Diyalog Gazetesi

Böyle devam edemez

KIBRIS

Ticaret Odası Başkanı Deniz, siyasi hayata egemen olan popülizmin, pandemi koşullarında bile terk edilmediğine dikkat çekti

Filiz SEYİS 
Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın (KTTO) 58. Olağan Genel Kurulu, Oda merkez binasındaki Mustafa Çağatay Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Covid-19 salgın önlemlerine uygun olarak dün saat 10.00’da başlayan Genel Kurul, açılış ve saygı duruşunun ardından Başkanlık Divanı’nın oluşturulmasıyla devam etti. Divan Başkanlığına Atay Cafer Ürel, Divan Başkan Yardımcılığına Pınar Başman Süren ve Divan sekreterliklerine de Nilay Onbaşı Üresin ve Sonay Özmen getirildi.
Başkanlık Divanı’nın oluşumunun ardından, KTTO Başkanı Turgay Deniz Genel Kurula hitap etti. Oda Başkanı’nın konuşmasının ardından ise önceden video olarak kaydedilen protokol konuşmaları gösterildi. Protokol konuşmaları kapsamında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan H. Ersan Saner, Ana Muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, Maliye Bakanı Dursun Oğuz, Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay ve Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit’in konuşmaları Genel Kurula izletildi.

Deniz: Amaçları kamu sektörünü yaşatmak
KTTO Başkanı Turgay Deniz Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, salgının aşılamanın başlamasıyla şekil değiştiğini ancak sona ermediğini anlattı.
Deniz konuşmasına şöyle devam etti:
“Mart 2020’den beri yaşamakta olduğumuz koşullar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yapısal sorunlarını yeniden ve acımasız bir şekilde gözler önüne sermiştir. KKTC’de egemen olan kamu ağırlıklı yapı, salgının etkisi ile çok zor günler geçiren özel sektör çalışanlarını ve işletmeleri korumakta çok ama çok yetersiz kalmıştır. Siyasi hayata egemen olan popülizm, bu zor koşullarda bile terk edilmemiş, siyasilerin gündeminde sadece ve sadece kamu görevlilerinin maaş ve özlük haklarını ödeme olmuştur. Bu süreçte yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimleri, kurultay ve hükümet değişimleri de bu süreci salgın yokmuş gibi körüklemiş, KKTC’nin özel sektörden kaynak çekerek kamu sektörünü yaşatmak üzerine kurulu bir yapı olduğunu hepimizin gözlerine sokarcasına bir kez daha göstermiştir.”

“Hükümete sürekli öneri sunduk”
Deniz, salgının başlamasından bu yana geçen 18 aylık süre içinde Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın salgından etkilenen sektörlerin, bu sektörlerde çalışan emekçilerin ve bu sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin korunması için çalıştığını ve çalışmaya devam ettiğini kaydederek, Oda’nın salgın sürecindeki önceliğinin çalışanların ve özel sektör işletmelerinin korunması olduğunu belirtti.
Bu ilke ile yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi veren Deniz, değişen salgın koşullarına göre öneriler geliştirerek hükümete yön vermeye çalıştıklarını da aktardı. 
Pandemi ile mücadelede düzenlenen kampanyalarla devlet neye ihtiyaç hissediyorsa o ihtiyaçların temini için katkıda bulunmaya çalıştıklarını da vurgulayan Deniz, test kitleri, cihazlar ve devlet okullarının uzaktan eğitim yapabilmesine destek olmak amacıyla tablet alımlarının bunlardan sadece bazıları olduğunu belirtti.

“Ciddi bir reform sürecine girmemiz gerekiyor”
Deniz, aşılama için de yoğun gayretler sarf ettiklerini söyleyerek, aşılama oranının halen yeterli seviyeye ulaşamamış olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Deniz ayrıca, PCR ve antijen testlerinin ücretli olmasına ilişkin alınan kararı eleştirdi.
Deniz sözlerini şöyle tamamladı:
“KKTC devletinin zayıflıklarının ortadan kaldırılması için ciddi bir reform sürecine girmemiz gerekiyor. Kıbrıs Türk Ticaret Odası, yıllardan beri bu ihtiyacı dile getirmektedir. Salgın ortamında bu sorunu gündeme getirmek ne kadar mümkündür bilemiyorum ama şimdi değilse bile salgının etkilerini atlatır atlatmaz bu sorunla ilgilenmek sadece bizim değil, bütün toplumsal güçlerin önceliği olmak zorundadır. Odamız bütünlüklü bir ekonomik anlayışla 3 yıllık Orta Vadeli bir Program hazırlamaktadır ve en kısa sürede bunu kamuoyu ile paylaşacaktır. 
Bütün bu faaliyetleri iş hayatlarından veya özel yaşamlarından fedakarlık yaparak sürdüren arkadaşlarımıza, yönetim kurulu, oda meclisi ve komitelerde görev alan üyelerimize, bize profesyonel destek sağlarken fedakarca ve çoğu zaman mesai kavramına bağlı kalmadan çalışan oda personelimize huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum.”
Oda Başkanı’nın konuşmasının ardından önceden kaydedilen protokol konuşmaları gösterildi. 

