Diyalog Gazetesi

‘Bakanlığa 3 kez yazı yazdım’

KIBRIS

Müsteşar Aşıkoğlu, iş insanı Arhun’la birlikte devlete ait raporu sahtelediği iddia edilen Turizm Planlama eski Müdürü Muslu’nun görevden alınması için girişim yaptığını söyledi

Bafra Turizm Yatırım Bölgesi Pis Su Artırma ve Kanalizasyon İnşaatı Projesiyle ilgili çalışma raporunun 2 ayrı sayfasını sahteledikleri gerekçesiyle yargılanan iş insanı Tekin Arhun ve eski Turizm Planlama Müdürü Turgut Muslu’nun davası sürüyor.
Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde görüşülen davanın dünkü oturumunda savcılık 3 tanık dinletti. 
Söz konusu dönemde Turizm Bakanlığı Müsteşarı olan ancak şu anda Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Müsteşarlığı görevini yürüten Şahap Aşıkoğlu ilk kürsüye çıkan tanık oldu. 
Muslu’nun gizli belge olan raporu Arhun’a göstermekle hata ettiğini ifade eden Aşıkoğlu, Muslu ile ilgili Bakanlığa 3 kere yazı yazdığını ancak dönemin Bakanının görevden almadığını söyledi
Aşıkoğlu Bafra oteller bölgesindeki atık su tesisi projesini bildiğini, buradaki ihtiyaç nedeniyle proje için TC Yardım Heyeti’ne başvurduklarını ve buradaki fonlardan yararlanarak bu projeyi yaptıklarını anlattı.
Aşıkoğlu, Bakanlar Kurulu kararıyla EBİ adlı Türkiyeli firmanın da bağımsız şekilde işleri kontrol eden ve rapor üreten firma olarak atandığını belirtti.
Muslu gizli evrakları Arhun’a gösterdi
Turgut Muslu’nun Turizm Planlama Dairesi Müdürlüğü zamanında, EBİ’den gelen raporları, yüklenici firma olan C&T’nin direktörlerinden Tekin Arhun’a göstermesinin yanlış olduğunu çünkü bu evrakların resmi ve gizli evrak olduğunu söyleyen Aşıkoğlu, Bakanlığın bu gelen raporlar ile yüklenicilerden gelen bilgileri karşılaştırıp Maliye Bakanlığından hak ediş için bloke talep ettiğini savundu. İlgili raporun resmi ve gizli olduğunu, tarafsız ve bağımsız hazırlandığını savunan Aşıkoğlu, bu belgenin Mahkemeden istendiğinde dahi orijinalinin değil fotokopisinin üzerine “aslı gibidir” yazılarak verilmesi gerektiğini söyledi.
Evrakın arşivlenmesi gerektiğini, bu raporun EBİ tarafından Bakanlığa yönelik hazırlandığını söyleyen Aşıkoğlu, evrakın Bakanlığa geldiğini, müdür ya da onun görevlendirdiği kişiler tarafından incelediğini ve hak edişin hazırlanılarak Maliye’ye gönderildiğini kaydetti. Aşıkoğlu, “Ben konuyla ilgili polise ifade verdim ancak ek ifademde yazılan ‘Bakanlıktaki toplantıyı’ hatırlamıyorum” dedi. Aşıkoğlu, “Turgut Muslu belki o an çok yoğundu ve düşünemedi ama vermemesi gerekirdi” dedi.

