Diyalog Gazetesi

Arazi dağıtımları gündeminde

KIBRIS

Özersay “İhalesiz ve şeffaf olmayan yöntemi değiştireceğiz” dedi

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, devletin elindeki arazilerin ihale yapılmaksızın Bakanlar Kurulu kararlarıyla dağıtılmasının istismara açık olduğunu, göreve geldiklerinde bu uygulamaya son vereceklerini söyledi. 
Özersay bir yöntem değişikliğine gidilmesinin şart olduğunu, UBP-DP hükümetinin turizm rezerv arazileri konusunda Türkiye ile yapılan protokolde verdiği sözü özellikle tutmadığını çünkü bu arazileri keyfi şekilde dağıtarak rant elde etmeye çalıştığını vurguladı. 
Kasım 2016’ya kadar ihaleye dayalı yönteme geçmesi gereken hükümetin bundan özellikle kaçtığını ve geçen 6 aylık sürede ülkede serseri mayın gibi her tarafta kamuya ait olan arazileri elden çıkarma yoluna gittiğine dikkat çekti. Halkın Partisi iktidarında Vakıf mallarının peşkeş çekilmesini önlemek için de bu kurumun özerkliğini savunduklarını, muhalefetin denetleyebileceği şeffaf bir yapılanmaya ve karar mekanizmasına geçeceklerine dikkat çekti. 
Özersay’ın sosyal medya ortamında yaptığı açıklama şöyle:
“Devletin elindeki arazilerin geleceği şeffaf ve denetlenebilir ihale yöntemiyle belirlenmelidir. Bugün mevzuat bu konuda istismara açıktır ve yıllarca olduğu gibi bugünkü UBP-DP hükümeti de bunu kendi menfaati için ranta çevirmeye çalışmaktadır. ‘Biz göreve gelince bize yakın olanlara verecek değiliz’ demekle olmaz! Çünkü kritere bağlanmayan, şeffaf olmayan, kamuoyunun denetimine açık olmayan, herkese fırsat eşitliği vermeyen yöntemler var olmaya devam ettiği sürece bu soygun devam edecektir. O nedenle Halkın Partisi olarak vizyonumuz bu yöntemi değiştirmektir. Bakın geçen yıl Kasım ayına kadar bu hükümetin yapma sözü verdiği neydi? Turizm amaçlı rezerv araziler ‘rekabeti sağlayacak objektif bir ihale yöntemiyle ulusal ve uluslararası yatırımcılara duyurulacak’ deniliyordu Türkiye ile yapılan protokolde. Kasım 2016’ya değin yapılması gereken bu düzenleme neden mi yapılmadı? Yanıt çok basit, son 6 ayda SİT alanları da dahil devletin elindeki pek çok araziyi keyfi ve muhtemelen de rant elde etme maksadıyla elden nasıl çıkardıklarına bakarsanız yanıtı bulursunuz. Bu kadar keyfi ve gizliden bu arazileri dağıtmak ve siyasi yahut şahsi menfaat elde etmek varken neden bu yeni yöntemi yürürlüğe koyup da elimizi kolumuzu bağlayalım diyorlar! Halkın, hepimizin olan bu kaynakları verimsiz, çevre ile uyumlu olmayan ve birilerine rant sağlayacak şekilde kapişari dağıtıyorlar. Benzer durum Vakıf arazileriyle ilgili olarak da geçerlidir. Vakıf Yönetim Kuruluna hükümet kendine yakın isimleri atayarak sonradan bu kuruma ait arazileri de peşkeş çekmeye kalkışmaktadır. ‘Biz göreve gelince Vakıfların Yönetim Kuruluna bize yakın olan isimleri atayacak değiliz’ demekle olmaz! Yapılması gereken şey, bu kurumun özerkliğini sağlamak, muhalefetin de denetleyebilmesini sağlayacak bir yönetim kurulu oluşturmak ve Vakıf mallarının da şeffaf ve denetime açık ihale usulüyle kendi mal varlığını değerlendirmesini sağlamaktır.”
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.