Diyalog Gazetesi

Bir şey mi saklanıyor?

KIBRIS

Meclis’te söz alan muhalefet temsilcileri, Türkiye-KKTC 2021 Yılı İktisadi Ve Mali İşbirliği Anlaşması hakkında bilgi verilmediğini savundu

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu dün Önder Sennaroğlu başkanlığında toplandı.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda ilk olarak Başkanlığı Genel Kurul’a sunuşlarına yer verildi. Türkiye-KKTC 2021 Yılı İktisadi Ve Mali İşbirliği Anlaşması Genel Kurul’un bilgisine sunuldu. 
Tezkereyle ilgili ilk sözü TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit aldı. Özyiğit konuşmasına Başbakan’a geçmiş olsun dileyerek başladı. 
Tüm ısrarlarına rağmen anlaşmanın Meclis’in gündemine getirilmediğini söyleyen Özyiğit, Başbakan Yardımcısı Ekonomi ve Enerji Bakanı’nın da konuyla ilgili sorulara kendisinin de haberinin olmadığını söylediğini savundu.
“Nereye imza attıklarını görmeden imza atıyorlar, bu toplumu da töhmet altında bırakıyorlar” diyen Özyiğit, “toplumun üretimden koparılarak dış yardıma muhtaç bir hale getirildiğini” söyledi. 
İç meselelerin protokollerde yer almaması gerektiğini dile getiren Özyiğit, protokolün yasallaşmasına ve uygulanmasına karşı her türlü mücadeleyi vereceklerini belirtti.

Erhürman: Taahhütler hukuka uygun değil
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman da geçen toplantıda imzalanan uluslararası anlaşmayla ilgili detaylı şekilde görüşlerini dile getirdiklerini kaydetti.
Erhürman Başbakan Saner’e geçmiş olsun dileklerini de ifade etti.
Anlaşmada ek mesailerle ilgili verilen taahhütlere değinen Erhürman, konuyla ilgili hukuka uygun olmayan noktalar olduğunu dile getirdi. 
Ek mesailerin en çok olduğu yerlerde vardiya usulüne geçilebilmesi için ek istihdamın daha önce gündeme geldiğini anımsatan Erhürman, ek mesai sorununu çözmek için vardiya usulüne geçilmesine karar verilir ve ek istihdama gidilirse, ancak bunun reform olarak tanımlanabileceğini, çünkü reform ödeneğine ihtiyaç olacağını anlattı. 
Öte yandan ek mesai ödeneklerinin aşağıya çekilmesinin gündeme getirildiğini anlatan Erhürman, “Bu durumda ek mesaiye kalmak isteyen insan bulunacak mı?” diye sordu. 
KKTC’nin toplu iş sözleşmelerini değişme taahhüdünde de bulunduğunu söyleyen Erhürman bunun nasıl taahhüt edilebileceğini, karşı tarafın ikna edileceğine dair bir taahhüdün nasıl verilebildiğini sordu. 
Anlaşmada “elektrik doğal gaz enterkonneksiyon projesine” kaynak ayrıldığını söyleyen Erhürman bununla ne anlatılmak istendiğini sordu. 

Özersay: Neyin sözünü verdiniz?
HP Genel Başkanı Kudret Özersay da anlaşmayla ilgili daha önce sordukları soruları anımsattı, “neyin sözünü verdiniz” diye sorduklarını ancak sorularına yanıt alamadıklarını ifade etti. 
Hükümete “Yerine getiremeyecek gibi göründüğünüz taahhütlere imza atmış gibi görünüyorsunuz” diyerek “Bu sözlerin anlamını ve kapsamını bilmiyorsanız büyük bir sorunla karşı karşıyayız demektir” ifadelerini kullandı. 
Özersay her durumda yazılı olarak verdikleri sorulara yazılı dahi olsa yanıt beklediklerini kaydetti, hükümetin bu soruların izahını vermekle yükümlü olduğunu dile getirdi. 