Avukatlar tanığı sorguladı
Aşıkoğlu’nu savunma avukatlarından Süleyman Dolmacı sorguladı. 
Dolmacı, Aşıkoğlu’nun ifadesinde, “Evrak arşivlendiği anda resmi evrak olur” dediğini hatırlatarak, sonraki ek ifadesinde ise bunun tersini söylediğini belirtti. Dolmacı ilgili evrakın arşivlenip arşivlenmediğini sorduğunda ise Aşıkoğlu, “Bilmiyorum” cevabını verdi. Dolmacı bunun üzerine, “Arşivlenmediyse yine de resmi evrak niteliği kazanır mı?” diye sordu, Aşıkoğlu “Evet” yanıtını verdi.
Avukat Süleyman Dolmacı, raporu EBİ sorumlusu Fahri Kaya’nın değil, mühendis ve mimarların sahada yüklenici firmayla birlikte yaparak hazırladığını söyledi ve istenirse raporun başka kopyalarını da verebileceklerini belirtti. Aşıkoğlu, “İstenirse ikinciyi gönderir” dedi.
“Görevden alınmadı”
Dolmacı kamu görevlisinin hata yapması durumunda neler yapılabileceğini sordu.
Aşıkoğlu Muslu ile ilgili Bakanlığa 3 kere yazı yazdığını ancak dönemin Bakanının görevden almadığını söyledi. Dolmacı bunun üzerine, Muslu’nun hata yapmış olsaydı hakkında disiplin soruşturması başlatılacağını belirtti ve bunun olmadığını hatırlattı.
Fahri Kaya’nın ifadesinde “Kontrol etmek isteyen herhangi birine raporu verebilirim, bu sorun olmaz” dediğini yani “Verilemez, görülemez, gizlidir” demediğini belirten Dolmacı, Aşıkoğlu’nun buna ne diyeceğini sordu.
Aşıkoğlu, “Ben buna katılmıyorum, o isterse verebilir. Ama ne kadar malzeme kullanıldığı orada yazıyor, örneğin; 10 litre su kullanılmıştır yazıyor ve hak ediş buna göre veriliyor” dedi. Dolmacı, “Hiçbir yasada veya tüzükte bu evrak verilemez veya gizlidir yazmıyor” dedi, Aşıkoğlu “Size katılmıyorum” cevabını verdi.
“Raporda herhangi bir metraj ya da metreküp bilgisi yok”
Aşıkoğlu’nu daha sonra savunma avukatlarından Serhan Çınar sorguladı. Çınar, EBİ ile Bakalar Kurulu arasında imzalanan ve resmi evrak olarak kabul edilen imzalı, mühürlü sözleşmeyi bu duruşmada da göstererek, bu sözleşmede “aylık rapor hazırlanacak” diye bir madde olmadığını söyledi.
Aşıkoğlu Mahkemede sözleşmeyi imzaladı ve “Evet, yok” yanıtını verdi.
Avukat Serhan Çınar, Aşıkoğlu’na, “Hangi malzemenin ne kadar kullanıldığı bu raporlarda yazar, ona göre hak ediş hazırlanır” sözünü hatırlatarak, ilgili raporlarda herhangi bir malzeme oranı, metraj ya da beton metreküpü bilgisi olmadığını söyledi. Aşıkoğlu, “Evet” dedi.
Çınar, “Bu rapor hazırlanması sözleşmede yazmıyor. Fahri Kaya da “yüklenici ile birlikte hazırlanır, bir ön çalışmadır” diyor. Üzerine imza, mühür falan da yok, yani gizli ve resmi değil” dedi. Aşıkoğlu, “Bence çok yanlış, tarafsız hazırlanmalı” cevabını verdi.
“ Mukayese raporunu ben hazırladım”
Savcılığın ikinci tanığı ise Parmak İzi Uzmanı Polis Celal Erden oldu.
Erden Savcılık sorgulamasında; emare rapor üzerinde kimyasal işlemler yapıldığını, bunun uzman Emre Daştan tarafından yapıldığını söyleyerek, rapordaki 9 ve 22 numaralı parmak izlerinin Tekin Arhun’a ve Arhun’un şoförü Y.C’ye ait olduğunun tespit edildiğini söyledi.

“Tüm evraklara dokunurum, bunu özellikle almadım”
Savcılığın 3. tanığı ise Tekin Arhun’un şoförlüğünü yapan Y.C oldu.
Y.C Savcı Mustafa İldeniz’in sorularını yanıtladı, şu anda Capital Bank’ta çalıştığını, önceleri de 3-4 sene kadar Arhun’un şoförlüğünü yaptığını kaydetti.
İldeniz’in görevini sorduğu Y.C, Merkez Bankası’ndan Capital Bank şubelerine para transferi yaptığını söyledi. Savcı İldeniz, Kaskon LTD ve Arhun’un ortaklarından olduğu C&T Construction arasındaki 2013 Aralık ayındaki hukuk davası döneminde mahkemeye gelip gelmediğini sordu, Y.C ise Arhun’un şoförü olduğu için onu istediği her yere götürdüğünü. Mahkemeye de götürüp getirdiğini ancak dava içeriklerini bilmediğini söyledi.
İldeniz, ilgili davanın duruşmalarından birinde, bu davanın açılmasına neden olan ilgili raporu almak için duruşma salonu kapısında bekleyip beklemediğini ve ilgili raporu Capital Banka götürüp fotokopi çekip çekmediğini sordu.
Y.C, Arhun’u her zaman arabasının yanında ya da içinde beklediğini, ilgili evrakı ilk kez gördüğünü ve fotokopi çekmediğini söyledi.
İldeniz, ilgili raporda parmak izlerinin çıktığını söylemesi üzerine Y.C, Capital Bank’la ilgili tüm evraklara dokunabilmiş olacağını söyleyerek, bu evrakı özellikle almadığını belirtti.
“Ben götürmedim, fotokopi çekmedim”
Savcı Mustafa İldeniz, ilgili evrakı Turizm Planlama Dairesi’ne götürüp götürmediğini sordu, Y.C buna “Hayır götürmedim” cevabını verdi.
İldeniz, Y.C’nin konuyla ilgili verdiği ifadesinde böyle söylemediğini belirterek, bu değişikliğin nedenini sordu. Y.C ise polise kendi bildiklerini olduğu gibi anlattığını ancak polisin kendi istediği gibi yazdığını ve imzalaması için de baskı yaptığını söyledi.
Ek ifadesinde ise “Eksik imza var, gel at” diye çağırıldığı için gittiğini söyleyen Y.C, yani ek ifade vermediğini söyledi. Y.C’nin ifadesi Mahkemeye emare olarak sunuldu. İldeniz Y.C’nin iddiaları kabul etmemesi üzerine, bu ifadelerle Tekin Arhun’un beraat dahi edebileceğini ve adaletin yerini bulamayacağını savunarak, kendi tanığının “düşman tanık” ilan edilmesini talep etti, Mahkeme bu talebi kabul etti. Yasaya göre düşman tanık ilan edilen kişinin savunma tarafından sorgulanamayacağı nedeniyle, savunma avukatları tanık Y.C’yi istintak edemedi. 
Mahkeme bugün saat 11.00’e ertelendi. 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.