Çiğdem AYDIN
Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) eski Gazimağusa milletvekillerinden Dr.Ahmet Eti, siyasetin çok çirkinleştiğini belirterek, seçim sisteminde değişiklik önerdi. “Başkanlık sistemi olmasa bile, milletvekilliği seçiminde bölgecilik kalkmalıdır” diyen Ahmet Eti, bu konuda çalışmaların yapıldığını, ancak sonuca gidilemediğini söyledi.
Ahmet Eti, bu durumu “işlerine gelmiyor da ondan” sözleriyle değerlendirdi. Ahmet Eti, siyasetten neden çekildiğini de Diyalog’a anlattı. Eti, kendisine verilen kontenjan sırasının değiştirilerek Turgay Avcı ile Ertuğrul Hasipoğlu’na vaerildiğini, buna tepki olarak adaylıktan çekildiğini söyledi.
Dr.Eti, Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı:
Soru:Siyasete ne zaman başladınız ne zaman ara verdiniz?
Yanıt: 1970’li yıllarda siyasi hayatım aktif olarak başladı.Ulusal Birlik Partisi’ne üye oldum. Uzun süre bu şekilde gitti. Bir dönem Tansel beye karşı ilçe başkanı adaylığımı koydum ve kaybettim. Ama partimden hiç kopmadım. Her seçimde UBP ve diğer partilerden aday adayı olmak için teklifler aldım. 2009 yılında aday oldum ve seçilerek parlamentoya girdim. Dört yıl vekillik yaptım. 2009 yılında aynı zamanda da partimin İlçe Genel Başkanı idim. Üç yıl boyunca da bu görevimi sürdürdüm. 2013 yılında erken seçim oldu ve o zaman da seçimleri kazandım. Ama bu arada 2009 yılında Sayın Turgay Avcı ve Sayın Ertuğrul Hasipoğlu Gazimağusa’da kıran kırana bir mücadele yaşadık, rakiptik.
Hakkımı yediler
2013 yılında ise siyasi rüşvetler karşılığında bizim partimize geri geldiler. Ben onların geri gelmesine şiddetle karşı çıktım. Erken seçime girdiğimiz zamanda partide Sn.Hasipoğlu ve Sn.Avcı listelerde benim önümde yer aldılar. Bu duruma ebetteki tepkiliydim çünkü onlar partimizden ayrılıp geri dönmüşler ama ben bu partiden hiç ayrılmadım ve hep sahip çıktım her şeye rağmen. Neyse bu duruma göre bir centilmelik anlaşması yapıldı. Bu duruma göre ben ilk üçte yer alacaktım seçim listelerinde. Sayın Başkan kontenjanlarla beni 5.sıraya aldı ve bize bu listeyi bildirdi. Listeye baktım 5.sırada Avcı,7.sırada ise Hasipoğlu vardı ben de doğal olarak 8.sırada çıkmış oluyordum. Bunu kendime siyasi zul saydım ve seçime girmedim.
Suçlu olan Küçük değil
Pişman değilim. Siyaseti bıraktım ve şu anda da hiçbir siyasi organa üye değilim ve kesinlikle de asla siyasete bir daha girmeyeceğim. Bu arada şunu da belirteyim seçime katılanlar, katılmayanlar, kaybedenler ve kazananlar şimdi İrsen Küçük’ü suçlarlar ben hiç suçlamadım ve suçlu da bulmuyorum. Tüm olanlardan dönemin Parti Meclisi sorumludur. Bizler o adama oybirliği ile yetki verdik sen istediğini yap diye şimdi okları İrsen Küçük’ün üzerine çevirmek adil değil.
Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra ne yapıyorsunuz?
Yanıt: Doktorum ve hala mesleğime devam ediyorum. Plastik Cerrah Uzmanıyım.Ve torunlarıma bakıyorum onlarla kaybettiğim zamanı telafi etmeye çalışıyorum. Sosyal hayatıma devam etmeye çalışıyorum. Şu anda yaptıklarım bunlardır.
Soru:Ekonomik durumunuz nasıl?.
Yanıt: Ekonomik durumum iyidir. Ama benim siyasette iken de iyiydi.Yani pek değişen bir şey olmadı benim için. KKTC şartlarında geçimim iyidir.
Soru:Bakmakla yükümlü olduğunuz kimseler var mı?.
