Lenia Nikolau isimli Rum, Metahan kara sınır kapısının hemen karşısında bulunan eski evini tamir edip burada oturmak istiyor. Ancak Rum makamlarının bürokratik engeller çıkararak buna izin vermediğini anlatan Nikolau “benimle ortak toplantı yaparak, karar vermelerini istiyorum”dedi.
Fileleftheros gazetesi “Ara Bölgedeki Evinde Yaşamak İstiyor” başlıklı haberinde, Nikolau’nun eski evinin Metehan karşısındaki Rum sınır kontrol noktasının hemen yanında bulunan ve yüzde 30’u Ara Bölge’de, yüzde 70’i de Güney Kıbrıs sınırları içerisinde olan evinde yaşamak istediğini yazdı.
Gazeteye göre, Çatra 1 bölgesinde (Parsel 410) bulunan evinin hemen yanına Rum polisinin daimi kontrol noktası kurması nedeniyle Nikolau bundan iki buçuk yıl önce, evini tamir ettirip burada oturmaya karar verdi. Evinin yüzde 70’i Rum tarafında, yüzde 30’u da Ara Bölge’de kaldığından, BM Barış Gücü ile temasa geçti. Barış Gücü kendisinden, evinin sadece arka değil, KKTC’ye bakan ön girişinden de, yani Barış Gücü tarafından kullanılan yoldan da erişim (Rum makamlarından) izni almasını istedi.
Gazete, Nikolau’nun Rum Maliye ve Dışişleri, Savunma bakanlıkları, Kaymakamlık ve Ay. Demet Belediyesi arasında mekik dokumaya başladığını, gönderdiği dilekçe ve mektuplara, Ay. Demet Belediyesi dışında hiçbir merciden cevap alamadığını yazdı. Nikolau’nun, başvurduğu bütün Rum mercilerinin kendisinin de katılacağı ortak bir toplantı yaparak karar vermesini istediğine işaret eden gazete, Ay. Demet Belediye Başkanı Kostas Petru’nun Nikolau’nun meselesiyle ilgili bu gazeteye yaptığı açıklamaya da yer verdi.
Petru: Toplantı talep etsin
Gazeteye göre Petru, Nikolau bütün mercilerin katılacağı bir toplantı talep ederse bunu yerine getireceğini çünkü Ara Bölge’nin ancak bu şekilde canlandırılabileceğini söyledi, özetle şunları ekledi:
“Benzer bir sorunu şu anda snack bar olarak işletilen ve bahse konu evin hemen yanındaki bir garaj konusunda da yaşamıştık. O da Ara Bölge’deydi ancak mal sahibi binayı Ara Bölge’den çıkarmayı başardı. Yine yan arsayı da Ara Bölge’den çıkarmayı başardık. Şimdi Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla başka bir toprak parçasını daha kurtarmaya ve ‘UNFICYP’ adını vereceğimiz bir park haline getirmeye çalışıyoruz.”