Remzi SAMAR
Beşparmak Dağları’ndaki tahribatın son noktaya ulaştığını ve devletin buna seyirci kaldığını savunan Yeşil Barış Hareketi Başkanı Doğan Sahir, Kuzey Kıbrıs’ta genellikle birçok şeyin plansız yapıldığını söyledi.
Sahir, taş ocaklarının da bunlardan sadece bir tanesi olduğunu belirterek, “Bu ocakların kullanımı konusunda hiçbir plan yapılmadı. Böylelikle orada başıboş çalışma başlamış oldu. Hala daha düzene oturmuş değil” dedi.
Diyalog gazetesinin dün gündeme getirdiği Beşparmak Dağları’ndaki tahribat vatandaşların yanı sıra çevre örgütlerinin de tepkisini çekti.
Konu ile ilgili olarak Diyalog’a açıklama yapan Yeşil Barış Hareketi Başkanı Doğan Sahir, söz konusu durumun yeni olmadığını devletin bu duruma artık köklü bir çözüm bulması gerektiğine işaret etti.
“Hala düzene oturmuş değil”
KKTC’de daha önce inşaat malzemelerinde ham madde olarak dere yataklarından alınan kum ve çakılların kullanıldığı bilgisini veren Sahir şöyle dedi: “Güzelyurt bölgesinden alınan kum- çakıl malzemeler çok önceden alınması tehditkâr olduğu saptanmış denizin tuzluluğunun yeraltı sularını etkilediği raporlanmıştı. 1974’te onaylanmıştı söz konusu durum. Biz bu tarihten sonra bu rapor yokmuş gibi devam ettik. Ta ki kilometrelerce deniz kıyıya nüfus edip bahçeler kuruyana kadar. Ondan sonra bugüne kadar hiç düşünmediğimiz bir fikirle dağlara hücum edercesine bu malzemelerin temin edilebilmesi için taş ocakları kurdurduk. Hiçbir plan yapılmadı. Ne kaynak ne görsellik açısından ne miktar ne de diğer araştırmalar hususunda… Böylelikle orada başıboş başladı çalışmalar, hala daha düzene oturmuş değil.
“Nerede ne kadar kullanmamız gerektiğini bilmiyoruz”
Biz ülkemizde ne malzeme istediğimizi ne kadar malzemeyi nereden kullanmamız gerektiğini hala daha ortaya koymuş değiliz. Oysaki özellikle adalarda bu tür kaynaklar ki 1,5 milyon ile 3 milyon Euro arasında bu dağları göz bebeği gibi koruması gerekir insanların ve ya yöneticilerin… Ancak bunu hiç kale almadan bunları uydurduk. Hatta politikasızlık nedeniyle bunların satışını da teşvik ettik.
“İhtiyaç fazlası yol yapılıyor…”
Bir başka yanlışlık da ülkemizde plan yapılmadan gereğinin çok çok üzerinde yollar yapılmaktadır. İhtiyacın ötesinde… Oysa var olan yolların iyileştirilmesi bize yetecekken hiç olmayan yerlerde hiç olmayan arazilerde yollar yapılıyor.
İsteyen istediği araziye uçurumun önüne derenin kenarına inşaat yapabiliyor. Bunun ihtiyaç olarak da çok miktarda istinat duvarları inşaatı gerekiyor. Bunlar binanın kendi maliyetinden daha yüksek maliyetlere sebep olacak ve daha çok malzeme tüketimine gidilmesine neden olmaktadır. Her yere imar veriliyor. İnşaat malzemeleri olarak değişik alternatifler varken biz hala daha taşın kullanımını teşvik etmekte ve onun üzerine temel kurmaya çalışmaktayız. Daha çok bir sürü neden var. Bunları politikasızlık ve plansızlık diye özetlemek gerekir. İleriye bakışın olmadığını söyleyebileceğimiz sorunlar nedeniyle bunlar bu hale geliyor.”