Arıklı: Geçmişte protokoller nasıl imzalandı?
Başbakan Yardımcısı Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı da kürsüye çıkarak Başbakan Saner’in geçirdiği rahatsızlık nedeniyle Genel Kurul’a gelerek sorulara yanıt veremediğini söyledi, geçmiş olsun dileklerini ifade etti.
“Geçmişteki ekonomik protokollerin nasıl imzalandığı malum. Sanki yeni bir şey yapılmış gibi kürsüye çıkmanız manidar” diyen Arıklı, geçmişte protokoller imzalanmadan önce Meclis’e gelmiş, uzun tartışmalar olmuş ve fikir birliği içinde gidilmiş imzalanmış gibi konuşmalar yapıldığını kaydetti.
20 yıllık imzalanan ama gereği yerine getirilmeyen ekonomik protokol geçmişi olduğunu dile getiren Arıklı, “Türkiye şu reformları yapın dediği için suçlu mu? Biz kendi iç dinamiklerimizle bu reformları yapabildik mi?” diye sordu.
“Dünyanın her yerinde bu gibi reformların dışardan baskıyla yapıldığını” ifade eden Arıklı, Güney Kıbrıs’ın AB baskısıyla yaptığı reformlara işaret etti. 
KKTC’de istikrar eksikliği olduğu için bu reformların yerine getirilemediğini kaydeden Arıklı, ortalama ömrü 14 ay olan hükümetlerin yapısal reform yapmasını beklenemeyeceğini anlattı. 
Muhalefetin destek vermemesi halinde reformların yerine getirilmesinin zor olduğunu dile getiren Arıklı’nın sözleri üzerine Meclis’te sözlü tartışma yaşandı. 

Oğuz: Ek mesai emeğin karşılığı…
Maliye Bakanı Dursun Oğuz da kürsüye çıkarak ek mesailer konusunda çalışmalar yapıldığına işaret ederek, ek mesainin emek karşılığı verildiğini dile getirdi. 
Ek mesailere ödenen rakamların yıldan yıla arttığına işaret eden Oğuz, ülkenin kaynaklarının kıt olduğunu, eldeki imkânları en verimli şekilde kullanmak gerektiğini belirtti. 
Oğuz, 6 aylık ödenmemiş ek mesai borcu olduğunu anlattı. Bakan Oğuz 1,500 TL’lerin zamanında verilmesinin önemli olduğunu, bunun hükümetin önceliklerinden olduğunu da kaydetti. 
Bakan Oğuz, bir soru üzerine ülkeye gelmesine izin verilen öğrencilerden belge istendiğini de anlattı.
Karantina otellerine ödenen rakamlar hakkında bir soru üzerine bilgi veren Bakan Oğuz, karantina otellerine 2020 yılında 104 milyon TL, 2021’de 16 milyon TL ödeme yapıldığını dile getirdi. 
Öğrencilerin karantina ücretlerine üniversitelerin destek vermesi konusunda bir soru üzerine Oğuz, bileklik takibine geçildiğinde bu masrafın da ortadan kalkacağını anlattı. 

Şahiner: Patates tarlada kalabilir
Daha sonra CTP Milletvekili Salahi Şahiner “Kıbrıs’ta üretimin son durumu ve Kıb-Tek” başlıklı konuşma yaptı”
Tarımda girdi maliyetlerinin yükseldiğini anlatan Şahiner, patatesin tarlada kalma riski olduğunu ifade etti.
2 bin ton patatesin tarlada kalması riski olduğunu dile getiren Şahiner hükümetin bu konuda ne gibi bir adım atacağını sordu.
Narenciye konusunda da atılması gereken adımlar olduğunu anlatan Şahiner, Lefke Belediyesi gibi bazı belediyelerin Türkiye’den gelen su kaynaklarından hiç yararlanmamasına rağmen su tüzüğü nedeniyle ek maliyetler üstlendiğini ifade etti. 
Kıb-Tek konusunda 2 hafta önce yaptığı konuşmaya işaret eden Şahiner, bunun üzerine ilgili bakanın özellikle sözleşmeyle ilgili verdiği sözler olduğunu ancak bu sözlerin tutulmadığını söyledi. 
Şartnamedeki bu maddelerle ilgili yönlendirmeyi kimlerin yaptığını soran Şahiner, TPIC konusunun gündeme geldiğini ancak önceki dönemde TPIC yüzünden çok büyük maliyetler ödendiğini söyledi. 
Şahiner sanki Kıb-Tek çalışanları vurguncuymuş gibi bir algı yaratıldığını, eğer bir vurgun varsa buna sebebiyet verenin siyasiler olduğunu, kurumun zarara uğratıldığını savundu.
Kıb-Tek’in özelleştirilmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını dile getiren Şahiner, elektrik fiyatlarını yükseltenin AKSA fiyatları olduğunu söyledi. 