Tatar: Esas olan devletin güçlenmesi
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın Genel Kurulu’na hitabında, pandemi koşullarında hem ekonominin hem maliyenin ayakta durabilmesi için yürütülen temas ve çalışmalara değindi ve “Şu anda umutla geleceğe bakabiliyorsak sizlerin de bu başarıda büyük payı vardır” diyerek Ticaret Odası’nı kutladı. 
Önümüzdeki dönemde pandemi koşullarının hafiflemesi ve aşılanma faaliyetlerinin artması ile salgın sürecinin geride bırakılarak KKTC’nin ekonomisinin büyümesini dileyen Tatar, “Çünkü esas olan Devletin güçlenmesi” dedi.

Saner: Hizmetleri takdirle karşılıyorum
Başbakan Ersan Saner, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın uluslararası tanınmış örgütlerin başında geldiğine işaret ederek, Oda’nın Kıbrıs Türk halkına bugüne kadar verdiği hizmetleri takdirle karşıladığını belirtti.

Erhürman: Aynı şeyleri yaparak ayakta duramayız
Ana Muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman sözlerine, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın 58’inci Genel Kurulu’nun hayırlı olmasını dileyerek başladı.
Pandemi döneminde yaşanan gelişmelerle birlikte, zaten arzu edilen noktada olmayan ülke ekonomisinin ciddi hasar gördüğünü ifade eden Erhürman, “Bugüne kadar her ne yaptıysak, artık şunu bilmek zorundayız ki aynılarını yaparak kendi ayaklarımız üzerinde durmamız mümkün değil. Artık yeni şeyler söylememiz, yeni şeyler yapmamız gerekiyor ve bunları da sadece siyasetle yapmamız mümkün değil. Kıbrıs Türk halkı kurumlarıyla, kuruluşlarıyla, siyasi yapısıyla, sivil toplum örgütleriyle ve Ticaret Odası gibi meslek kuruluşlarıyla, hep birlikte bu yeni sözleri üretmek zorunda, yeni bir ülkeyi kurmak zorunda…” şeklinde konuştu.

Arıklı: Bu dönemde birlik olmalıyız
Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı da “Toplumun belli bir kesimi pandemi döneminde yaşadığını düşünmeden, eskiden olduğu gibi, bütün kazanılmış haklarını koruma konusunda kararlı ve bu konuda da hem hükümete hem de diğer yetkili kurullara anayasal haklarını kullanarak baskılar yapıyorlar. Oysa bu dönem birlik beraberlik içerisinde, toplumun bütün kesimlerinin iş birliği ve fedakarlık yapmasıyla atlatılabilecek bir dönem” dedi.

Oğuz: Hedefimiz sektörlerin canlanması
Maliye Bakanı Dursun Oğuz konuşmasında, Covid-19 pandemisi ile mücadele ederken ekonomiyi de ayakta tutmayı ve sektörlerin canlanmasını sağlamayı hedeflediklerini aktardı. Oğuz, “Ülkemiz ve dünya Kovid-19’a bağlı olarak ekonomik anlamda da zor günler geçirmekte. Biz de hükümet olarak elimizdeki imkanlar çerçevesinde ekonomik anlamda bazı tedbirler aldık, almaya da devam ediyoruz. Bu tedbirleri alırken sivil toplum örgütleriyle beraber neler yapılabileceği ve ekonominin önünün nasıl açılabileceği ile ilgili görüş alışverişinde bulunmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Kovid-19 ile mücadele için en büyük silahın aşı olduğunu vurgulayan Oğuz, “Aşılanmayı teşvik etmek zorundayız. Ülkenin açık kalması, ekonominin canlanması için hükümet olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Özersay: Birlikte çalışmak son derece önemli
HP Genel Başkanı Kudret Özersay da tüm dünyada ekonomik sıkıntıların olduğu bir dönem yaşandığını belirterek, “Böyle bir dönemde öngörülebilirliği artırabilmek için ekonominin en önemli paydaşları ile birlikte, planlı bir şekilde çalışmak son derece önemli” dedi.
Bu bağlamda, ekonominin en önemli paydaşlarından olan Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın çok önemli bir misyonu olduğunu ifade eden Özersay, Halkın Partisi olarak Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nı önemsediklerini vurguladı.

Özyiğit: Ortak akıl devreye sokulmalı
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, ülkede yaşanan sıkıntılara değinerek, devleti yönetenlerin organize ve koordine edecek güce sahip olması gerektiğini ancak hükümette bunu becerme yetisini göremediklerini vurguladı.
Hükümetin “kaynak yoktur” gerekçesiyle süreçleri sekteye uğrattığını savunan Özyiğit, “Oysa hükümete ilk günden beridir, sürekli olarak nasıl kaynak yaratılabileceğini, hiçbir makam veya mevki beklemeden önerdik. Ama hükümet edenler bütün önerilerimizi görmezden geliyor. Devlet böyle yönetilmez. Bir an önce hükümet edenler kendilerine gelmeli, ortak aklı devreye sokmalı ve hep birlikte bu ülkenin geleceğini şekillendirecek etmenleri bularak adımlar atmalıyız” ifadelerini kullandı. 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.