Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG) Genel Başkanı Serdar Denktaş, önceki gün Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Cemiyeti’ne yapmış olduğu açıklamaların sadece halkın değil; iki halkın temsilcisinin okumakta olduğu kitabın aynı olmadığını gösterdiğini söyledi.
Denktaş, Cumhurbaşkanı’nın “Halk için Türkiye'nin Garantörlüğünün önemli olduğunu ve Türkiye'nin onayı olmadan bu sistemin yenilenemeyeceğini” söylemesine rağmen, Rum lider Anastasiadis’in dış güçlerin garantisinin olmayacağı bir çözüm hedefinden bahsettiğini ifade etti.
Denktaş yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı’nın “Yeni bir Kıbrıs'tan” bahsederken, Anastasiadis’in “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin şekil değiştireceğini” savunduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın eşitlikten ve özgürlükten bahsettiğini buna karşın Anastasiadis’in bu konuda farklı bir yaklaşım içerisinde olduğunu belirten Denktaş, “Yani ayni kitabı okumadıkları ortada” ifadelerini kullandı.
“Müşterek çözüme nasıl ulaşılacak”
“Peki iki görüşmeci ayni kitabı okumuyorsa müşterek çözüme nasıl ulaşılacak? Birbirlerini mi kandırıyorlar? Dünyayı mı kandırıyorlar? Yoksa her ikisi anlaşarak iki halkı mı kandırıyor?” diyen Denktaş, halkın gelişmeleri çok dikkatle izlemesi gerektiğini belirtti.
Garanti sisteminin "yenilenmesinin" Cumhurbaşkanı Akıncı'ya yakın isimler tarafından telaffuz edilmeye başlandığına işarete den Denktaş, “Sn. Akıncı ise dün yaptığı açıklama ile bu 'yenilenmenin' Türkiye'nin onayı olmazsa olmayacağının altını çizdi. Bir başka deyişle bu konuda topu taca attı. Türkiye değişikliği kabul ederse halkımızın da buna onay vereceğini düşünmekte” ifadelerine yer verdi.
İki görüşmecinin kendi halklarına söylediklerinde samimi olmaları halinde masa başında mutabakata varamayacaklarını iddia eden Denktaş, mutabakata varılamayacaksa halka pompalanan çözüm ümidinin bir kez daha ters tepeceğini ve halkın söyleyeceği söz olamayacağını savundu.
Denktaş, “Böylesi bir durumda bile aslında her iki halka ayrı ayrı ve eş zamanlı, belirli koşullar altında ayrı ayrı yaşamayı isteyip istemedikleri bir referandumla sorulmalıdır. Çıkacak sonuca da herkes saygı duymalıdır. Son söz gerçekten iki halka ait ise olması gereken budur.” ifadelerini kullandı.