Remzi SAMAR
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, müzakere masasının bir anlık tepkiyle terk edilecek bir yer olmadığını söyledi. Siber, müzakerelerin askıya almanın barış diline aykırı bir davranış olduğunu belirterek,” Kendilerine göre bir gerekçe sundular; ama sunulan gerekçenin nedeni masadan kaçmak değil, tam tersi müzakere etmektir. Bu sorunlar müzakere etmeden çözülemez” dedi.
Meclis Başkanı Siber, Rum Yönetimi’nin müzakereleri askıya almasına sert çıktı. Siber, her ne sebeple olursa olsun müzakereleri dondurmanın bir anlam teşkil etmediğini etti. Siber, müzakerenin amacının zaten sorun çözmek olduğunu kaydetti.
Bu dönemde müzakerelerin askıya almak değil, daha çok müzakerelerde bulunulması gerektiğinin altını çizen Sibel Siber, “görüş alış-verişi olmadan sorunlar çözülebilir mi?” diye sordu.
Rum tarafınca alınan kararı hiçbir yönden anlamlı bulmadığına işaret eden Siber, “Biz bütün dünyada uzlaşmazlıkların çözümü için ‘barış dili’ diyoruz, müzakere masası diyoruz, karşılıklı çözüm arayışları diyoruz. Hal böyleyken bu yönde bir yaklaşım sergilemek son derece zararlıdır. Çözüm diline aykırı bir davranıştır.” diye konuştu.
Siber, çözüme bu kadar yakın ve doğal gazın çözüm için bir katalizör olduğu düşünülen bir dönemde, bu yönde bir kararın alınmasını Rum kesiminin anlaşmada samimi olmadıklarının göstergesi olarak yorumladı.
“Olumlu atmosfer göz ardı ediliyor”
Son zamanlarda yaşanan olumlu atmosferin göz ardı edildiğini savunan Melis Başkanı Siber, “ New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde sürecin daha iyi ivme kazanması, ‘al-ver’e geçilmesi yönünde pozitif açıklamalar yapılırken bir anda müzakere masasından kalkacağız denmesini hiç doğru bulmuyorum.” şeklinde konuştu.
Ortak Metin oluşturulurken büyük çaba sarf edildiğini hatırlatan Siber, “ 18 ay gibi bir süre müzakerelere ara verilmişti. Büyük çaba ortaya konarak ortak metin hazırlandı. Dolayısıyla bu tavır kabul edilebilecek bir davranış değildir” dedi.
“Oldu bittiye getirmek doğru değil”
Kıbrıs açıklarında bulunan hidrokarbon yataklarının tüm Kıbrıs halkının olduğunu aktaran Siber, oradaki gazın Rum kesiminin olduğu kadar Kıbrıs Türk halkının da olduğunu belirtti. Bu konuda en ufak bir tartışmanın kabul edilemeyeceğinin altını çizen Siber Siber “Dolayısıyla bunun bir gerginlik nedeni değil, bilakis çözüme bir katalizör rolü oynayacağını ümit etmekteydik. Müzakerelerin tek taraflı oldubittiye getirmenin Kıbrıs görüşmelerine son derece zarar vereceği kesinlikle bilinmelidir” açıklamasında bulundu.
Uluslararası toplum da kabul etmiyor
Kıbrıs açıklarında bulunacak olan herhangi bir yeraltı kaynağının Avrupa’ya aktarılmasında en mantıklı yolun Türkiye üzerinden geçmesi olduğunu anlatan Siber, “İki toplumun hakkı olan bu gazın Türkiye üzerinden ihracatın barışı getireceğine son derece olumlu bakıyorduk. Bunun masadan kalkma nedeni değil, barışa daha çok yaklaşma olarak algılanması gerekir“ dedi.
Siber, Rum Yönetimi’nin tek taraflı sondaj çalışmaların sadece Türkiye tarafından değil diğer uluslararası camia tarafından da kabul edilmesinin de mümkün olmadığının altını çizdi.
Kıbrıs açıklarındaki söz konusu hidrokarbon yataklarına iki toplumun da sahip olmasını güven arttırıcı bir önlem olarak gördüklerine değinen Siber, şunları söyledi: “Çünkü çözümün başka ve barışın olduğunun özellikle üzerinde duruyorum. Çözüm başka barış başkadır. Toplumların barışması için güven arttırıcı önlemler çok önemlidir. Yani bu ‘sondaj çalışmalarında çıkan gaz Rum toplumuna aittir, şeklinde bir açıklama güven arttırıcı güven arttırıcı önlem olmaz güven yıkıcı bir önlem olur. Buna çok dikkat etmeliyiz.”