Çiftçiler Birliği eski yöneticilerinden Oğuz Ceyda’nın geçtiğimiz günlerde, ülkedeki süt ve süt ürünleri hakkında bulunduğu iddialar büyük yankı uyandırdı.
Ceyda, hellim imalatçılarının son zamanlarda süt yerine süt tozu ve ‘Kazein’ (Süt proteini, kas geliştirici madde) kullandıkları iddiasında bulunmuş, bu görüşünü güçlendirmek için de bazı örnekler vermişti.
Ülkede üretilen sütün yüzde 60’ının ihraç edildiğini, yüzde 40’ının da iç piyasada tüketildiğini söyleyen Ceyda, yurt dışına ihraç edilen hellim, kaşar ve uzun ömürlü süt oranlarına bakıldığı zaman üretilen süt miktarı ile bu rakamların orantılı olmadığını savunmuştu.
Ceyda, rakamlarla yaptığı açıklamada, kazein kullanılmadığı takdirde, süt ürünü üretiminin iç piyasaya yetmeyecek noktada olduğunu, Kuzey Kıbrıs’ta çıkan sütün tamamının ihracatının yapılsa bile ancak verilen rakamlara denk geleceğini söylemişti. “O zaman iç piyasadaki ürünler ne ile yapılıyor?” diye soran Ceyda, yetkilileri bu konuda denetim yapmaya çağırmıştı.
3 örgüt ortak açıklama yaptı…
Ceyda’nın bu iddialarının ardından dün Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), Süt Ürünleri İmalatçıları Birliği ve Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ortak bir açıklama yaparak, hellim ve süt ürünleriyle ilgili basında çıkan haberlere tepki gösterdi.
KTSO ile söz konusu iki birlik yaptıkları yazılı ortak açıklamada, “Halka doğru bilgi vermenin görev bilinci içerisinde bu tip açıklama yapanları kınıyoruz” dedi. Açıklama şöyle:
“Bir gazete haberinde, hellimle ilgili gerçeklerle bağdaşmayan bazı iddiaların ortaya atıldığı ve bu iddiaların kamuoyunu yanıltarak olumsuz bir imaj yaratıldığına tanık olunmaktadır. Bunun gibi asılsız ve hiçbir dayanağı olmayan iddialarla ihracat pazarlarında yaşanan sorunlardan dolayı zaten sıkıntı içerisinde olan süt sektörümüz, daha da kötü bir duruma itilmektedir.
Denetimlerde kazein ve süt tozuna rastlanmadı…
Üç yılı aşkın bir süredir Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nın (KTSO) yapmış olduğu denetimlerde doğrudan fabrikadan alınan ürünlerde hiçbir zaman süt tozu ve/veya kazein kullanımına rastlanılmamıştır. Tüm bunlara ilave olarak denetimlerde kanserojen kimyasal maddeler olduğu iddiaları kabul edilemez alçakça bir yalandır. Hellimde çiğ süt, maya ve tuz (ve tercihe bağlı nane) dışında başka bir yabancı maddeye KTSO Hellim Denetleme Kurulu olarak yaptığımız fabrika ve market denetimlerinde rastlanmadığını belirtmek istiyoruz.
Bununla birlikte dışarıdan kazein (süt proteini) kullanılması durumunda kuru madde oranının yüksek, kuru maddede yağ oranın ise düşük olması gerekmektedir. Ancak yapılan denetimlerde ortalama olarak piyasadaki hellimlerin kuru madde oranının % 54 olduğu, kuru maddede yağ oranının ise % 43 olduğu görülmektedir. Bu veriler hellim üretiminde kazein kullanılmadığını da açıkça göstermektedir.
Ülkemizde iç piyasada ve ihracat yapılırken süt ürünler ve özellikle hellim konusunda Veteriner Dairesi başta olmak üzere Sanayi Odası, Ticaret Dairesi ve bazı belediyeler rutin denetimler yapmaktadır. Tüm bunlara ilave olarak imalatçılarımız denetimlere her zaman açık bir anlayış içerisinde faaliyetlerini sürdürmektedirler. İddiaları yapan kişilerin bunları belgelerle kanıtlamaları, eğer kanıtlayamıyorsa düzeltme yapmaları ve acilen halktan özür dilemeleri gerekmektedir. Bunlara ilave olarak imalatçılarımızın bu iddialara yönelik hukuki haklarının da saklı olduğunu belirtmek istiyoruz.
Hellim sektörü ekonomimiz içerisinde çok önemli bir paya sahip olmakla birlikte ihracatımızın % 25’ine tekabül etmekte ve binlerce insanımıza istihdam sağlamaktadır. Bu kapsamda hellimle ilgili haberlerde daha sorumlu davranılması, asılsız iddialarla ekonomiye zarar verebilecek, ihracatı olumsuz yönde etkileyebilecek açıklamalar yapılmaması gerekmektedir.
Halka doğru bilgi vermenin görev bilinci içerisinde bu tip açıklama yapanları kınıyoruz.”
Ceyda: İddialarımın arkasındayım…
Öte yandan dün gazetemizi arayan Oğuz Ceyda iddialarının arkasında olduğunu bunları bir yıl önce de söylediğini belirtti. Oğuz Ceyda, süt tozu ve kazeinin Güney Kıbrıs’tan kaçak yollardan getirildiğini iddia ederek, “Amacım sektöre zarar vermek değil ama sektörün içinde bulunduğu üzücü durumu ortaya koyarak, yanlışlıkların düzeltilmesini sağlamaktır” dedi.