barış içinde yaşaması, Türk askerinin Anamur’da beklemesi ile değil, Kıbrıs topraklarında dolaşmasıyla mümkündür.

Dr. Fazıl Küçük

 

Biz Türkiye’de yaşayan 20 milyon Türkün öz kardeşleriyiz. Aslımız Anadolu’dan bu ülkeye hicret eylemiş babayiğitlerdir.

Dr. Fazıl Küçük

 

Enosis arzusunda olan Rumlarla aramızda Türk askeri olmadan hayatımızı devam ettirebilmemiz düşünülemez.

Dr. Fazıl Küçük

 

Hayatta muvaffakiyetin en büyük sırrı her işe başlamadan önce ulaşılacak hedefin daima uzak olduğunu takdir ederek ona göre hazırlanmaktadır.

Dr. Fazıl Küçük

 

Türk Cemaatı, Türk isminin kendisine yüklediği sorumluluğu takdir eden olgun bir milletin çocuklardır. Biz şerefli bir milletin şerefli evlatları olduğumuzu kabul ettirmek istiyoruz.

Dr. Fazıl Küçük

 

Büyük Türk Milletinin kanını taşıyan Kıbrıs Türkü, ne bugün ne de yarın atıldığımız ve ant içtiğimiz bu zorlu uğraştan gerileyecek değiliz.

Dr. Fazıl Küçük

 

Madem ki kilisenin esiri bir toplumla yanyana bulunuyoruz. İnanmalıyız ki önlerine çıkacak en ufak bir fırsatı kullanarak ikinci bir 1963 kanlı olaylarını tekrar yaratacaklardır.

Dr. Fazıl Küçük

 

Biz nazarlarımızı mazinin köhne fikirlerine değil bugünün ve yarının yeniliklerine çevirmiş bulunuyoruz. Bozguncularla, bize engel olmaya çalışacak olanlarla uğraşmaktan usanmayacağız, korkmayacağız.

Dr. Fazıl Küçük

Liderin kaleminden yaşadıkları

 

“Toplum arasında naçiz bir fert olarak katıldığım bu savaşta hissemin bir köylü, bir şehirli, bir işçi, bir münevverden daha fazla olmadığına inanıyor ve “ben yaptım, ben ettim” diye de karşınıza çıkmıyorum. Bu konuda yapılanları gücüm nisbetinde bugünkü ve yarınki nesillerin gözleri önüne sermeye çalışacağım”.

 

 

Dr. Fazıl Küçük, hayatını çocukluk ve gençlik döneminde geçirdiği zor günleri kendi kaleminden şöyle aktarıyor:

İlkokulu bitirmiş, o zamanlar bugünkü ortaokul yerinde olan rüştiye okuluna devama başlamıştım. Mektebin yeri, sonraları ticaret okulu olarak kullanılan binada idi. İlkokulun son sınıfına geldiğimiz zaman Birinci Cihan Savaşı devam ediyordu. O zamanın milli şarkılarından ne varsa öğretmenimiz bize onları öğretir ve biz her sabah bu şarkıları söyleyerek sınıfa girerdik. Mektep binaları gayrisıhhî olduğundan, açık ve güneşli havalarda çocukları kırlara götürmek ve orada ders yapmak o zamanın adetlerindendi. Mektepten hareket edip de surlar harici çıkıncaya kadar yolda, mektepte öğrendiğimiz şarkıları okur giderdik. Hocanın bu halini gören İngiliz idareciler bundan kuşkulanmağa başlamış ve kendisini çağırarak bundan böyle sokaklarda talebesini sessizce götürüp getirmesi ihtarında (uyarısında) bulunmuşlardı. Bunu hazmedemeyen Hocamız Hafız Lisani düşünmüş taşınmış, aklına bir şey gelmiş ve her çocuğa birer düdük alarak şarkılarını düdüklerin çıkaracağı seslerle söylemesini istemişti. Hiç unutmam zamanın yürürlükte olan şarkısı da:

Yürüyelim ileriye,

Atlayalım dağ tepe

Patlatalım bombaları,

Çanlar batsın yerlere.