Arıklı’dan Şahiner’e sitem
Bunun üzerine söz alan Başbakan Yardımcısı Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı Kıb-Tek konusunda ne kadar çabaladığını en iyi bilenlerden olduğu için Şahiner’in konuşmasını üzüntüyle dinlediğini anlattı. 
Göreve geldiklerinde taşıma ihalesini durdurduklarını söyleyen Arıklı, geçmişte çok büyük vurgunlar yaşandığını da gördüklerini belirtti. 
Yaşanan süreci anımsatan Arıklı “Baktık ki bu işin sonu yok, bizden sonra da birileri aynı vurgunu devam ettirebilir, kesin çözüm için TC Enerji Bakanından yardım istedim” diyen Arıklı, TPIC gibi Türkiye’nin saygın bir kuruluşunun KKTC’ye kazık atmasının söz konusu olamayacağını ifade etti.
Arıklı bunun üzerine konuyla ilgili bir çalışma başlatıldığını, dün çalışmaların tamamlandığını anlattı, önceki 32 dolar rakamının da altına inilmesi için çalışmalar yapıldığını anlattı. 

Atakan: Ana sorunlar çözülemiyor 
HP Milletvekili Tolga Atakan da, yaptığı konuşmada, Genel Kurul’da hükümetten kimsenin olmadığını söyleyerek, bu durumu kınadı. 
Atakan, pandemide 1 yılın geride bırakıldığını ifade ederek, hükümetin icraatlarını eleştirdi. 
Atakan, vatandaşların artık vaka sayılarıyla ilgilenmediğini, kaosa sürüklendiğini, çünkü hükümetin ülkenin ana sorunlarını çözemediğini savundu.
Hükümetin görevden alma atamalarının son hızla devam ettiğini, kabine değişikliğinin yeniden konuşulmaya başladığını söyleyen Atakan, hükümetin ülkedeki sektörler için hiçbir adım atmadığını ileri sürdü.

Manavoğlu, 1 dakika hiç konuşmadı
HP Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu da, finansal ve ekonomik huzursuzluklar konusunda söz aldı. 
Manavoğlu, Maliye Bakanı Dursun Oğuz haricinde hükümet milletvekillerinin Genel Kurul’da bulunmaması nedeniyle, durumu protesto etmek için kürsüde 1 dakika konuşmadı. 
“Hükümetin bu saygısızlığa bir son vermesi gerektiğini” söyleyen Manavoğlu, bu konuda daha hassas davranılmasını istedi. 
“Neye imza attığını bilmeden bir protokole imza attıysanız, bunu neden eleştirmeyeceğiz. Bu kadar şaibeli bir protokol mu olur” diye konuşan Manavoğlu, hükümeti, oturup, konuşup, anlaşılabilecek bir ortam yaratmamakla suçladı. 
“14 milyon TL’ye saray yapılacaksa, yapılsın ama şimdi bu sarayın yapılmasının zamanı değildir. Ya da bu protokolden çıkarılsın, halka yardım yapılsın” diyen Manavoğlu, hükümetin yaptığı görevden alma atamaları da eleştirdi. 

