İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanları’ndan Jack Straw, Kıbrıs’ta artık iki toplumlu ve iki bölgeli bir devlet çözümüyle adayı birleştirme müzakerelerinden vazgeçmek gerektiğini belirterek, “Çözüm, adanın bölünmesi ve adanın kuzeyindeki Kıbrıs Türk devletine uluslararası tanınmışlık vermektir” dedi.
Straw, İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden Independent’te yer alan yazısında, Kıbrıs’ta Türk ve Rumlar arasındaki anlaşmazlığın ancak bölünmeyle sona erebileceğini belirtti.
Yazısında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi için “Kıbrıs Rum Tarafı” ifadesini kullanan Jack Straw, adada çözüm olmadan Güney Kıbrıs’ın tek başına üyeliğe kabul edilmesinin, Avrupa Birliği’nin aldığı en kötü stratejik kararlardan biri olduğunu kaydetti.
“Başarısızlığın sorumlusu Rumlar”
Son müzakere sürecinin başarısızlıkla sonuçlanmasının sorumlusunun Kıbrıs Rum tarafı olduğuna işaret eden Straw, “Kıbrıslı Türk ve Rumların anlaşmasına yönelik 11. uluslararası girişim, daha önceki tüm girişimlerde olduğu gibi ve bundan sonraki olası girişimlerde de olacağı gibi, Rumlar tarafından reddedildi” ifadesini kullandı.
Jack Sraw, adada tarafların, “sanki bu mümkünmüş gibi” gerçekleştirdikleri iki toplumlu ve iki bölgeli bir devlet esasına dayanan çözüm müzakerelerine artık son vermesi gerektiğini söyledi. Straw, çözümün adanın bölünmesi ve kuzeydeki Kıbrıs Türk devletine uluslararası tanınmışlık vermek olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin adaya müdahalesinin, aşırı sağcı Yunan cuntasının darbesi sonrasında gerçekleştiğine ve bu müdahale sonunda cuntanın düştüğüne işaret eden Straw, “Eğer bir grup İngiliz aynı şekilde tehdit altında olsaydı, İngiltere de benzeri müdahalede bulunurdu. Bu nedenle Türkiye’nin de müdahale etmemesi gerektiğini tartışmak doğru olmaz” dedi.
“Ayrımcılığa son vermek gerekiyor”
Jack Straw, AB üyesi olan Kıbrıslı Türklere yönelik bütün ayrımcılıkların artık kaldırılması; yönetimsel ve yapısal açıdan AB’ye hazırlanması gerektiğini kaydetti.
Straw, AB Dışilişkiler Konseyi’nin Kıbrıslı Türkleri, terk edildikleri bu belirsizlikten kurtarmak ve bulunduğu durumdan kaynaklanan sorunların iyileştirilmesi girişimlerinin de “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin bloke etmesiyle sonuçsuz kaldığını belirtti.
Kıbrıs Rum Tarafı’nın örnek bir AB üyesi olarak tanınmadığını işaret ederek, 2012-13 döneminde yaşanan banka krizi ve Rusya’nın off-shore banka faaliyetlerini örnek gösteren Straw, Güney Kıbrıs’ın, “para karşılığında pasaport dağıttığına ilişkin”, The Guardian gazetesinde yer alan iddialara da değindi.
“Müzakerelerde her iki tarafın da birşey elde etmesi lazım”
Jack Straw, herhangi bir müzakerenin başarıyla sonuçlanabilmesi için her iki tarafın da bir şeyler elde etmesi gerektiğini ancak Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitliği güç kaybı olarak gördüğünü belirtti.
Straw, şöyle devam etti:
“Ancak pazarlık konusu AB üyeliği olsaydı, bence bir anlaşmaya varılabilecekti. Ama böyle olmadığı için, hiçbir Kıbrıslı Rum lider, olası bir anlaşmada seçmeninin desteğini alamaz. Güney için statüko gereğinden fazla konforludur. Uluslararası toplulukların bu gerçeği fark edip, adanın bölünmüşlüğünü tanımasının zamanı geldi görüşündeyim.”