Aytuğ TÜRKKAN
Kıbrıslı Türklere saldırılar Güney Kıbrıs’ta alışkanlık haline geliyor… Rum makamlarının aldığı kararlar da bu alışkanlık halini tetikliyor.
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın 26 Mart 2014’te Limasol’da düzenlenen bir konferansa katıldığı sırada konferans salonunu basan ve olay çıkardıkları için yargılanan ELAM üyesi üç kişiden ikisi Rum mahkemesi tarafından suçsuz bulundu.
Mahkemenin aldığı kararı değerlendiren Talat, “ben mahkemeyi değil, Rum polisi sorumlu tutuyorum. Polisin yeterli delil toplamadan, hatta delilleri karartarak sunma ihtimalini göz ardı etmiyorum” dedi.
Saldırıda yara alan Talat’ın yakın çalışma arkadaşı Ersöz Paşa da, “Bu nasıl bir karar, kimse bizi mahkemeye çağırmadı” diyerek tepkisini dile getirdi.
Güney Kıbrıs’ta yayımlanan Politis gazetesi, “Baştan Sona Kadar Yanlış – Talat’ın Limasol Ziyareti Sırasındaki Olaylar İçin İki Kişi Suçsuz” başlıkları altında verdiği haberinde, 26 Mart 2014 tarihinde Limasol’da gerçekleştirilen ve 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın konuşmacı olarak katıldığı bir seminere saldırdıkları gerekçesiyle yargılanan üç kişiden ikisinin önceki gün çıkarıldıkları mahkemece suçsuz bulunduklarını, yargıcın Rum polisinin ihmalinden bahsettiğini yazdı.
Yargıç: Polis soruşturma aşamasında başarısız oldu
Gazete, Limasol Kaza Mahkemesi yargıcının, Rum polisinin seminer günü yaşanan olayları kötü yönettiğini, ardından da olayın soruşturulması aşamasında başarısız olduğunu belirttiğini aktardı.
Habere göre mahkeme yargıcı, suçlama makamının sunduğu tanıklıkların kalitesinin suçlamaların kendiliğinden düşmesine sebep olduğunu belirtirken önemli şahitlerin tüm gerçeği anlatma ilkesine uymamalarından ötürü kesin kanıt bulunması imkanının doğmadığını ifade etti.
Gazete, iki davalı hakkında suçlamaların düştüğünü ancak aynı davada yargılanan bir kişinin daha bulunduğunu hatırlatarak söz konusu üçüncü kişi hakkında iddianamenin tamamlanmaması yüzünden erteleme kararı alındığını vurguladı.
Talat: Her şey polisin gözü önünde oldu
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat mahkemenin kararını Diyalog muhabirine değerlendirdi. Talat, “Yaşanan her şey polisin gözü önünde oldu” diyerek soruşturmadaki başarısızlığı eleştirdi.
“Polis her şeyi gördü ve müdahale etmedi. Konuşmacı olduğum salona yanıcı madde atıldı, kimin attığı belliydi” diyerek sözlerini sürdüren Talat, yaşanan olaylarda kimin başı çektiğinin gayet net olduğunu ve bunu herkesi gördüğünü vurguladı.
“Sorumlu mahkeme değil, Rum polis makamlarıdır”
Talat, Rum polisinin kendi ekibinden Ersöz Paşa’nın boynundan zorla ve kırarak kamerasını aldığını anımsatarak, “Tüm bunlardan sonra polisin yeterli delil toplamadan, hatta delilleri karartarak sunma ihtimalini göz ardı etmiyorum” dedi.
Talat mahkemenin aldığı kararı eleştirmediğini ifade ederek, “benim sorumlu tuttuğum mahkeme değil, polis makamlarıdır” diye konuştu.
Paşa: Beni kimse mahkemeye çağırmadı, bu nasıl karar?
ELAM örgütünün saldırılarından nasibini alan Ersöz Paşa da Diyalog’a konuştu.
Alınan kararın yanlışlığına değinen Paşa, “Mağdur olan biziz ama bizi kimse mahkemeye çağırmadı” dedi.
Kapıların kapanması nedeniyle kendisi ve eylemcilerin karşı karşıya kaldığını anlatan Paşa, gözlüğüm kırıldı ve yüzüm yaralanmıştı. Fotoğraf makinemi zorla elimden aldılar ve kırdılar… Daha sonra polis makinemi almış ama bana kırık olduğunu söyledi ve makineyi de geri alamadım. KKTC’ye döndükten sonra tüm olan biteni Dışişleri Bakanlığı’na yazılı olarak aktardım ancak süreç ilerlemedi.
Önen: Yargıç tahkikatı yetersiz buldu
İki Toplumlu Suç ve Suçlara İlişkin Teknik Komite'nin Türk heyeti başkanı hukukçu Hakkı Celal Önen bildiği kadarıyla konuyla ilgili bir bireysel davanın açılmadığını kaydetti. Güney Kıbrıs’taki sistemin de aynen Kuzey’deki gibi olduğunu anlatan Önen, “Orada da tahkikatı yapan polistir.. Konuyla ilgili dosyayı hazırlar ve Savcılık’a verir… Savcılık dosyayı yeterli bulursa mahkeme aşamasına taşır… Burada da süreç bu şekilde işlemiştir. Okuduğum habere göre Yargıç polisin tahkikatını yetersiz buldu ve zanlıları beraat ettirdi” dedi.
Anastasiadis özür dilemişti
Zaten yaşanan bu saldırı olayından sonra Rum Lider Nikos Anastasiadis polis müdürünü görevden almıştı. Bu da Rum Lider’in saldırının sorumluluğunun kimde olduğunu gösterdiği bir hareketti”
26 Mart 2016 tarihinde meydana gelen olay sırasında konferansı izleyenler arasında Amerika Birleşik Devletleri’nin o dönemki Lefkoşa büyükelçisi John Koenig de vardı.
Rum lider Anastasiadis saldırı üzerine Talat'ı telefonla arayarak olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirmiş ve özür dilemişti.