Hamzaoğulları: Hükümet başarısız 
CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları da, pandemi sürecinde İskele-Karpaz ve taşımacılık konularında konuşma yaptı.
Hamzaoğulları, Meclis Genel Kurul’unda Maliye Bakanı Dursun Oğuz haricinde milletvekili bulunmamasını eleştirerek, 1 yıllık pandemi sürecini değerlendirerek, şu anki azınlık hükümetinin başarısız olduğunu söyledi.
Kapanma sürecini ve alınan kararları da eleştiren Hamzaoğulları, hükümetin çekleri geri dönen, aç ve 1500 TL’leri ödenmeyen insanlar için programının ne olduğunu sordu. 
Kar-İş konusunda hükümetin izlediği yolu da eleştiren Hamzaoğulları, Kar-İş ezilerek bir yol izlenecekse, tempoyu yükselterek hükümete cevap vereceklerini ifade etti. 

İncirli: Aşılama devam etmeli 
CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli de sağlıkta son durum konusunda yaptığı konuşmada, COVİD 19 pandemisinin üstesinden gelebilmenin yolunun aşı olduğuna işaret ederek, pandeminin üstesinden gelebilmenin moral ve motivasyonuna ulaşılabilmesi için de ülkede aşılamanın devam etmesi gerektiğine dikkat çekti. 
Ülkeye bugüne kadar toplam 110 bin 70 adet aşı geldiğini, bu miktarın da yaklaşık 55 bin 35 kişi için olduğunu ifade eden İncirli, istatistiki verilere dikkat çekti. 

Şahali: Protokol izaha muhtaç 
CTP Milletvekili Erkut Şahali de, iktisadi ve mali işbirliği protokolünde izaha muhtaç konular olduğunu savunarak, hükümetin bugün Mecliste olmadığı gibi, iktisadi ve mali işbirliği protokolünde de bulunmadığını ileri sürdü. 
Şahali, hükümetin hiçbir konuda iradesinin bulunmadığını öne sürerek, TC ile imzalanan anlaşmaya KKTC hükümetinin bir kez bakmadığını, gerek mevzuat çalışması, gerekse mali konularda anlaşma çerçevesinde yapılacaklarda KKTC hükümetinin yer almadığını iddia etti. 
Pandemi koşulları nedeniyle ekonomik sıkıntıların içinde, sıcak kaynak girişine her zamankinden çok ihtiyaç duyulabilecek bir dönemde, anlaşma içinde böyle kaynak bulunmadığını ifade eden Şahali, burs ödemeleri konusuna da değinerek, ödemelerin geciktiği eleştirisinde bulundu. 
Anlaşmada yer alan makamlar hiyerarşisi konusunda da eleştiriler yapan Şahali, protokole göre, KKTC makamlarının hiçbir konuda irade sahibi olmadığını ileri sürdü.

Çağatay: Girne’de sorunlar artıyor 
Genel Kurul’da HP Milletvekili Erek Çağatay, Girne’nin altyapı sorunları ile ilgili konuşma yaptı. 
Girne’nin KKTC ekonomisine daha fazla katkı sağlayacak pozisyona getirilmesi gerektiğini kaydeden Çağatay, bununla ilgili hükümetin politika geliştirmesi gerektiğini belirtti. Pandeminin var olan sorunlara yeni sorunlar eklediğini, Girne Çarşısının kan ağladığını, restoranların kepenk açma endişesi olduğunu, çevre kirliliği, yarım inşaatların sayısının arttığını dile getiren Çağatay, reel sektörün tekrardan üretebilir hale gelmesi gerektiğini belirtti. Maliye Bakanı ve Ekonomi Bakanı’nın sahaya inmesini öneren Çağatay, büyük sıkıntıların yaşandığını kaydetti.
Atık su arıtma tesisinin de yetersiz olduğunu savunan Çağatay, Çatalköy-Girne İmar Planı’nın hakkıyla uygulanmasını istedi, Esentepe’den Karşıyaka’ya bir imar planı olmasının önemine dikkat çekti.

