Diyalog Gazetesi

Buna ne yapmalı?

KIBRIS

Şükran Sadrazam’ın ‘zehirlenerek’ ve ‘boğularak’ öldürüldüğü 3 yıl sonra ortaya çıktı, dün güneyden, kuzeye geçerken tutuklanan eşi Çetin Sadrazam işlediği cinayeti itiraf etti

Lefkoşa’nın Taşkınköy bölgesinde 13 Nisan 2011’de yatak odasında cansız bedeni bulunan Şükran Sadrazam’la (K-39) ilgili otopsi sonucu ancak 3 yıl sonra ortaya çıktı ve genç kadının hem zehirlenerek, hem de boğularak öldürüldüğü anlaşıldı.

Gerçeğin ortaya çıkmasının hemen ardından, Şükran Tekin Sadrazam’ın Güney Kıbrıs’ta yaşayan eşi Çetin Sadrazam’ı (E-46) tutuklamak için tüm sınır kapılarında önlemler alan ve Akıncılar bölgesinde 20 gün süreyle pusuya yatan polis dün nihayet başarıya ulaştı. Sadrazam, kıskıvrak yakalandıktan sonra işlediği cinayeti tüm ayrıntılarıyla polise anlatttı.

 

3 yıldır Güney’de yaşıyordu Zanlı Çetin Sadrazam dün geniş güvenlik önlemleri altında dün mahkemeye çıkarıldı.

Duruşmada zanlının 13 Nisan 2011 tarihinde meydana gelen taammüden adam öldürme suçunu işlediği belirtildi. Polis, zanlının Şükran Tekin’i öldürdükten sonra Güney Kıbrıs’a kaçtığını ve 3 yıldır orada yaşadığını belirtti.

Zanlının zaman zaman kaçak yollardan KKTC’ye gelip gittiğini ve Şubat ayında yeniden kaçak olarak geleceğine dair duyum aldıklarını kaydeden polis, Akıncılar köyü mezarlık bölgesinde 20 gündür pusuya yattıklarını söyledi. Polis, günler süren bekleyişten sonra zanlının dün sabah aynı bölgeden ülkeye giriş yapmaya çalışırken suçüstü yakalandığını açıkladı.

Gözaltına alınan zanlıdan ifade aldıklarını belirten polis, zanlının işlediği suçu detaylı olarak anlattığını kaydetti. Suçla bağlantılı daha önce belirlenen bazı isimler olduğunu ve ifade alacaklarını belirten polis, zanlının serbest kalması halinde tanıklara etki edebileceğini söyledi. Polis, soruşturmanın devam ettiğini belirterek zanlının ilk etapta bir gün süre ile tutuklu kalmasını talep etti.

 

“Teslim olmaya hazırım” demişti

Lefkoşa Kaza Mahkemesi, yürütülen soruşturma aşamasında zanlının bir gün süre ile tutuklu kalmasına karar verirken, dün söz hakkı verilen zanlı suskun kalmayı tercih etti.

Zanlı Çetin Sadrazam, cinayetin işlendiği günlerde telefonla bir gazeteyi aramış ve aynen şunları söylemişti:

“Eşimin ölümüyle ilgili beni suçluyorlatr. Olayla ilgili herhangi bir ipucu bulurlarsa gelip KKTC polisine teslim olmaya hazırım.”

Sadrazam, yine o gün yaptığı açıklamada kendini şu sözlerle savunmuştu:

“2003 yılından beri eşim ve çocuklarımızla birlikte güneyde yaşıyorduk. Eşim Şükran ocak ayında haber vermeden kuzeye geçti. Ona bir türlü ulaşamadım. Telefonlarıma ne şükran ne de ailesi cevap veriyordu. Ben de oğlumla birlikte KKTC’ye geçerek belki faydası olur diye onunla görüştüm. Sabaha yakın 04.30’da telefonun sesiyle uyandım. ‘Aerayan kimdi’ diye sorduğumda ‘alarm çaldı’ dedi. Sonra da ‘Baran’ı da al buradan git’ diye çığlık atmaya başladı, neye uğradığımızı şaşırdım. Oğlumu uyandırıp giydirdim, o yatağından dahi kalkmadı. Basamaklardan inerken bana seslendi ‘gelin size son bir kez sarılayım’dedi. Sıkıca sarıldı ve beni öptü. Baran’ı da kucağına aldı. Saat 04.45 gibi oradan ayrılıp yine güneye geçtik. Baldızım beni aradı, ablam yanında mı diye sordu. Güneyde olduğumu söyledim. Sonra da ölüm haberini aldık.”

 

Ucuz kahramanlık yaptı

Cinayetin işlendiği günlerde böyle konuşan ve güneyde yaşamaya devam eden Çetin Sadrazam’ın

3 yıl sonra gerçekleri itiraf etmesi herkesi şok etti. Polisin, olayla bağlantılı diğer kişileri ortaya çıkarmasının an meselesi olduğu bildirildi.

Yorumlar (1)

birisi 11 Yıl Önce

bence adam öldürmeninde aldatmanında cezası idam olmalı

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.