Çiğdem AYDIN
Kuzey Kıbrıs’ta 2011 yılında işlenen tüyler ürperten cinayetin üzerindeki sır perdesi, eşi Şükran Tekin’i öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Çetin Sadrazam’ın ürküten itirafları sonucu kalktı. Başkent Lefkoşa’nın Taşkınköy bölgesindeki evinde, 13 Nisan 2011 tarihinde cansız bedeni bulunan, yapılan otopside zehirlenerek ve boğularak öldürüldüğü belirlenen Şükran Tekin’i planlayarak öldürdüğü gerekçesi ile yargılanan sanık Çetin Sadrazam’ın cinayeti adım adım planladığı ortaya çıktı. Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden cinayet duruşmasında dün sanığın gönüllü ifadesi mahkemede okundu.
Gerçekler ortaya çıktı
Cinayeti soruşturan Lefkoşa Adli Şube Amiri Başmüfettiş Aslan Coşkun tarafından okunan ifadede ürperten gerçekler ortaya çıktı. Boşanma aşamasında eşinin öldürdükten sonra Güney Kıbrıs’a kaçan sanık 2013 yılında kaçak olarak ülkeye giriş yaparken yakalanmıştı. Sanık, poliste tutuklu kaldığı süre içerisinde gönüllü ifade vererek cinayeti itiraf etmişti. Ancak sanık yargı aşamasında gönüllü ifadesini inkâr etmiş, polis işkencesi altında ifade verdiğini öne sürmüştü. Sanığın işkence iddiaları üzerine duruşma içerisinde duruşma yapılmış, Adli Tıp Uzmanı mahkemede tanık olarak dinletilmişti.
“Hür irade ile ifade verdi…”
Sanıkta herhangi bir darp izi olmadığına dair mahkemede sunulan raporlar üzerine Başkan Ömer Güran, Kıdemli Yargıç Melek Esendağlı ve Yargıç Alev Ulunay’dan oluşan heyet, sanığın polis sorgusunda cinayeti itiraf ettiği ancak yargı aşamasında işkence altında alındığını iddia ettiği gönüllü ifadenin hür irade ile verildiğine kanaat getirildi. Heyet, polis soruşturması aşamasında sanığın cinayeti itiraf ettiği gönüllü ifadenin işkence altında verilmediğine karar verdi.
İfadeyi, Aslan Coşkun okudu
Heyetin kararı üzerine cinayeti soruşturan Lefkoşa Adli Şube Amiri Başmüfettiş Aslan Coşkun, sanığın gönüllü ifadesini mahkemede okudu. Aslan Coşkun tarafından okunan ifadede sanığın adım adım cinayeti planladığı ortaya çıktı.
Okunan ifadede şunlar yer aldı: “Eşim beni genç erkeklerle aldatıyordu. Öğrencilerle birlikte oluyordu. Çocukların bile başka bir adamdan olduğunu düşünüyorum... Tüm ısrarlarıma rağmen Güney Kıbrıs’ta kalmayıp KKTC’ye geldi. İşte o zaman onu öldürmek için planlar yapmaya başladım. Kaldığı yeri onunla birlikte kalan küçük oğlumuzdan öğrenmek istedim. “Annen nerede kalıyor” diye soru sordum ancak oğlum bana evin yerini söylemedi. Oğlumu eve gönderdikten sonra bir arkadaşımı peşine taktım. Böylelikle evin yerini öğrenmiş oldum. Öldürme planı yaparken en iyi yolun zehirleyerek öldürmek olduğuna karar verdim…”
Süte fare zehri katmış…
“Daha sonra Güney Kıbrıs’taki komşumdan fare zehri aldım. Olay günü bende kalan oğlumu eşime geri götürmek bahanesi ile eve gittim. Oğlumla gittiğim için beni eve aldı. Akşam geç saatlerde oğlum yatmaya gidince bizde baş başa kaldık. Konuşmaya başladık, sabaha karşı saat 04.00 sıralarında telefonu çaldı. Açmadı ve hemen kapattı. Kimin aradığını sordum ancak cevap vermedi ve bana kızdı. Başının ağrıdığını söyleyince ben de , “ Panadol hapı ezip sütle karıştırayım iç, bir şeyin kalmaz ” dedim. Bardağa fare zehri, ezilmiş hap ve süt koyarak karıştırdım. Eşime verdim ve hepsini içti…”
“Yakalanmayacağımı düşündüm…”
“Kısa bir süre sonra ağzından köpükler çıkmaya başladı. Yere düşünce, oğlum uyanmasın diye başına yastık bastırdım öldükten sonra telefonlarını da aldım. Sabah olunca Rum tarafına götürmek için oğlumu uyandırdım. Annesini sordu ben de ‘işi vardı gitti’ dedim. Oğlumu alıp Güney’e kaçtım. Olayın üzerinden yıllar geçince artık yakalanmayacağımı düşündüğüm için Akıncılar bölgesinden kaçak olarak KKTC’ye giriş yaptığım esnada yakalandım. Amacım çocuklarımı alıp İngiltere’ye gitmekti…”
Sanığın ifadesini okuyan Aslan Coşkun daha sonra cinayet ile ilgili kanıtları mahkemeye sundu. Emarelerin sunulmasının ardından Başmüfettiş Aslan Çokun’un ifadesine kaldığı yerden devam etmesi, için duruşma bugüne tarihine ertelendi.