Covid-19 ve Kuzey Kıbrıs’ın şansı

Ülkemiz içinde bulunduğu pandemi şartlarında yeni bir pik yapıyor. Biz buna şu anda tıbbı açıdan cevap verebiliyoruz.  Sağlık bakanlığının aldığı doğru kararlar acil durum hastanesi ve pandemi merkezinde yaptığı değişiklikler ve büyütmelerle eğer rakamlar abartılı bir noktaya gelmezse inancım o ki 10 gün içinde daha küçük rakamları göreceğiz. 

Aşı konusuna gelince Ülkemizdeki ileri yaşlardaki vatandaşlarımızı aşıladık fakat asıl aktif olan sosyal hayatın içinde yaşayan ticaret erbabını, bir kısım turizm çalışanını, öğretmenleri maalesef hala aşılayamadık. Komşumuzdaki rakamları incelediğimizde Güney Kıbrıs’ın 30 Nisan’da hedef koyduğu 200 bin kişiye hedeflenen aşı, 17 gün öncesinden 16 Nisan’da bittiğini görüyoruz. 
Genel baktığımızda daha sonraki süre itibarı ile 45 – 55 yaş aralığına şuanda ellerinde olan 15 bin aşının yapılacağını Güney Kıbrıs sağlık bakanlığı ilan etti. Bizdeki durum ise şu anda belirsiz. Burada başta Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar olmak üzere, başbakana ilgili bakanlara çok önemli bir görev düşüyor. 
Kurdukları 26 aşı istasyonunu besleyecek aşının sağlanması. Sayın sağlık bakanı Dt. Ünal Üstel göreve gelir gelmez doğru bir iş yaptı ve aşı yapma prosedürünü güncelledi ve bir programa bağladı. Şimdi tedarik zincirini hem Türkiye’den hem de Avrupa Birliği’nden ilgililerce sağlaması gerekir. Yoksa yapılan tüm hazırlıklar olduğu yerde bekleyecektir, tıpkı suyu akmayan çeşmeler gibi. 

Denetim çok önemli Geçen yazımda denetim konusundan bahsetmiştim. Bir daha bahsedeceğimi düşünmüyordum ama çok geç saatlerde görevinden çıkan Diyalog Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar ile konuşmamda maalesef bu konuda hassasiyet gösterilmediğini öğrendim. 
Girne limanına inecek olursanız maskesi olmayan kol kola girmiş, grup halinde ağaçların altına oturmuş kişileri göreceksiniz. Hatta bir kısmı oturmuş biralarını yudumluyorlar. 
Geçtiğimiz günlerde millet meclisinden çıkan kanun herhalde hala yürürlüğe girmedi ya da girdiyse uygulamada sıkıntı var.

Kuzey Kıbrıs şanslı ülke 
Dün Bodrum’daki arkadaşımla görüştüğümde havanın fırtınalı, kapalı ve soğukça olduğunu öğreniyorum. Dönüyorum İstanbul’a yağmurlu serin ve kapalı. Bu satırları niye yazdım Kıbrıs’ta ne kadar şanslı olduğumuzu ve bugün otelde olan misafirlerin havuz başında güneşlendiğini ve hatta yüzdüklerini görmek güzel bir duygu. 
Önümüzdeki günlerde sıcaklık daha da yükselecek ve Corona’yı eminim ki yenecek. 
O zaman kapalı turizm açığa dönecek, ekonomi canlanacak ve yaşayanların büyük bir kısmı bağışıklık sistemlerini güçlendirecek gıdaya kavuşacak. Sizlere bu haftaki yazımda küçük satır başlıklarıyla, karınca kararınca bazı bilgiler vermeye çalıştım. Zor bir dönemden diğer bir deyimle sırat köprüsünden geçiyoruz. Herkesin yasaklara, yasalar çerçevesinde riayet etmesi maske mesafe ve hijyen konusuna hassasiyet göstermesi bir vatandaşlık borcudur.