Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek, bacalardan çıkan kötü havayı solumanın Kıbrıs Türk halkının kaderi olmadığını söyledi.
Bakan Dinçyürek, bir TV Programında, Bakanlık çalışmaları ile ilgili soruları yanıtladı. Bakanlığından verilen bilgiye göre, Dinçyürek, AKSA'da sisteme konulan filtre konusunda Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından gelen heyetin incelemeler yaptığını ve bu incelemeler sonrası sistemin dünyada kabul edilebilir standartlarda olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
Filtreleme sisteminin bacadan atılan Azotdioksit ve Kükürtdioksit oranlarının ikisini de kapsaması gerektiğini anımsatan Dinçyürek, AKSA'da her iki atık için de sistemin devrede olduğunu belirtti. 24 saat kesintisiz online olarak bacalardan çıkan değerlerin Çevre Koruma Dairesi tarafından takip edilebildiğine işaret eden Dinçyürek, konuya ilgi duyan sivil toplum kuruluşu ve kişilerin de bu sistemi Daireden gelip inceleyebileceğini söyledi.
"Önemli olanın kararlı siyasi bir duruşla bu sistemin takılmasını sağlamaktı" diyen Dinçyürek, bundan sonraki süreçte sistemin takibinin yapılmasının çok daha kolay olacağını ifade etti. Dinçyürek "Bu sistemleri ilk defa dünyada biz kurmuyoruz. 10 yıllar önce bu işi dünya çözmüş. Biz bu kadar yıl kaybetmişiz ve yeni yapıyoruz. Önemli olan bundan sonra ne yapabileceğimizdir" şeklinde konuştu.
"Yasal yetkilerimizi kullanacağız"
Santrallerde yakıtta kullanılan kükürt oranını yüzde 1'e çekmenin önemli bir başarı olduğuna vurgu yapan Dinçyürek, Teknecik'e yakıt sağlayan TPİC ile KIBTEK yönetimini biraraya getirdiklerini ve bir geçiş süreci uygulayacaklarını ama bunun ötesinde yasal yetkilerini kullanacaklarını açıkça ifade ettiklerini söyledi. Ülkeye yakıt girişine izin veren kurumun Bakanlığı olduğunu anımsatan Dinçyürek "Eğer kısa sürede bir uzlaşmaya varılmazsa, yasaların bize vermiş olduğu yetkileri kullanacağımızı açıkça belirtmek istiyorum" dedi.
Bacalardan çıkan bu kadar kötü bir havayı yıllarca solumaya bırakılmasının Kıbrıs Türk halkının kaderi olmadığını söyleyen Dinçyürek, "Bu başta biz siyasiler olmak üzere alması gereken bir kararlılık, bir duruştur. Biz bu duruşu göstermekte kararlıyız. Ülke insanımızın sağlığını bu kadar açık tehdit eden bu durumun değiştirilmesi mümkünken, şu veya bu gerekçelerle ajandadaki başka maddeler öne çıkarılarak ötelenmesine izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
Kendilerinin denetleyici konumda olduğunu bu konunun aslında parasal boyutunun kendi uhdelerinde bir konu olmadığını ifade eden Dinçyürek, buna rağmen yakıt temin edilen kurumla da istişare yaptıklarını ve gerekli mali hesaplamaları da ortaya koyduklarını söyledi.
"Ekonomik nedenler mazeret gösterilemez"
Dünya petrol fiyatlarında yüzde 50'nin altında bir düşüş olduğunu söyleyen Dinçyürek, yüzde 1 kükürt oranlı yakıt kullanımının tarifelerde artışa sebebiyet vermeyeceğini belirtti. Elektriğe son olarak Kasım 2013'de yapılan zamda yüzde 3,5 kükürt oranlı şu an kullanılan yakıtın tonunun 596 Dolar, bugün ise yüzde 1 Kükürt oranlı yakıt oranlı yakıtın tonunun 301 Dolar olduğunu ifade eden Dinçyürek, "Rakamlar ortadadır. Bu soruna, ekonomik gerekçelerle engel konulması kabul edilemez" dedi. Teknecik'e filtre takılması konusun ise ayrı bir konu olduğunu ve bu konuyla ilgili hesaplamaların da ortada olduğunu belirten Dinçyürek, şöyle devam etti:
"AKSA'nın 8 jeneratöre taktığı filtrenin maliyeti 4 Milyon Dolardır. Kasım 2013'de o günkü kur ve petrol fiyatları ele alındığında KIBTEK'in aylık yakıta ödediği rakam aylık 35 Milyon TL'dir. Bugünkü rakamlarda ise 19 Milyon TL'dir. Filtrenin takılacağı rakam ise yaklaşık 11 Milyon TL'ye denk düşmektedir. Sadece 1 aylık yapılabilecek bir tasarruf, Teknecik'e filtre takmaya yetecektir. İşte kaynak buradadır. Hesap ortadır."
KIBTEK'in ajandası ne olursa olsun bütün yatırımlarından önce insan ve çevre sağlığı açısından birinci derecede bu yatırımı yapması gerektiğini söyleyen Dinçyürek, şu anki durumun tarihi bir fırsat olduğunu ve bu fırsatın değerlendirilerek onyıllardır çözülemeyen bu sorunu çözebileceklerini belirtti.