Çiğdem AYDIN
Türkiye’den denizaltından borularla KKTC’ye gelecek ve “Asrın Projesi” olarak nitelendirilen suyun Rumlarla paylaşılmasına sıcak bakan vatandaşlar, gelecek suyun barışa da katkısı olacağı görüşünde. Diyalog’un görüşüne başvurduğu bazı vatandaşlar, adaya gelecek suyun, iki tarafın da ekonomisine canlılık getireceğini belirtti. Vatandaşlar, Kıbrıs’ta çıkacak doğalgazın da gelecek suyun da eşit şekilde paylaşılması gerektiği görüşünde birleşti.
Türkiye’den gelecek suyun ekonomiye kazandırılması konusunda neler yapıldığının kamuoyu ile paylaşılmasını isteyen vatandaşlar, suyun tarımsal alanda kullanımının iyi planlanması gerktiğini söyledi.
Kıbrıs sorununun, genelde, iki devlet temelinde çözülmesini isteyen vatandaşlar, suyun Rumlarla paylaşılmasılmasının çözümle birlikte ekonomiye de büyük katkısı olacağına inanıyor. “Asrın projesi asrın anlaşması olabilir” diyen vatandaşlar, “Ada’da artık bir çözümün vakti geldi. Su ve çözün, iki tarafın da ekonomisi kalkındırır” diye konuştu.
Diyalog’a konuşan vatandaşlar, suyun paylaşımı ve çözüm konusundaki görüşlerini şöyle paylaştı:
Kemal Kişi:
“Suyun paylaşımı anlaşma olursa neden olmasın.Türkiye’den gelecek olan suyu Rumlara da pazarlamak, elbetteki ekonomik açıdan bizler için iyi olacağı kanısındayım. Bana göre artık ülkede bir çözüm olmalıdır. Kıbrıs’ta yeterince çözümsüzlük oldu. İki ayrı devlet temelinde olacak olan bir çözüme evet derim.”
Kamuran Özrençperoğlu:
“Bence su da diğer şeyler de paylaşılabilir. Gelecek olan suyun Rumlar’la paylaşılmasında ben bir sakınca görmüyorum. Üstelik ekonomik olarak katkı sağlayacağına inanıyorum. Ada’da bir çözüm olursa bence çok iyi olur. Çözüm olması halinde su, elektrik ve diğer konulardaki ekonomik sıkıntıların aşılabileceğine inanıyorum ve ülke için daha verimli bir süreç yaşayacağımız düşüncesindeyim. Ama çözüm iki ayrı devlet temelinde olmalıdır.”
Hüseyin Mesta:
“Hayırlısı ile bu su bir gelsin de. Önce KKTC suyla ilgili plan ve programlarını halka açıklasın. Nerde nasıl kullanılacak, suyun adil dağıtımı olacak mı, bunları bir görelim. Suyu pazarlarsak ekonomik açıdan bize getirisi olur. Ama paylaşmak başka bir şeydir. Ben KKTC’nin yaşatılması taraftarıyım. Toplumlar zaten bu sorunu çözmüştür. Kıbrıslı Türklerin hemen hepsinin Rum kimliği vardır ve biz hepimiz zaten Avrupa Birliği vatandaşıyız.”
Ulviye Akgürgen:
“Bence gelecek olan suyun paylaşılmasında bir tehlike yok. Paylaşılmalıdır. Artık paylaşmayı öğrenmemiz gerekiyor. Aynı kara parçası üzerinde yaşıyoruz, aynı havayı soluyoruz suyu neden paylaşmayalım ki. Bence ülkede yeterince çözümsüzlükten beslenenler oldu. Artık bu kangrenin kesilip atılması lazım. Çözüm kesinlikle olmalıdır. Ama eşit şartlarda. Bizlerin de ezilmeyeceği bir çözüm olmalı.”
Nejdet Uğural:
“Eğer bizler için suyun paylaşımı iyi olacaksa paylaşılması taraftarıyım. Menfaatlarimize hizmet edecekse neden olmasın. Eğer bir pazar oluşacaksa su veya doğalgaz ile ilgili bu pazarın içerisinde Kıbrıslı Türkler olarak yer almanın bir sakıncası yoktur, olmalı. Tarımsal alanlarda iyi bir planlamayla su ciddi bir sektör oluşturacaktır. Dünyada yeni bir enerji ve pazarlama anlayışı vardır bu tarz ekonomik yapılarda su önemli rol oynayabilir kanısındayım. Menfaatlerimiz için, yani ülke ve toplum menfaatine bir çözüm olacaksa evet çözüm olmalıdır. Şu anki şartlarımız daha iyi olacaksa neden olmasın. Bence iki ayrı egemen devlet temelinde çözüm olmalı.”
Ahmet Sayar:
“Bence su paylaşılabilir. Ekonomik açıdan iyi olacağını düşünüyorum. Ben tek devlet olması gerektiğini düşünüyorum. İçeride de dışarıda da tek devlet. Çünkü zaten biz artık bu ülkede yani kendi ülkemizde ‘ikinci sınıf’ vatandaş olduk. Önümüze geleni vatandaş yaptık ve bu sayede de kendi ülkemizde giderek yabancılaştık. Bu nedenle bu sorunları kökünden çözümlemek gerektiğine inanıyorum. Tek devlet, tek egemenlik olmalıdır. Su değil herşey ortak olmalıdır.”
Karşı olan da var
Derya Kişi:
“Bence paylaşılmamalı. Onlar bizimle hiç birşey paylaşmadılar, paylaşmıyorlar da. Mesela onlar bizleri de kullanarak Avrupa Birliği’nden bizlerin de haklarını aldılar ve bizimle bu hakları paylaşmadılar. Tek yanlı Avrupa Birliği’ne girdiler, bunun getirilerini bizlerle paylaşmadılar, biz neden Türkiye’nin bize getirisini onlarla paylaşalım ki. Ben bu ülkenin tarihini hatırlatmak isterim, yaşanmış onca şey var onca insan ölmüşken bu topraklar için, kurulan bu devlet için, şimdi o insanların kemiklerini sızlatmaya gerek yok. Çözüm olsun istemiyorum bana göre adada bir çözüm 1974 yılında olmuştur.”