İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, katıldığı bir televizyon programında iç siyaset ve müzakereler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanlığı’na aday olmadığı hatırlatılan ve bundan sonraki süreçte siyasetin neresinde olacağı yönündeki bir soru üzerine Talat, siyasette daha aktif olacağını ve bu aşamada CTP-BG’nin Cumhurbaşkanlığı’na odaklanması gerektiğini anlattı.
CTP-BG içindeki huzurun bir türlü sağlanamadığını anlatan Talat, Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi sürecinde çok sıkıntı yaşandığını, duyduklarından ve tartışmalardan rahatsız olduğunu, partinin böyle olmaması gerektiğini söyledi.Talat, gemisini kurtaran kaptan misali kenara çekilip partinin halini izlemeyi kabul etmediğini ve partinin birlik ve bütünlük içinde hareket eden, disiplinli, gerçek bir sol siyasi parti olarak, toplumda hak ettiği yere ulaşması gerektiği inancıyla Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını bildirerek partide daha aktif olmaya karar verdiğini anlattı.
“Esas sorun müzakerelerdeki tıkanıklık”
Talat, hidrokarbon yataklarının bulunduğu bölgede yaşanan sıkıntı ve Kıbrıs müzakerelerinin askıya alınmasıyla oluşan son durumda esas sorunun, müzakerelerdeki tıkanıklık olduğunu öne sürdü.
Talat “Eğer müzakereler iyi gitseydi belki de Türkiye sismik araştırma yapma yoluna gitmez, refakatinde de askeri gemi göndermezdi” dedi. Türk tarafının ortaya koyacağı en iyi tepkinin, Rum tarafını masaya oturtmak olduğunu söyleyen Talat, Eroğlu’nun “gelirlerse görüşürüz” yaklaşımını hatırlatarak, sorunun burada aranması gerektiğini öne sürdü.Son gelişmelerden dolayı Türkiye’nin suçlandığını ileri süren Mehmet Ali Talat, “son gelişmelerde Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na kaçan tarafın Rum tarafı olduğunu söyleme şansı doğduğu, bunun Eroğlu açısından bulunmaz bir dönem olduğu” görüşünü kaydetti. Talat, “böyle havalarda çözümsüzlüğün liderinin rağbette olacağını ve bunun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Eroğlu’nun işine yarayacağını” savundu.
“Türkiye’nin ne yapacağı merak konusu”
Kıbrıs sorunundaki mevcut sürecin fırsata döndürülemeyeceğini öne süren Talat, Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in tekrar masaya dönmesini sağlayacak gelişmeleri bilemediğini, Türkiye’nin ne yapacağının da merak konusu olduğunu ifade etti.
“Geçmişte de Türk askeri gemileri bölgeye gitti…”
Geçmişte de adanın güneyindeki denizde Türk askeri gemilerinin dolaştığını, ancak böyle bir krizin çıkmadığını ve Kıbrıs Rum tarafının görüşmelerden çekilmediğini anımsatan Talat, söz konusu dönemde, müzakerelerde ilerleme sağlanmakta olduğu için müzakerelerden çekilme yönüne gidilmediğini söyledi.
Bugün müzakerelerde hiçbir ilerleme olmadığını, tıkanma yaşandığını ileri süren Talat, dolayısıyla Kıbrıs Rum liderinin görüşmeleri askıya almasından dolayı pek bir eleştiri almayacağını savundu.
“Çözüm dışında bir yol yok”
Çözüm dışında bir yol bulunmadığını söyleyen Talat, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, “Kıbrıs Rum kesiminin müzakerelerden çekilmesine itirazı olmayacağı yönünde mesaj verdiğini” iddia etti, Eroğlu’nun görüşmeleri savunduğuna inanmanın güç olduğunu öne sürdü. Uluslararası Deniz Hukuku’na göre Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve hemen hemen tüm dünya devletlerinin Rum Yönetimi’nin doğalgaz arayışlarını egemenlik hakkı olarak gördüğünü kaydeden Mehmet Ali Talat, ancak dünyanın bu kaynaklarda Kıbrıs Türk halkının da hakkının olduğuna inandığını söyledi.Talat, bu hakkın bir çözüm olması halinde düzenleneceğine inanıldığını, bu nedenle hidrokarbon yatakları için sondaj çalışmalarının çözümden sonraya bırakılması gerektiğini belirtti. Çözüm sürecinde siyasi partilerin Güney Kıbrıs’taki siyasi partilerle temaslarının önemli olduğunu kaydeden Talat, Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler’in (CTP-BG) bu yöndeki çalışmalarını örnek gösterdi.
“Hükümet girişim yapmalı”
Talat, çözüm konusunun sadece Cumhurbaşkanı’nın değil, Hükümet’in de ilgi alanında olduğunu ve Anayasal yetkileri çerçevesinde girişim yapması gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu Dışişleri Bakanı’nı “henüz mutfağa sokmamasından” dolayı eleştiren Talat, Cumhurbaşkanı Eroğlu”nun “bir usta bir memleket şeklinde hareket” ettiğini ileri sürdü.
Kobani ve IŞİD
IŞİD’in Türkiye sınırına yakın Suriye’deki Kobani kasabasına saldırılarıyla ilgili olarak ise Talat, IŞİD militanları için ölümün korkulacak bir şey olmadığını, öldüklerinde cennete gideceklerine inandıklarını, IŞİD’in kendi dışındaki görüş ve inançlara sahip gruplara da saldırdığını söyledi. Kobani’nin bazı kesimler tarafından kırılma noktası olarak görüldüğünü kaydeden İkinci Cumhurbaşkanı Talat, durumun, antiemperyalistlerin emperyalistlerden yardım ister noktaya geldiğini, Ortadoğu’da bugün müttefik olarak görünenin yarın düşman olabileceğini kaydetti.
“Kaygan zemin.”
Bölgedeki dengelerin bozulduğunu ve kolayına düzeltilemeyeceğine inandığını ifade eden Talat, Ortadoğu’nun kaygan bir zemini olduğunu, bölgedeki dengesizliğin Türkiye’nin güneyini etkilediğini belirtti. Sorunun başlangıcının Amerika’nın Irak’a müdahalesi olduğunu ileri süren Talat, söz konusu coğrafyadaki insanların dışarıdan yönetilmesinin kolay olmadığını söyledi.
Kürtlerin, Kobani için Türkiye’den yardım talep ederken ortalığı ateşe vermenin bir anlamı olmadığını söyleyen Talat, ancak bütün bunların provokatörlerce gerçekleştirildiği yönünde iddialar olduğunu kaydetti.