Koalisyon hükümetinin küçük ortağı Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Parti Meclisi’nin dünkü toplantısından sonra yaptığı açıklamada ‘su krizini sonlandırması için’ Başbakan Ömer Kalyoncu’ya Çarşamba gününe kadar süre verdiklerini söyledi. Özgürgün; krizin sonlandırılmaması halinde yeni bir değerlendirme yapacaklarını belirterek, hükümetten çekilmenin sinyallerini verdi.
Başbakan Ömer Kalyoncu ise başından beri sorunu çözmek için çalıştıklarını söylerek, Türkiye ile su konusundaki anlaşmazlık noktasına açıklık getirdi. Kalyoncu “biz alım garantisi verdiğimiz suyun uygun bir fiyata sisteme gönüllü olarak katılmayacak olan belediyelere de verilmesinden yanayız” dedi.
Devlet ciddiyetini göster
UBP Parti Meclisi’nin dün yaklaşık 2.5 saat süren bir toplantısından sonra alınan kararı, Genel Başkan Hüseyin Özgürgün açıkladı. Karar şöyle:
“Anavatan Türkiye’den gelen su konusunda bugüne kadar sürdürülen gereksiz ve anlamsız tartışmaların, tarihi ve adanın geleceğinde hayati öneme haiz bu projenin, amacını aşan mecralara taşınmasına ve ülkede yaratılan yapay krizin boyutlarının derinleşmesine hizmet ettiği gerçeğinden hareketle Başbakan Sayın Ömer Kalyoncu’yu en geç çarşamba (24/02/16) gününe kadar su krizini sonlandırmaya ya da devlet ciddiyetinin gereğini yapmaya çağırır.
Bu bağlamda, ülkeye, halka hizmet temelinde kurulan reform hükümetinin, özellikle su konusundaki anlamsız tavrının ve buna bağlı ülkede yarattığı yapay krizin kabul edilemez seyirler aldığı gerçeğinden hareketle UBP Genel Başkanı’nın UBP’nin hükümetteki görevini yeniden değerlendirmesine ve gerekli gördüğü adımları atması konusunda tam yetkilendirilmesine karar verir.”
Yapay bir kriz
Kararı okuduktan sonra değerlendirme yapan Özgürgün, su konusunda anlamsız ve yapay bir kriz yaşandığını, bunun kabul edilemez seyirler aldığını, Anavatan Türkiye ile ilişkileri etkileme noktasına geldiğini söyledi.
CTP Parti Meclisi kararına saygılı olduklarını fakat Başbakan Klayoncu’nun söz konusu parti meclisi kararı nedeniyle kendi hükümetinde almış olduğu kararı imzalayamaz duruma geldiğini söyleyen Özgürgün, hükümetlerin yönetiminin Başbakan ve bakanların yetkisinde, ülke sorunlarının da hükümette çözülecek sorunlar olduğunu söyledi.
UBP’nin bir an önce krizden çıkılmasını istediğini, krizi çözecek kişinin de Başbakan olduğunu söyleyen Özgürgün, çarşamba gününe kadar çözemezse o gün de gereğini yapması gerektiğini söyledi.
Parti Meclisi’nden tam yetki istediğini ve çarşamba gününden sonraki gelişmeler için bu yetkiyi kullanacağını söyleyen Özgürgün, su krizinin en erken zamanda halkın yararına çözümünü beklediklerini fakat bu olmazsa arkasından bir adım atılması noktasında olmadıklarını belirtti. Özgürgün, şu an hükümetin devam ettiğini, fakat suyun artık halkın da sabrını taşırır noktaya geldiğini ifade etti.
Sorunun çözülmemesi ve devam etmesi halinde o zaman düşünmeye başlayabileceklerini kaydeden Özgürgün, öncelikli hedefin krizin çözülmesi olduğunu, 3-4 ay önce de aynı sorunun bulunduğunu ve “bir parti meclisi kararının hükümet işlerine karıştırılmaması gerektiğini” o zamanlar da belirttiklerini ifade etti.
Özgürgün, gündemin artık farklı mecralara çekildiğine ve boyutunun değişmekte olduğunu ifade ederek, Başbakan’ın Türkiye’yle istişareler için bakanlarını gönderen, hatta metni de Türkiye’ye önceden gönderen kişi olduğunu ifade ederek, kriz çözülüp anlaşma metni imzalanacaksa UBP için içeriğin ikinci planda olacağını ekledi.
Kalyoncu’dan jet yanıt
Başbakan Ömer Kalyoncu, UBP Parti meclis kararını ve bu çerçevede Genel Başkan Hüseyin Özgürgün’ün açıklamalarının ardından BRT’ye değerlendirmede bulundu.
Kalyoncu sürecin başından beri sorunu çözmek için uğraştıklarını ifade etti. Kalyoncu sorunun sisteme katılmayacak belediyelerin su alımı konusunda yaşandığını ifade etti.
Sisteme katılacak belediyelerin Türkiye’den gelecek suyu kullanacağını, katılmayacakların ise mevcut suyu kullanacağını anlatan Başbakan, “biz alım garantisi verdiğimiz suyun uygun bir fiyata sisteme gönüllü olarak katılmayacak olan belediyelere de verilmesinden yanayız. Anlaşmazlık noktası budur. Bizim kabul edemeyeceğimiz nokta budur. Bunun değişmesi için uğraşıyoruz” dedi.