Her nedense bu şarkı İngilizleri çok sinirlendiriyor ve Grandbetting bahusus tam polisin önünden (Girne Caddesi Lefkoşa Polis Merkezi) geçerken hocanın, çocukları daha da fazla bağırtmasını hazmedemiyorlardı.

“Yaralanan şoföre kliniğimde ilkyardım tedavisi yapıldı”

Dr. Fazıl Küçük’ün, aktif siyasi hayata atılması, her ne kadar adaya döndüğü 1937 yılında başlarsa da, siyasi faaliyetleri daha gerilere, 1931 yılına kadar uzanıyor. Dr. Fazıl küçük, daha bir üniversite öğrencisi iken, Türk Maarifi’nin İngiliz müdürler tarafından yönetilmesine ısrar eden Kavanin Meclisi'nin Türk üyelerine karşı çetin bir mücadeleye girmiştir.

“... Siyasetle uğraşmak aklımın ucundan geçmiyordu. Sadece mesleğime devam etmek azmi içindeydim. Yalnız, bir gün kapının önünde dururken, yoldan geçen bir şoförün, sokak ortasında sağdan sola koşan serseri bir köpeğe çarptığını ve köpeğin öldüğünü görmüştüm. Hadisenin cereyan ettiği bu anda polis kuvvetlerinin başında bulunan İngiliz kumandanı da atı üzerinde buradan geçiyordu. Köpeğin şoför tarafından çiğnendiğini görmüş, hemen atından inerek bu zavallı şoförü güya bir cinayet işlemiş gibi yumruk ve tekme ile yere sermiş, ağzından burnundan kanlar akıncaya kadar dövmüştü. Bunu gören halk, İngiliz’in bu vahşi hareketine isyan etmiş ve onlar da bu defa İngiliz’in üzerine saldırarak büyük bir harekete başlamış, zor durumda kalan İngiliz, işin içinden sıyrılmanın kolay olmayacağını anlayarak cebindeki düdüğü çıkarmış ve yardım talebinde bulunmuştu. Düdük sesini işiten polisler koşmağa başlamış, halkın arasına girmiş, fakat kavga o kadar büyümüştü ki, 3-5 polis daha epey tartaklanmıştı. Arkadan yetişen daha fazla polis kuvveti en nihayet hadiseyi önleyebilmiş ve bu polis başkomutanı da tekrar atına atlayarak yara bere içinde canını kurtarabilmişti.

Hadise üzerimde çok büyük bir tesir bırakmıştı. Vaka mahalline toplanan kalabalık ve gelip geçen meraklıların da durması ile yol trafiğe kapanacak bir hal almıştı. Yaralanan şoföre kliniğimde ilkyardım tedavisi yapıldı. Cerrahi bir müdahaleye lüzum kalmadığından adamcağızı biraz istirahat etmesi için bekleme odasına oturttum. Bir taraftan halkı teskine çalışırken, diğer taraftan da bu kötü müstemlekeci zihniyete bir son vermek zamanının geldiğine inanıyordum. Yaralıyı evine gönderdim. Derin bir düşünceye daldım. Belki bugün dövülen tek bir kişi idi. Ya diğer taraftan 120.000 Türk’ün her gün suratına inen şamarlara ne diyelim?

Mekteplerimiz, evkafımız, aile mahkemelerimiz, inim inim inliyordu. Hele mekteplerimiz. 1931 İsyanından sonra ilkokul ve yüksek okullar tamamen hükümetin kontrolü altına geçmişti. İlkokullarımızda kitaplar tamamen kaldırılmış olduğundan çocuklar ellerine verilen defter ve kalemle üniversite talebeleri gibi not almak zorunda idiler...”

 

Yorumlar (1)

Çağla avcil 7 Yıl Önce

Özdeğişlerinide atın

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.