Diyalog Gazetesi

Bir bu eksikti

KIBRIS

İsmet esenyel - yorum

Bugün biraz siyaset yazacağım. Turizm yok. Halkımızın önemli bir gündem maddesi ülkede yaşanan binbir türlü dolandırıcılık, sahtekarlık, illegal yetinin haricinde, ansızın gündeme bomba gibi düşen KKTC’nin isim değişikliği. Herkeste aynı laf “ bir bu eksikti.”
Ülkede yaşananları artık anlamakta güçlük çekiyorum. Bu halk neyle uğraşıyor önceliklerimiz neler, siyasiler öncelikleri nasıl diye kendime soruyorum. Gün geçtikçe geçim sıkıntısı, ekonomik zorluklar, hayat pahalılığı, okula aç giden çocuklar, çocukları karşısında mağdur olan veliler, yarın nasıl geçireceğim, ayı nasıl çıkacak derdinde olan halkımız. Büyük bir çoğunluğu ister memur olsun ister emekli, ister işçi, ister özel sektör çalışanı, öyle tahmin ediyorum ki onlar bile hiç bu kadar bu ayı nasıl çıkaracağım sorusunu kendilerine sormamışlardı.
Siyaseten nereye gidiyoruz ?
Önemli bir soru. Tabii ki ülke gailesi olana. Gün geçtikçe tuhaf bir şekilde rotamızı nereye çeviriyor olduğumuzun bilincinden uzak; yönünü denizin ortasında bulmaya çalışan bir sandal gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.
Bakıyoruz Türkiye’den bazı siyasiler, ayrıca onlara katılan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini halkından uzak gerçeklerle yönetmeye çalışan bakanlar, bakmayanlar ve diğerleri Türkiye’den enteresan açıklamalar yapıyorlar.
Nedir bu açıklamalar?
Madem ki Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kullanıyorlar biz de artık kuzey güney demiyoruz Kıbrıs Türk devleti diyoruz.
Buyurun buradan yakın . Bütün gündem darmadağın. Hani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti “ Forever “ di ? Yani bu sizin iki dudağınızın arasından çıkacak olan kelimelere mi bağlı? Burada yaşayan halkın hiç mi fikri alınmıyor? Düşüncesi nedir? Nereden çıktı bu iş? Bu isim değişikliği bizi ne getirir ne götürür? Sadece benim değil öyle inanıyorum ki halkımızın da kafasında benzer sorular mevcut. Kıbrıs Türkü dünya ile daha fazla entegre olacaksa ne ala! Bunu artıları ve eksileri ile çıkarırsınız halkımızın karşısına anlatırsınız ve daha sonra bunu bir referandum ile halkın onayına sunarsınız. Ha tabii ki bundan önce meclisten de salt çoğunluğu alarak geçirmek lazım. Siyaseten halktan uzak yapılan açıklamalar inanın halkın gözünde mevcut siyasilere puan kaybettirmektedir.
Geçmiş siyasiler ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin onayına mecliste el kaldıranlar, isim değişikliğinin öncelikle meclisin gündemine getirilmesi gerektiğini, ancak mevcut siyasi ve ekonomik koşullar içerisinde bunun referanduma sunulması halinde halka ne yazık ki güven kaybeden mevcut siyasilerin( iktidar ve muhalefet) sadece iktidar değil, buna kesinlikle evet demeyeceği yönünde beyanatlar veriyorlar.

Şahsi fikrimi alırsanız, anan planında bile “ Cyprus Turkish State “ olarak halkımıza referandum olarak sunulan bu isim o zamanlarda doğru anlatılmış ve anam planı o zamanlar halkımızın %65 onayını almıştı. Kimilerine göre buradaki “ state” kelimesi “ Devlet “ olarak bahsedilirken, Rumlar bunu “ eyalet “ olarak kabul ediyordu. Bu tartışma başka bir yana dursun, çok enteresan döndük dolaştık yine oraya geldik.

Zaman içerisinde Annan planından sonra; geçen yaklaşık 20 yılda ne yazık ki ülkede öylesine bir siyasete güven unsuru azaldı ki; böyle bir referandum oylamasına halkımızın bırakın evet veya hayır demesini” katılım göstermesi bile” şüpheli. Bunlar benim naçizane düşüncelerim.

Öyle anlaşılıyor ki ; 1983 yılından beri kurduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyaseten tanımayacağı; böyle bir açılımla da artık kabul edilmeye başlanmıştır. İsim misim bilmem ama bu adımın Türkçesi budur. Bu kadar net.

Siyasilerimiz mutlak surette yeni politikalar geliştirebilirler; bu yeni politikaları halkımızın görüş ve bilgisine sunarlar ve artık çıkılacak olan yeni yol haritasını onlara anlatırlar . Kabul görürse ne ala, kabul görmez ise başka bahara. Mutlak süreçte Türki Cumhuriyetler ile kurulacak olan yeni yol haritaları bu uğurda çok büyük önem arz etmekte. Sosyal ve kültürel ayrıca dinsel bağlarımız olan Kafkasya’daki Türki cumhuriyetler, Balkanlar’daki eski Osmanlı’dan kalan ülkeler, belki de Orta Doğu ülkeleri ayrıca Uzakdoğu’daki bazı Müslüman ülkeler; bu açılma daha sıcak bakabilirler. Hatta AB ülkeleri. Lakin son derece proaktif bir siyasetin yapılmasının elzem olduğunu düşünmekteyim.

Bu anlamda önümüzde çok önemli bir tanıtım etkinliği var. Ülkemizi tüm sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerimiz ile 12-14 Ekim tarihleri arasında kültürel olarak tanıtım etkinliklerini organize etmek üzere Azerbaycan’a gidiliyor. Bu etkinliğin orada önemli bir adım olacağı ve daha sonraki kültürel ekonomik ve siyasi adımların bir nebze nasıl şekilleneceği anlamında bizlere önemli ipuçları verecek. Bazen atılan küçük adımlar gelecekte var olacak olan büyük oluşumların ve veya kucaklaşmaların önemli habercisi olur. Ancak bu aşamada; halkımız da önemli bir algı var. Nereden çıktı bu isim değişikliği?

Bunun gereklilikleri, neden dolayı ortaya atıldığı, halkımıza faydaları mutlaka daha önce yazdığım gibi ivedilikle anlatılması gerekmekte.

Ayrıca bir parantez açmakta fayda var; halkımızın ülkenin isminin değişikliği gibi önemli bir konuda söz sahibi olması öncelikle bu halka duyulması gereken bir saygının sonucu olmalıdır. Konu inanın çok derin. Ancak ben bu kadarını söyleyebilirim. Gelecek günler umarım halkımız ve ülkemiz için hayırlara vesile olur.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.