Yanıt: Bakmakla yükümlü değilim. Şu anda herkes kendini kurtardı ama ailem var. İki oğlum var Kerem ve Rakıp ikisi de evlendiler. Kerem iş adamıdır, Rakıp da İstanbul’da Turkcell’in bölge müdürlerinden biridir. İkiz torunlarım var İstanbul’da onlara gider gelirim.
Soru:Son zamanlarda ciddi bir sağlık sorunu yaşadınız mı?. Yaşadıysanız ne tür sorunlar?..
Yanıt: Bir zaman anjiyo oldum başka da ciddi bir sağlık sorunum olmadı çok şükür. Şu anda iyiyim ve ailemle mutluyum.
Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?. Arayıp, soran oluyor mu?..
Yanıt: Aksine benim dostlarım çoğaldı. Siyaset bana dost kaybettirmek yerine hep insan kazandırdı. Çünkü her şeyden önce siz bir doktorsunuz ve siyaset için dahi bir yere köylere gittiğinizde insanlar gelir ellerinde bir film bak bakalım doktorum der, bu her zaman size insan kazandırır. Benim ilişkilerim asla çıkara dayalı olmamıştır insani değerler her şeyden önce gelir. Bu nedenle dostluklarım arkadaşlıklarım her daim arttı.
Siyaset çirkinleşti
Soru:Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz?
Yanıt: Çirkin buluyorum. Bireysel siyaset yapılıyor. Ben geçmişe bakıyorum şimdiye bakıyorum parlementoda genç ve değişik arkadaşlar olmasına rağmen değişen bir şey göremiyorum. Bana göre mevcut sistem artık tartışılmaya ve değiştirilmeye başlanmalı. Örneğin Başkanlık sistemi düşünülebilir. Veya seçim sistemi değiştirilmelidir. Artık bölgecilik ortadan kalkmalı. Aslında bu konuyla ilgili yasal çalışma var ama oylanmıyor! Çünkü kimsenin işine gelmiyor en azından partilerin. Bir başka hata da devlet dairelerinde veya kamuda çalışan memurlar siyasi olarak bir yerlere atandıklarında yeniden eski görevlerine dönmelidirler müşavir,müdür ordusuna katılmamalılar.
Soru:Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?..
Yanıt: Kıbrıs sorunun çözümü konusunda her zaman arzulu olmuşumdur.”
Soru:Peki nasıl bir çözüm arzuluyorsunuz ?
Yanıt: Adı ne olursa olsun benim için fark etmez aslında. Yani ister konfederasyon ister federasyon ben isimlere takılmam. Önemli olan kalıcı bir çözüm olmasıdır. Ve gerçekten halklar arasında barışçıl bir çözüm olması önemlidir.
Soru:Şu andaki müzakere sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yanıt: Dış güçlerin baskıları arttı. Bana göre dışarıdan gelecek baskılara direnç göstermeli ama barışı reddetmek için değil. Bana göre baskılar üzerine olabilecek bir çözümden ne Kıbrıslı Türkler ne de Kıbrıslı Rumlar memnun olmaz. Dolayısıyla iki tarafı da memnun edecek bir çözümü mecburi kılacak bir süreç yaşanıyor.
Çözüme hazırız
Soru:Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?. Değilse ne yapmalı?..
Yanıt: Hazırdır. Kıbrıs Türk tarafı her zaman bir çözüme hazırdı zaten. Annan planı döneminde bunu kanıtladı diye düşünüyorum.
Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?..
Yanıt: Bana göre mülk sorunu en büyük sorun olacak.
Soru:Şimdi artık, Taşınmaz Mal Komisyonuna Türkler de başvuru yapabilecek acaba bu söylediğiniz sorunu iç hukuk yoluyla çözmek mümkün değilmidir ?
Yanıt: Bana göre bu sorunu iç hukuk yolu ile veya Taşınmaz Mal Komisyonu ile çözmek zor. Önemli olan bu soruna global bir çözüm bulmaktır. Bana göre koçan kimdeyse mal da onun olmalıdır. Bu sorunu ancak oluşacak parça devletler sahiplenerek çözebilirler.
Soru:Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?..
Yanıt: Ben açıkçası artık doktorluğu da bırakacağım. Siyasi yaşama da asla geri dönmem. Doya doya emeklilik yaşayacağım. Ailemle torunlarımla beni seven sayan insanlarla zaman geçireceğim. Çözüm olsa da olmasa da geleceğe yönelik planım budur.
Yarın:Kemal Havalı