Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, dün BM Üst Düzey Yetkilisi Jane Holl Lute bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Tatar, bir buçuk saat süren görüşmenin ardından basına açıklama yaptı.
Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamasında “Önemli bir toplantı arifesindeyiz. Cenevre toplantısında nasıl bir format izleneceğini görüştük. Lute’la yan yana yaşayan 2 eşit devletin egemenlik temelinde iş birliğini savunan yeni siyasetimizi paylaştık. Kimse bize dayatma yapamaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’a ziyaret için teşekkür ettiğini belirterek başladığı konuşmasında, 27-29 Nisan tarihlerinde Cenevre’de yapılması planlanan 5+1 gayriresmî görüşme öncesinde görüşmeye ilişkin detayların konuşulduğunu ve Kıbrıs Türk tarafının bu görüşmeye de her zamanki gibi tüm iyi niyetiyle katılacağını söyledi.
Tatar, daha önce federasyon temelinde sonuç alınamayan görüşmelerin yapıldığını, bu kez farklı bir zemin arayışında olduklarını belirterek, söz konusu 5+1 toplantıda ileriye taşınabilecek ortak bir zemin elde edilip edilemeyeceğinin belli olacağını ifade etti.
‘BM parametreleri’ söylemi hem kısıtlayıcı hem yersiz
Bazı kesimlerden sürekli olarak “BM parametreleri hatırlatmasının” geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bu tip söylemlerin Kıbrıs Türk tarafı açısından hem kısıtlayıcı hem de yersiz olduğunu vurgulayarak, Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varılacaksa bunun iki eşit egemen devletin iş birliği ile yan yana yaşayacağı bir temelde olması gerektiğini aktardı.
1960 Cumhuriyeti’ne benzer bir anlaşma için öncelikle Kıbrıs Türk tarafının egemenliğinin tanınması gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı, 1960 Cumhuriyeti’nde Kıbrıslı Türklerin kurucu ortak olduğunu bugün Lute’a bir kez daha hatırlattıklarını ve 1963’te Rumların bu devleti alıp kaçarak işgalci durumuna düştüklerini ifade ettiklerini söyledi.
Kıbrıs Türk halkının bu gelişmeler karşısında Genel Komite’den KKTC’ye uzanan bir süreçte kendi kaderini kendisinin belirleme hakkını kullandığını kaydeden Tatar, KKTC halkının self-determinasyon hakkına her zaman olduğu gibi yine sahip çıkacağını belirtti.
Rum tarafının üzerine yıkıldı
Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı zamanında Rum tarafının AB’ye tek taraflı alınmasının Kıbrıslı Türklere yapılan haksızlıklara bir yenisini eklediğini, Crans Montana’da Rum uzlaşmazlığı nedeniyle masanın Rum tarafının üzerine yıkıldığını da anlatarak, Kıbrıs’ta 50 yıldan beri yaşananların artık yeni bir zemin arayışını emrettiğini kaydetti.
Tatar, BM yetkililerinin tarafların yeni fikirlerini dinleyip bunları geliştirmek için çalıştıklarını, burada önemli olanın yıllardan beri verilen mücadelenin bir maceraya ya da tehlikeye atılmaması, devletin ve egemenliğin temel olması ve Türkiye’nin müdahale hakkının ortadan kaldırılmaması olduğunu söyledi.
Yeni siyasetimizi dünyaya anlatıyoruz
Kıbrıs’ın ve Doğu Akdeniz’in eski Kıbrıs ve Doğu Akdeniz olmadığının altını çizen ve Kıbrıs’ın bölge coğrafyasında küçük fakat tüm aktörler için önemli bir bölge olduğuna değinen Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mavi Vatan tatbikatındaki sözlerine de atıfta bulunarak, bu sözlerin de Adanın önemini bir kez daha gösterdiğini, KKTC’nin Türkiye ile tam bir mutabakat ve uyum içerisinde tüm dünyaya yeni siyasetini anlatmakta olduğunu da belirtti.
Tatar, bir soru üzerine BM yetkililerinin kendilerine empoze ettiği hiçbir şey olmadığını, kimsenin ekonomik vaatler kullanarak Kıbrıs Türkü’ne bir dayatma yapamayacağını, özgürlük, bağımsızlık ve milli menfaatlerin aynı zamanda bu menfaatlerin uluslararası bir anlaşmayla korunması ve gelecek nesillerin güven ve huzur içinde yaşamalarının söz konusu olduğunu söyledi.