Angolemli: Kime konuşacağım acaba? 
TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, pandemiye ilişkin hükümet icraatları ile ilgili konuşma yaptı.
“Kime konuşacağım acaba” diye soran Angolemli, Meclis Genel Kurulu’nda Maliye Bakanı dışında hükümet kanadından biri olmamasını eleştirdi.
Mağusa’da yazılan bazı yazılar nedeniyle tutuklamalar olduğu iddiasında bulunan Angolemli, bu konuyla ilgili Başbakanlığın açıklama yapması, hükümetin bu konuda harekete geçmesini gerektiğini kaydetti.
Kıbrıs Konusunda bugüne kadar birlik beraberlik içinde hareket edildiğini ifade eden Angolemli, “Çok önemli bir toplantıya gidiliyor, Meclis’in haberi yok” diyerek, beşli konferans hakkında Meclis Genel Kurulu’na bilgi verilmesi gerektiğini kaydetti. Angolemli, Kıbrıs Konusunda gelecek ay yapılacak toplantının Meclis’te tartışılması gerektiğini belirtti.
Angolemli son olarak, Meclis’te hükümet kanadındaki eksiklik nedeniyle eleştiride bulundu ve çalışma saatleriyle ilgili değişiklik önerdi.

Uluçay: Sarayın zamanı değil
CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay, pandemi, ekonomi ve ekonomik protokol başlıklı konuşma yaptı. Protokolde yer alan Cumhurbaşkanlığı Sarayı konusuna değinen Uluçay, “Maliye Bakanı bu konu sizin elinizdedir” diyerek, bunun zamanının olmadığını kaydetti.
Meclis binasının bir dönem yenilenmesinin gündeme geldiğini ancak o dönemde ekonomik kriz yaşanması nedeniyle bunun yapılmadığını aktaran Uluçay, “Bir şey kaybettik mi, kaybetmedik” dedi.
Pandemiyle ilgili bir yıllık tecrübe edinildiğini ancak bunun değerlendirilemediğini kaydeden Uluçay, sağlık açısından ihtiyaç duyulan eksikliğin giderilmesinin devam etmesi gerektiğini belirtti. 
Aşılamanın ekonominin önünün açılabilmesi için önemli olduğunu ve uğraşmak gerektiğini söyleyen Uluçay, özel sektöre hibe desteğine şiddetle ihtiyaç olduğunu vurguladı. Özel sektörün borcu borçla ödediğini, geçen seneki kapanma dönemine göre şimdi daha büyük sıkıntı olduğunu savunan Uluçay, hibe desteğin özel sektörün nefes almasını sağlayacağını belirtti.

Oğuz, son durumu anlattı
Maliye Bakanı Dursun Oğuz ise, eleştirilere yanıt verdi. Ekonomik Protokolle ilgili her dönem eleştiriler olduğunu söyleyen Oğuz, ülkenin ekonomik anlamda desteğe ihtiyacı olduğunu belirtti. “İnşallah 3’üncü kapanmayı yaşamayız” diyen Oğuz, en büyük eksikliğin denetimsizlik olduğunu, bununla ilgili belediyelerin görevlendirildiği ama bunun yeterli olmadığını anlattı.
Evde izole konusunun başarılabilmiş olması durumunda, karantina merkezlerine bu kadar para harcanmayacağını dile getiren Oğuz, “Bundan sonraki süreç bu şekilde yürüyemez. Bileklikle ilgili bir çalışma var. Taramanın çok sayıda değişik yerlerde yapılması, denetimin ve açılımın kontrollü yapılması gerek” dedi.
Ekonominin ve sağlığın birlikte yürümesi gerektiğini dile getiren Oğuz, hükümetin hibelerle ilgili gerekeni yapmaya çalıştığını anlattı.
Beklenen oranda olmasa da bir öğrenci akışının olduğunu kaydeden Oğuz, “İkinci dönemdeki kapanmanın ekonomide daha ağır bir dönüşümü oldu” dedi.
Konuşmaların ardından Meclis Genel Kurulu tamamlandı. Bir sonraki birleşim 15 Mart Pazartesi günü yapılacak.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.