Anneannemin evine gelir gelmez kendimizi dışarı atıp Çağlayan Parkı'nın sarı taştan dik yokuşundan bazen koşarak bazen düşerek inerdik, eğer mevsimiyse, elimizdeki kavanozla tam ortasındaki süs havuzundan iribaş yakalamaya çalışırdık, ayakkabılarımızı çıkarıp paçalarımızı yukarı katlayıp havuza girdiğimizde havuzun tabanı yosunlu olduğundan düşüp ıslanıp dayak yediğimiz zamanlarda olurdu...
Zaman zaman da yüksek bir platform üzerindeki kafesin içindeki bize kocaman görünen tavus kuşlarını nasıl sinir edip kanatlarını açtırabiliriz diye kafesin tellerine dalları sürerek ses çıkarmaya çalışırdık...
Ama en önemlisi bayram günleriydi, koşa koşa kah çarpışan arabalarda kah uçaklarda sıra tutmaya çalışırdık, yol boyu kurulan tüm oyun çadırlarına dikkatle bakar en az parayı harcayarak ne kazanabiliriz diye düşünürdük...
Bütün derdimiz buydu...
Keşke hepimiz çocuk saflığında olabilseydik şimdide...
Çağlayan bahçesi ve tavuz kuşları
Çağlayan bahçesi ve tavuz kuşları
Diyalog Gazetesi Diyalog Gazetesi
KIBRIS
Gülşah Sanver Manavoğlu - yorum
Paylaş: