Kalp, damar ve kanser hastalıklarında dünya şampiyonluğuna koşan Kıbrıslı Türklerin, en ciddi sorunlarından birinin de Obezite olduğu belirtildi. Ülkemizin önde gelen diyetisyenlerinden Orhan Özdengiz, Diyalog’a yaptığı açıklamada gençlerde Obezite oranının yüzde 13.8’e, genelde ise yüzde 20’ye yükseldiğini söyledi.
Özdengiz ‘aşırı kilo ve göbeklenmenin’ birçok sağlık sorunu yarattığını belirtirken, bunun cinsel gücü de zayıflattığını söyledi. Özdengiz “Herkese sağlıklı beslenmeyi ve aşırı kilolardan kurtulmayı tavsiye ediyorum”dedi.
Obezitenin kesinlikte tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna vurgu yapan Özdengiz, kişilerin hayat şekline göre beslenmesinin önemli olduğunu, sabah kahvaltısının ise asla atlatılmaması gerektiğini söyledi.
Doğru beslenmeli
Diyetisyen Orhan Özdengiz, dünyada olduğu gibi Kuzey Kıbrıs’ta da artan obeziyete karşı mücadelede, uzman desteği doğru beslenme egsersizinin önemine işaret etti, çocukların sağlıklı yetiştirilmesinde anne babalara önemli görevler düştüğünü vurguladı. Özdengiz, dünyayı tehdit eden obezitenin, Kuzey Kıbrıs’ta da büyük sorun haline geldiğine dikkati çekti. Dünya Sağlık Örgütü tarafından obezite, Beden Kitle İndeksinin (boy-kilo orantısı) 30’un üzerinde olduğu ve sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlandığına işaret eden Özdengiz, Kuzey Kıbrıs’ta son dönemlerde yapılan bir araştırma olup olmadığını bilmediğini, fakat bu konuda en son araştırmayı KADEM’in yaptığını belirtti.
Özdengiz’e göre, KKTC’de, Diyabet Derneği’nin 2005 ve 2007 yılında KADEM’e yaptırdığı araştırmada, obez gençlerin oranının yüzde 1.3’ten yüzde13.8’e, fazla kiloluların yüzde 14.8’den yüzde 18.1’e çıktığı görülüyor. 12 ile 15 yaş aralığındaki gençlerde 2 yıl içinde obezite yüzde 11.3’ten yüzde 18.1’e yükseldi. Diyetisyen Orhan Özdengiz, araştırmada en önemli bulgulardan birinin de yaşların küçüldükçe obez oranlarının yükselmiş olmasına dikkati çekti ve bu durumda esas görevin ailelere düştüğünü kaydetti.
Kas oranı yüksek bir kişi obez değildir
Özdengiz, ülkede obezite konusuna yüzeysel bakılmaması gerektiğine işaret ederek, “Tek başına Beden Kitle İndeksine bakıp kişiye obez denilmesi kesinlikle hatalıdır. Eğer bir kişinin Beden Kitle İndeksi 30’un üzerinde olup vücut yağ oranı yüzde 20’nin altında olup da kas oranı yüksek ise biz o kişiye obez diyemeyiz. Yani kas oranı yüksek bir kişiye obez denilemez” dedi. Obezitenin vücutta her türlü hastalığa neden olabildiğini ifade eden Özdengiz, obezitenin, en başta, kolesterol, hipertansiyon, diyabet, böbrek yetersizliği, felç ve bazı kanser gibi kronik hastalıklara yakalanma riskini arttırdığına işaret etti.
“Anne babalara önemli görevler düşüyor”
Özdengiz, şöyle konuştu: “Sadece bu hastalıklar bile göz önüne alındığında obezitenin kesinlikle tedavi edilmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Günümüzde obezite her yaştan kişide görülmekte ve sıklığı her geçen gün artmaktadır. Özellikle çocukluk dönemdeki obezite ülkemizde sıklığı her geçen gün artmaktadır. Bu hastalığı önlemek ailelerden başlamaktadır. Çocukları sağlıklı yetiştirerek sağlıklı gelecek nesiller yaratmak anne ve babaların elindedir. O yüzden uzmanlar tarafından yapılan sağlık ve beslenme eğitimleri aileler için çok önemli bunu başarmamız halinde gelecek nesiller daha sağlıklı nesiller olacak kanaatindeyim.”
“Göbek cinsel gücü düşürüyor”
Öte yandan, bölgesel zayıflama diye bir şeyin söz konusu olmadığını ifade eden Diyetisyen Orhan Özdengiz, “Aşırı kilo, erkeklerde göbek cinsel gücü düşürüyor” dedi.
Özdengiz, göbek indiği zaman yağ kütlelerinden kurtulunduğu takdirde cinsel gücün artacağını, nefes alıp verirken yürüyüş veya aktivite yaparken daha sağlıklı hareket edilebileceğini belirtti.
“Her türlü yağ oranı arttıkça cinsellikte de kadınlarda da erkeklerde de gerileme yaşanıyor. Özellikle kadınlarda doğurganlığı ciddi şekilde etkiliyor. Göbek bölgesi bütün hayati etkenlerimizi etkiliyor” şeklinde konuşan Özdengiz, bölgesel kilo alımlarını da düzenli beslenmenin yanında hafif sporlarla kontrol alınması gerektiğini vurguladı. Diyetisyen Orhan Özdengiz şunları söyledi:
“Düzenli beslenme her zaman kişilerin enerjisini ayakta tutar. İlk olarak güne kahvaltı ile başlanmalı, kan şekerimiz asla düşmemesi için de iki saatte bir beslenmemiz ara öğünlerimizi yapmamız gerekiyor. Günü dinamik enerjik geçirmek istiyorsak kahvaltı ve ardından ara öğünler yapılmalı. Dahası hiç öğün atlanmamalı. Makarna örneğin en hızlı kan şekerini yükselten ve en hızlı da düşüren besin öğesidir.”
Komşu diyetlerine dikkat
Özellikle bahar ve yaz mevsiminde kesinlikle internetten görülen diyet listelerinin uygulanmaması gerektiğini ifade eden Özdengiz, “Her bir bireyin beslenme şekli diyet listesi kendisine özeldir mutlaka bir uzmana danışılmalıdır aksi halde 5-10 yıl içerisinde kapanmaz hasarlar açılabilir metabolizmamızda” dedi.