Zorkun TAŞER
Limasol Türk Kooperatif Bankası’nın, Lefkoşa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan şubesinde, 12 Şubat tarihinde meydana gelen silahlı soygun olayı ile ilgili tutuklanan zanlı Hasan Demiri hakkındaki polis soruşturması tamamlandı. Mahkeme kararı ile 8 gün soruşturma amaçlı polis gözetiminde tutulan zanlı dün teminat talebi ile Lefkoşa’da duruşmaya çıkarıldı. Soygun ile ilgili soruşturmayı yapan polis, duruşmada zanlıyı suça bağlayacak olguları mahkemeye aktararak teminat talep etti. Polis aktardığı olgulara göre soruşturma sonucu zanlı hakkında şu bulgulara varıldı: Olayın 400 metre ilerisinde bulunan gri renkli erkek kazağının zanlıya ait olduğu öne sürüldü. Polisin, zanlının kız arkadaşından aldığı ifadede bu iddiasını doğruladığı, kız arkadaşının kazağın zanlıya ait olduğuna dair ifade verdiği belirtildi. Ayrıca suçla bağlantılı aranan şahıs ilan edilen Baran Sağıroğlu ile Mustafa Yumuşak’ın olaydan hemen sonra Ercan Havalimanı’ndan çıkış yaptıkları, zanlı Demiri’nin ise yurt dışına kaçmaya teşebbüs ettiği ancak başarılı olamadığı ifade edildi.
Sahte Tuz Ot’la da bağlantısı vardı…
Öte yandan olaydan sonra soygun zanlıların kaçmakta kullandığı beyaz renk Hyundai aracın Baran Sağıroğulları’na ait olduğu, bazı zamanlar zanlı Demiri’nin de aracı kullandığı ve olay günü hem gidişte hem de gelişte aracın soygun mahalline gittiğine dair kamera görüntüleri olduğu belirtildi. Yapılan soruşturma sonucu zanlı Demiri’nin telefon konuşma dökümlerinin incelendiği, zanlının olay yerinde olduğuna dair tespit yapıldığı açıklandı. Polis, banka müdürü, soygun esnasında parayı veren veznedar ve olay esnasında bankada olan bir müşterinin zanlıyı tanıdığını belirterek,
Zanlı hakkındaki soruşturmayı yürüten polis, zanlının 2012 yılında da sahte Tuz Ot meselesinden dolayı teminata bağlanarak serbest bırakıldığını, TC vatandaşı zanlının teminata bağlanmasını talep etti.
Savunma, ‘yeterli kanıt yok’ dedi
Polisin aktardığı iddialara itiraz eden savunma, zanlının suçla bağlantısı olduğuna dair yeterli kanıt sunulamadığını, soygun gibi ciddi bir suçta bir şahsın teminata bağlanması için ciddi kanıtlar olması gerektiğini ifade ederek, zanlının tutuksuz yargılanmak üzere teminata bağlanmasını talep etti.
Mahkeme, savunma ve iddia makamının aktardığı olguları değerlendirdikten sonra, zanlının itham edildiği suçun ağır ve son zamanlarda yaygınlaşan bir suç haline geldiğini, zanlının TC uyruklu olduğunu, başka bir suçtan teminat altında olduğunu ve ilk etapta suçla bağlantılı olduğuna dair yeterli kanıt olduğuna değindi. Mahkeme zanlının tutuklu yargılanmasına ve bu amaçla 30 gün süre ile cezaevine gönderilmesine karar verdi.