Müzakereler kapsamında henüz görüşülmemiş olmasına karşın güvenlik ve garantiler konusunda çetin pazarlıkların yaşanacağı belirtiliyor.
Fileleftheros gazetesi “Garantiler İçin Perde Gerisi... ‘Uzlaşı Yolu’ İçin NATO” başlığıyla manşete çektiği haberde, Kıbrıs sorunuyla ilgilnenen güçlerin, perde gerisinde NATO garantisiyle ilgili nabız yokladıklarını yazdı.
Haberde, uzlaşıldığı üzere prosedürün sonunda, garantilerle birlikte ele alınacak güvenlik konusuyla ilgili şimdiden çalışma yapıldığı belirtilerek, tepki ölçmek ve görüş ortaya koymak maksatlı bazı gayrı-resmi görüşmelerin gerçekleştirilmekte olduğu kaydedildi.
Yabancı diplomatların Fileleftheros’a güvenliğin mülkiyetle birlikte müzakerelerdeki en zor konular addedildiğini söylediğine işaret eden gazete özetle şunları aktardı:
“Güvenlik/garantiler konusunun pazarlığın (al-ver) ilk sıralarına konulması gerektiği görüşü de var. Bu görüşte olanlar, güvenlik ve garantiler sisteminin idame ettirilip ettirilmemesi konusunda varılacak sonucun, eşdeğerde karşılığı olması gerektiğini savunuyorlar.
İlk genel içerik görüşmesi temelinde, Kıbrıs Türk tarafının garanti sistemini idame ettirmek istediği ancak bazı değişiklikler yapılması ihtimalini de açık bıraktığı anlaşılıyor. Güvenlik konusunu garantilerin idamesine bağladıkları açıktır. Ankara, garantörlük haklarından feragat etmeyeceğini açıkça ortaya koydu. Kıbrıs Türk tarafı da bunu, yeni prosedürün başından beridir söylüyor.
Rum tarafı garantileri içerecek bir anlaşmayı kabul etmesinin söz konusu olmadığında ısrar ediyor. Bunu, kırmızıçizgi addediyor. Lefkoşa bu konuda AB’ye ve diğer iki garantör güce, Yunanistan ve İngiltere’ye dayanıyor, yatırım yapıyor.
Yunanistan, garantör olmak istemediğini, hatta modası geçmiş gördüğünü açıkladı. İngiltere ise sadece üslerle ilgili bir anlaşma aracılığıyla Ada’daki varlığını ilanihaye sürdürmek istiyor.
Perde gerisinde müdahiller tarafından şu senaryolar geliştiriliyor ve tartışılıyor:
-Türk tarafınca hazırlanan iki senaryodan biri, sadece Kıbrıs Türk oluşturucu devletçiğine garanti sağlanmasıdır. Diğer bir fikir de Ada’daki Türk askeri varlığının -bütün müdahale haklarıyla birlikte- bir sona eriş tarihi olması, geçiş dönemi için olması ve bunun için takvim belirlenmesidir.
-Yine, NATO’nun Ada’ya yerleşmesi ve Türk askeri kuvvetlerinin NATO’nun şemsiyesi altına sokulması yönündedir.
-Üçüncü taraflar NATO’yu, üç garantör güç aracılığıyla müdahil etmek istiyor.
-Elbette Lefkoşa’nın, Avrupa Birliği’nin ve/veya Güvenlik Konseyi’nin korum kalkanı alınarak garantilerin tamamen tasfiye edilmesi tezi de var. Bu, üçüncü taraflarca desteklenen bir tezdir.
-Ada’da NATO varlığını içeren formüller, Kıbrıs sorununun ana oyuncularının göz ardı etmediği bir dezavantajı daha var: Anlaşmaya varıldıktan sonra referanduma sunulacak plana evet diyecekler, yanlarında AKEL’i bulamayacaklar.